Öz eleştiri & Otokritik…

Serap AKYOL AKSÜYEK

Kişilerin başarı ve gelişmelerinde, edindikleri bilgilerin yanı sıra, kişilik özelliklerindeki yetkinliklerin  önemi, artık herkes tarafından sıkça değinilen bir konu.  Mesleki eğitim ve becerilerin yanı sıra kişilik özelliklerinde yapılacak kişi- ilişki odaklı değişimler, atılacak adımlar, daha sağlıklı bir iletişim süreci, hayatın her alanında başarı kapılarını açabilen sihirli bir değnek adeta. Çünkü hepimiz bir şekilde birbirimizle ilişki içindeyiz ve hepimizin duyguları var.  Dolayısıyla duyguları önemseyen, anlamaya çalışan, farkında olan, çözüm üreten ve belki de en önemlisi bu süreç içinde sıkça ‘kendini değerlendiren’ kişilerin; en çok sevilen, istenen, sözü dinlenen, önem verilen, desteklenen arkadaş, aile bireyi, çalışan ya da yönetici olması tesadüf değil.  

Aslına bakarsanız hepimiz bu gerçeğin farkındayız, bununla birlikte kabul etmek gerekir ki, kendimize eleştirel gözle bakıp hatalarımızı görmek ve düzeltmeye çalışmak ise çok kolay değil. Bu nedenle, Hepimizin zorluğundan dolayı ihmal ettiği bir konu; Öz eleştiri, bir başka ifadeyle Otokritik…      

En basit haliyle kişinin kendisini eleştirmesi anlamına gelen Öz eleştiri; kişinin duygu, inanç, düşünce ve davranışlarını belli bir gerçeklik ve değerler tablosu/şablonu içine yerleştirerek test etmesi, denemesi ve değerlendirmesi olarak tanımlanıyor.  Öz eleştiriyi kişi, bireysel olarak kendine yapabildiği gibi, grup, cemaat, millet, kültür ve medeniyet gibi daha büyük kitleyi temsil eden ve içinde daha fazla değerler sistemi barındıran topluluklar da yapabiliyor.

  • En küçük bir anlaşmazlık ya da olumsuzlukta, sorunu çözmek yerine haklı olduğunuzu ispata mı çalışıyorsunuz?

  • Farklı durumlarda, farklı kişilerle benzer sorunlar mı yaşıyorsunuz?

  • Her defasında olaya yaklaşımınız, sorumluluğu üstünüzden atmak, durum ve kişilere yansıtma yaparak bir dış sorumlu yaratmak mı?

  • Bu yolları uygulayarak işin içinden çıkamadığınız durumlarda duygusal tepkiler veriyor musunuz?

Bu maddeler elbette uzatılabilir. Bu açıkladığımız durumlardan biri size uyuyorsa daha fazla öz eleştiri yapmalısınız, hepsi uyuyorsa hiç öz eleştiri yapmadığınız gerçeğini kabul etmeli ve açık yüreklilikle hatalarınızla yüzleşmeye hazır olmalısınız.

Yapıcı eleştiri

Eleştirinin; kişilerin kolaylıkla yüzleşip kabul edebilecekleri bir durum olmamakla birlikte, kişilik gelişiminde mucizeler yaratan bir değişim aracı olduğunu söyleyebiliriz.  Bununla birlikte hiç kimse eleştirilmekten hoşlanmaz. Kendisi veya davranışları ile ilgili olumsuz düşünce ve yargılar doğal olarak herkesi rahatsız eder.

Burada hemen bir not düşelim; özeleştiri yeteneğinin gelişebilmesi için eleştiriye tahammülümüzü geliştirmek ve arttırmak çok önemli. Bu nedenledir ki hepimizin yapıcı eleştirilere ihtiyacı var.  Yapıcı eleştirinin en önemli özelliği ise “davranışa” yönelik olması. Bu nedenle, bizler de başkalarını eleştirirken, kişiliğe yönelik yorumlar yapmamaya dikkat etmeliyiz. Eleştirimiz her zaman, kişinin yaklaşım ve davranışlarına yönelik olmalı. Aksi halde karşımızdaki kişi bizim yorumlarımızı karakterine yönelik bir saldırı olarak algılayıp savunmaya geçebilir.  Bu şekilde, karşılıklı atışmalar şeklinde devam edecek sürecin, her iki tarafa da hiçbir fayda sağlamayacağı son derece nettir.

