Kadın bir süre bunu düşündü. Acaba işe yarar mı diye... Doğup büyüdüğü yerlerde bunu teklif etmesi bile zordu. Ama artık çaresiz bir durumdaydılar. Aslında bir süredir evde ufak tefek işler yapıyor, komşulara bir şeyler satabiliyordu. Daha önce hiç bir işyeri açmamıştı. Fakat kocasının dükkanının arkasında ufak bir yer işini görebilirdi. Tabi önce eşini ikna etmesi gerekiyordu. Zira bu yapacağı işten daha zor bir durumdu. O yıllarda hiç bir kadın kolay kolay çalışmazdı.
İyi kötü biraz tartışmadan sonra ısrarcı davranarak kocasını ikna etti. Hemen eşinin dükkanının olduğu pasajda arka tarafta küçük bir yer tuttu. Duvarları sarı renge boyadı. Çocukları küçük olduğu için herşeyi kendi yapmak zorundaydı. İçeride birde musluk vardı. Etrafını güzelce perde ile kapattı. Evdeki eski çekyatıda müşteriler için oturma koltuğu olarak boş olan köşeye koydu.
Ertesi gün evdeki tüm makineleri dükkana getirdi. Yukarıda tek başına yanan floresan lambayıda ikiledi. Tüm bunları yaparken eşide diğer dükkanda elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordu. Çevrede hiç kadın bir esnaf yoktu. Pasajın içindeki diğer dükkanlar arada bir uğrayıp yapılacak bir şey varmı diye kadına soruyordu. Ancak o kadar kararlı görünüyorduki kimsenin yardımına ihtiyacı yoktu.
İyi kötü tüm işler bitti. Yavaş yavaş çevredekiler kadının bu değişik makinalarla ne yaptığını anlamaya çalıştı. Merak edenler sipariş vermeye başladılar. Kadınsa elinden geldiğince daha iyisini yapmaya özen gösterdi. Giderek kendisini geliştirdi. Derken dükkanın işleri eşinin beklemediği şekilde artmaya başladı. Evdeki üç küçük çocuğun en büyüğünü dükkana getirip diğerlerini evde yalnız bırakmaya başladı. Ama en büyük çocukta 11 yaşındaydı ve elinden herşey gelmiyordu. Ve diğer çocuklar evde yalnız kalmak istemiyordu. Artık bir yardımcıya ihtiyaç vardı. Kadın bu işlerden anlayan genç bir kızı işe aldı. Kendi işi iyiye gittikçe eşinin işleri dahada kötüye gitmeye başladı. Bu yüzden daha çok sipariş almak zorundaydı. Ama bu siparişlerin yetişmesi için makinanın tüm gün çalışması gerekiyordu. Kadının çalışmaktan yana bir şikayeti yoktu fakat gece dükkanı nasıl açık bırakacaktı. Çaresiz eşini erkenden eve göndermeye başladı. Kendisi pasaj kapandıktan sonra tek başına çalışmaya devam etti. Çoğu zaman kapıyı kilitleyip ışıkları kapatarak çalıştı. O zamanlar gece bekçileri her mahallede bir tane olurdu. Bir gece ışıkların açık olduğu gören bekçi dükkanı kontrol etmek için geldiğinde makina başındaki kadını gördü. Ertesi gün gündüz vakti kadının yanına giderek durumu sordu. Herşeyi öğrenen bekçi artık geceleri kadının dükkanını kontrol edip onun güvende olmasını sağlıyordu. Ancak çocuklar tüm gün evde yalnız kalıyordu. Kadın gece yarısı eve gelip ertesi günün yemeklerini yapmak zorundaydı. Çaresiz çoğu akşam yemekleri kocası yapıyordu.
Kadının bu yetenekleri ilçede kısa zamanda duyulmaya başladı. Halk eğitim merkezinden bu işi öğretmesi için teklif bile geldi. İşler arttıkça yanına bir eleman daha aldı. Ve aynı makinadan bir tane daha buldu.
Artık herkesin tanıdığı bir iş kadını haline gelmişti. Hatta ona bir isim bile verdiler. Tüm Akyazı artık onu tanıyordu.
Örgücü Fatma
Herşey için
Teşekkürler Anne...