Geçtiğimi günlerde Konak’taki özel bir hastanede olan ve sonucunda bir insanın hayatını kaybettiği haberleri okuduğumda endişe içinde kaldım.
Adı üzerinde özel hastane.
Bir şekilde zorunlu olmadıkça gitmediğimiz bir çok sebepbulunan devlet hastanesi yerine tercih ettiğimiz hastane.
Parası neyse verelim, gereken neyse yapılsın, önemli olan canımız dediğimiz özel hastane.
Gel gelelim ki, ölüm varsa orada da var, ihmal varsa orada da var, sorumsuzluk varsa orada da var.
Çünkü adı özel hastanede olsa orada da insan var.
Ailemiz anjiyo olmak için özel hastaneyi, özel doktorları tercih ediyor etmesine de, bu özelin onlara ölüm getireceğinden habersizce.
Onlar istiyor ki, neyse parası verelim, her şeyin en iyisi, en güzeli, en ilgilisi olsun.
Özel Medicana İnternational Hastanesi’ni tercih ediyor.
Eminim parası olan bir çoğumuz da tıpkı onlar gibi paraya kıyıp, bu özel hastane tercihini yapardı.
Gel gelelim ki, operasyondan üç gün sonra hasta ölünce özel hastanenin tadı da kaçıyor, özel olmasının anlamı da.
Ne diyeceksiniz şimdi ölünüzü arkasından
‘Öldün ama bak seni özel hastanede, özel odada, özel doktorların elinde öldün mü?’ diyeceğiz.
Ölen ölmüş ama bir kafasını kaldırsa mezarından ne diyecek bize, ‘Aferin iyi ki özel hastaneye, iyi ki Medicanaİnnternational Hastanesi’ne getirdiğiniz yoksa nasıl ölürdüm mü?’ der.
Yazık gerçekten çok yazık.
Ölen yazık.
Biz yaşayanlara yazık.
Adı özel hastane olarak kurulan hastanelere yazık.
Özel Medicana İnternational Hastanesi var gidelim dediğimizde, ‘Yaşarsak Allah’tan mı?’ diye gidelim.
Birileri bu ölümün hesabını hem hukuku olarak, hem tıbbı olarak, hem vicdani olarak, hem de özel hastanelerin adını taşıdığı için vermeli.
Güven dediğiniz şey yaşamak ile yaşamak arasında kalıyorsa, kaybetmeyi hiç kimse istemez.
Adı Özel Hastane de olsa.