Herkesin kendisinde sevmediği bir huyu vardır. Benimse sevmediğim huyum ön yargılı yaklaşımımdır. Bazen bir olaya, bazen bir kişiye, bir kitaba şans vermeden önce hemen ben biliyorum, tanıyorum asla olmaz der devam ederim. Ve çoğu kezde hatamı anlar itiraf etmeliyim, önce önyargılı yaklaştım şu an tamamen farklı düşünüyorum deyip erdemlilik gösterdiğim için teselli olurum.
Evet büyük bir önyargıyla yaklaştığım isimlerden, sanatçılarımızdan biri de sevgili Zülfü Livaneliydi. Müziğini dinler, severdim ama hiç bir zaman kitaplarını ve köşe yazılarını okumazdım. Yıllarca önyargılı yaklaşmıştım... Siyasi görüşlerimizin farklılığından mı? Ya da şarkı söyleyen, beste yapan kitap yazamaz algımdan mıydı hiç bilmiyorum. Oysa ne çok yanılmışım! Uzun yıllar inatla okumamıştım bu hazine değerindeki kitaplar ne çok kaybolan yıllarım olmuş. Bunu üzülerek söyleyebilirim. Yıllarca bestsellerde ilk sırayı alan yüzlerce kez basılan kitapları şimdi benimde kitaplığımın en kıymetlisi.ve şimdi ilk ben bekliyorum çıkacak romanlarını , bünyemde alışkanlık yaptı Livaneli romanları...özlem ve merakla bekler oldum.
Bu hafta neden mi bu konuyu seçtim. Geçtiğimiz günlerde Ankaranın Çankaya belediyesinin kendisi adına açmış olduğu sanat merkezinin açılışını yazılı ve görsel basından takip ettim. Büyük bir gururla...Yıllarca ne çok şey kaybettiğimi üzülerek bir kez daha anladım. Ne mutlu ki yiğidim aslanım Zülfü Livaneli'n kıymeti yaşarken biliniyor ve seviliyor. Teşekkürler sevgili Zülfü Livaneli şarkıların, bestelerin, romanların ve yazıların için.
Siz siz olun önyargılarınızın esiri olup hayatın zenginliklerinden kendinizi mahrum etmeyin. En azından ben önyargılarıma şans vermesini öğrenip, kazananlardanım...