Kişilere yönelik deneyimlerimiz ve sahip olduğumuz ön yargılar, eleştirel yaklaşımda objektifliği koruyabilmenin önündeki başlıca engeller. Ön yargı dediğimizde, hem olumlu hem olumsuz iki şekilde yargıdan söz etmek mümkün. Yapıcı eleştiride, kişilerin davranış veya ortaya çıkardığı eserlere pozitif bir ön yargıyla yaklaşımın son derece önemli olduğu vurgulanıyor. Özellikle emek sarf edilen iş ve konularda eleştiri yapmadan önce bu emeğe saygı duyulması gerektiğinin altı çiziliyor. Bu şekilde önce davranış ya da eserin olumlu yönlerine vurgu yapmak, sonrasında ise gelişime yönelik tavsiye niteliğinde bir yaklaşımla düşünceleri ifade etmek çok önemli. Eleştirinin iyi niyet taşıması ve muhatabını gelişim ve ilerleme konusunda daha verimli hale getirmeyi amaçlaması da dikkat edilmesi gereken diğer unsurlar.

Neden öz eleştiri?

Çok basit; kendimizi tam anlamıyla ifade edebilmek, doğru anlaşılmak, böylelikle sorunsuz ilişkiler kurmak, sorun çıksa bile çözümün parçası olabilmek, dolayısıyla “ mutlu olmak için”…

Kişinin en yabancı olduğu sesin kendi sesi olması gibi, aslına bakarsanız en az gözlemlediği ve tahlil ettiği kişi de yine kendisi. Her türlü ortam, durum ve ilişkide, özellikle sorun çıkan noktalarda en az suçlu bulduğumuz, en fazla hak verdiğimiz yine kendimiz oluruz. Bu eğilimin ise kişilerin gelişim, ilerleme, dolayısıyla başarı ve mutluluğu için büyük engel teşkil ettiğini söylemek yanlış olmaz sanırım.

Sorun çıkan ilişkilerde ama ile başlayan savunmalar ve sorumluluğu kendi üstümüzden atma eğilimi bize zafer kazandırmıyor ne yazık ki.  Haklı çıkma çabası sorun çözme yaklaşımından çok uzak olup, bundan sonrasında sürecin tamamen kesintiye uğramasına yol açabilir oysa. Bunun yerine hatalarımızı görebilmek için objektif olarak kendi davranışlarımızı irdeleme ve gözden geçirme yolunu seçersek bu sayede gelişme ve ilerleme yolunda önemli bir adım atmış oluruz.

Haklı olma takıntısı ve bu konuda gösterilen çaba, Öz eleştiri yapmamızın önündeki en büyük engel. Birçok psikoloğun haklı çıkma çabası konusundaki ortak görüşü ise bu konunun ciddi bir sorunu işaret ettiği yönünde. Eleştiriye kapalı, haklı çıkma amacıyla sürekli savunma çabası içinde olan kişilerin, güçlü bir değersizlik hissi taşıdıkları ve kendi varlıklarını tehlikede görmelerine işaret ediliyor.  Bu noktada, yapılan eleştirilerin ‘Davranışa’ yönelik olduğu düşünülerek bu hislerden kurtulmak da mümkün. Eleştiri hiçbir zaman kişiliğimizi ve varlığımızı tehdit eden bir unsur olmayıp, tam tersi bizi gelişme ve ilerleme yönünde destekleyen bir araç olarak görülmeli. Bu konudaki düşünce kalıbımızı değiştirirsek öz eleştiriyi de daha kolay yapabileceğimizi düşüyorum.

Gelişim ve ilerlemeye olan katkısına bu kadar vurgu yaptık madem; bize ayna tutacak, yapıcı eleştirilerde bulunarak bakış açımızı değiştirecek arkadaş, dost, yönetici ve birlikteliklerimizin artması dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.