Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, iklim krizinin orman yangınlarında etkili olduğunu ancak AK Parti hükümetinin 21 yıldır, iklim krizinin orman yangınları üzerindeki etkisini anlayamadığını dile getirdi.
Türkiye’de 1 Mayıs ve 31 Ekim tarihleri arasını kapsayan dönemin, yangın mevsimi olarak kabul edildiğine dikkat çeken Özkara, 2021 yılı içerisinde Muğla Manavgat’ta çıkan 2 bin 793 orman yangınında 139 bin 503 hektar alan yandığını hatırlattı.
Bu yangın, uzmanlar tarafından Türkiye yangın tarihinin en büyüğü olarak değerlendirilmişti.
Özkara, yaptığı değerlendirmede, AKP iktidarının 21 yıldır orman yangınlarıyla mücadele konusunda klasik düzenin dışına çıkamadığını, “iklim krizinin orman yangınları üzerindeki etkisini” anlayamadığını söyledi.
Eski çalışma düzeniyle sorunun çözülemeyeceğine dikkat çeken Özkara, “Eski alışkanlıklarıyla sürdürdüğü çalışma düzeni. İster istemez çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Bunun en somut örneği 2021 yılında Antalya ve Muğla’da yaşanan ya yaklaşık 140 bin hektar orman alanının yanması sonucunu doğurdu. Antalya’da yangın çıkınca telaşla Muğla’daki ekibi yardım amacıyla Antalya’ya yönlendirdiler hemen akabinde Muğla’da yangın çıktı. Bu bile olayı değerlendirme senaryolarının nasıl hazırlıksız olduğunu görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Özkara, şunları aktardı; “Biz hep yangın anına odaklanmaya çalışırız, bu çok büyük yanlış. Yangın öncesi çok önemli. Eğer yangın öncesinde orman yollarını hazırlayabilmişsek, yangın emniyet şeritlerini elden geçirebilmişsek, yol kenarlarındaki ara ve alt tabakalarının bir an önce ortamdan çıkarılmasını yangın olmayan dönemlerde başarabilmiş olsaydık, doğal olarak yangın çıksa da baş edilemez hale gelmezdi. Bunların hiçbiri yapılmadı.
Diğer yandan orman yangın işçilerini Maliye Bakanı’ndan alınacak olan kadro düzeniyle çözemezsiniz. Mevsimlik olarak bunları çalıştırmaya çalışıyorsunuz. 2021 yılının temmuz ayında orman yangın işçisi kadroları alınmaya başlıyor. Birkaç ay çalıştırılacaklar dolayısıyla yangın sezonu sona ermiş olacak. Bu kadar hatanın üst üste gelmesi… Aynı zamanda yangınla mücadelede hava araçlarıyla kara gücünün senkronize olması gerektiğini her zaman söylüyoruz. Hava araçlarının farklı farklı görevleri yangına ilk müdahalede çok önemli. Yangının önünü kesmesi açısından özellikle helikopterler çok önemli. Ama asıl yangını söndürecek olan kara gücüdür. Eğer biz kara gücünün yangına hazır hale getiremezsek, eğitemezsek başarılı olma şansımız yok. Bu somut durum ortada dururken Buca Eğitim Merkezi’nin kapatıldığını görüyoruz. (Mayıs 2019’da resmi olarak 9 Eylül Üniversitesi’ne devredildi.) Aynı zamanda eğitimin sadece kurumlarla sınırlı kalmaması lazım. Mutlaka konunun tarafları var. Bu yangına hassas bölgeler turizmin ağırlıklı olduğu bölgeler. Turizm alanındaki bu işin sahipleri elini taşın altına koymalı. Orman bitişiğinde yaşayan köylüler devreye sokulmalı.”
Özkara, izin irtifaka bağlı olarak orman niteliğini kaybeden alanlara da dikkat çekerek “Orman yangınlarının ortalama 9-10 bin hektarlık alanı etkilediğini biliyoruz. Ama asıl felaket her yıl 40 bin hektarlık saha izin irtifaka bağlı olarak orman niteliği kaybediyor. Bu sahalar hızla artmaktadır. O nedenle en az orman yangınları kadar etkili ve zarar verecek niteliğe kadar gelmiştir. Öncelikleri belirleyerek bunları yapmak lazım. Mutlaka toplumun ihtiyaçları var onlara dikkat etmek lazım. 2000’li yılların başında 10 metreküp olan üretim (ağaç kesimi) bugün 37 milyon metreküpe çıkmıştır. 2022 yılında bu da orman ekosistem açısından büyük bir yıkımdır. Ormanların içi boşaltılmakta, parçalanmaktadır. 10 hektardan küçük alanlar 100 ve bin hektarlık sahalardan koparılarak sayı adeti 55 bin ve 120 bin adetlere çıkmıştır. Bu söylediğim son 12 yılda çıkan rakamlar" diye konuştu.
Öte yandan orman yangınları meselesinin Orman Genel Müdürlüğü’nü aşan bir durum olduğunu belirten Özkara, yerel yönetimlerle, dernekler ve kamunun farklı kurumlarıyla koordine halinde olması gerektiğini söyledi.