Türkiye’nin lider yerli online video platformu BluTV’nin “hard talk” formatındaki programı ‘40’, bugün yeni bölümüyle izleyicilerle buluştu. Başarılı sunucu ve haberci Cansu Canan Özgen'in, zorlu 40 sorusunu yönelttiği Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Cumhuriyet'in 100. yılında biz bu ülkeyi kurtarınca çıkışı ve Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar için söyledikleri dikkat çekti.
Cansu Canan Özgen: Meclis'te yaşadığınız en sert tartışmalardan biriydi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'la yaptığınız tartışma. 2018 yılı bütçe görüşmeleri sırasında mikrofondan karşılıklı tartışmaya girdiniz, atanmış bir kişi olarak seçilmişleri azarlayamazsınız haddinizi bilin dediniz. Dahası Sn. Akar'ı Balyoz ve Ergenekon'dan tutuklu bulunan silah arkadaşlarını cezaevinde ziyaret etmemekle de suçladınız. Sizin bu ithamlarınıza karşı Sn. Akar daha sonra tazminat davası açtı ve kazandı da, ama sizin kendisine olan tepkiniz sürüyor. Onunla aram ne ölüme ne dirime diyerek Hulusi Akar'la karşılaşsanız dahi diyaloğa girmediğinizi, el sıkışmadığınızı belirtmiştiniz. Sonra da Cübbeli Amiral tartışması gündemdeyken bu kişinin Hulusi Akar'la bağlantılı olduğu iddiasında bulundunuz.
Özgür Özel: Benim bir Milli Savunma Bakanı'yla derdim olmaz ama, partili bir Genelkurmay Başkanı'nı bu ülke hak etmiyordu, bir gece perdenin arkasında üniformayı çıkarıp da takım elbise giyip, Milli Savunma Bakanı olup, ama komuta kademesini hiçe sayarak halen daha Genelkurmay Başkanlığı'nı sürdürmeye çalışmasına da ciddi itirazlarımız var.
Ben Hulusi Akar'a kürsüde beş tane soru sordum, beşine de cevap vermedi. Mesela bir tanesi şuydu; Atatürk'ün manevi kızının Atatürk'le dile bile getiremeyeceğimiz kötü bir ilişkisi olduğunu yazmış olan birisini hastanede ziyaret etti; sen bunu nasıl yaparsın dedim, cevapsız bıraktı.
Ordumuzun başına, askerimizin başına çuval geçiren komutandan ödül aldığını söyledim, yapmadım dedi, mahkemede ispat ettik.
Hulusi Akar o mahkemeye kazanmadı! Orada bir illüzyon var açıklayayım!
Siz biraz önce dediniz ya, mahkemeyi kazandı, buradan açıkça söyleyeyim, Hulusi Akar o mahkemeyi kazanmadı! O mahkemeyi biz kazandık! Orada bir illüzyon var, onu açıklayalım!
O geceyle ilgili dava açacaklardı ya, o davanın içine benim bir milletvekili arkadaşımızın vefatında, Edirne'de cami önünde bana Fox Tv mikrofon uzatmış, Hulusi Akar böyle böyle yapmış başka bir konuda deyince ben mikrofona dedim ki, Ne kadar rezil bir Genelkurmay Başkanı ise o kadar rezil bir Milli Savunma Bakanı! Oradaki rezil kelimesinden, davayı Edirne'deki cenaze töreninden başlatıp, oradan 15 bin TL ceza. Kaç para bana dava açmıştı, 500 bin lira. 485 bin liralık kısmı red oldu, yani o kısmı ben kazandım. Gerekçede de şu var, rezil demişim. Nerede demişim, o tartışmadan 1 ay önce cami çıkışında! Ona ceza geldi! Meclistekilere gelmedi! Hatta ilave bir şey daha söyleyeyim, hani Recep Tayyip Erdoğan bana diyordu ya, kendisine önce tazminat sonra ceza, benim Milli Savunma Bakanıma bunları nasıl söyler demişti. Tazminatın Meclisle ilgili 485 bin liralık kısmı red, 15 bin lira rezil kelimesinden 1 ay öncesinden; ceza ne oldu iade! Yani ilk önce geldi iddianameyi hazırlamışlar, fezleke yazmışlar Meclis'e, kürsü dokunulmazlığı kapsamındadır diye... Ceza davası yok, tazminat da 500 bin alacaklardı ya, 485 bin lirası reddetti hakim. Tazminat hukukunda şudur 50'de 48 buçuğu red olduysa yüzde 97 haklıyım, yüzde 3'ü de alsın başına çalsın!
CHP'NİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL KILIÇDAROĞLU MU?
CANSU CANAN ÖZGEN: CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu, medyada köşe yazarları tarafından pek çok kez eleştiriliyor. Star Gazetesi yazarı Aziz Üstel, sık sık yazan yazarlardan biri. Şöyle bir alıntı yapacağım: Türkiye'de muhalefet sorunu yoktur, muhalefetsizlik sorunu vardır. Kılıçdaroğlu'nun politika üretmediği için yerinden memnun olduğunu iddia etmiş. Sn. Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin önündeki en büyük engel olarak olarak nitelemiş. Gelmiş geçmiş en başarısız CHP başkanı olduğunu söylüyor. CHP'nin önündeki en büyük engel Sn. Kılıçdaroğlu mu?
ÖZGÜR ÖZEL: Değil elbette. Bir ülkede iktidara muhalefet edemeyip, muhalefete muhalefet edenler varsa, onların da dönüp muhalefeti suçlamak yerine kendi duruşlarını bi sorgulamaları lazım. Bu memlekette işçiler bu kadar sorun çekiyor, emekçiler bu kadar sorun çekiyor, Türkiye'de 100 gencin 72 tanesi yurtdışında hayal kuruyor. Bu kadar güzel bir ülke var, bizim gençler dışarıda hayal kuruyor. Ve bir ülkeyi 20 yıldır birileri yönetiyor, Aziz Bey de sorunu üretenler de değil de muhalefet de görüyorsa ben Aziz Bey'in yaşına hürmeten bir şey demeyeyim.
Kemal Bey'in şöyle bir durumu var, bugün ittifak siyaseti diye bir siyasetin mimarı Türkiye'de. Kendisi fedakarlık yapılacağı zaman fedakarlık, risk alacağı zaman risk, Şavşat'ta PKK'dan kurşun yiyen bir şehit cenazesinde linçe uğrayan, mecliste yumruklu saldırıya uğrayan, cenazede önüne kurşun konan birine pasif liderlik yapıyorsunuz diyorsa, aktif liderlik yapsa bu insanın başına neler gelecek? Yani, öyle bir şey yapıyorlar ki, sanki büyük bir konfor alanı var, bizim Genel Başkan, şartların zorladığı daracık bir koruma ekibiyle, mütevazi evinde eşiyle, çoluğuyla çocuğuyla bizlerle, yani ne şaşası var, ne bilmemnesi var, ne tatili var...
Bir gün yeni kimlik kartları için parmak izi vermeye gittik mecliste, ana binadan çıktık halkla ilişkiler binasına eşlik ediyorum, böyle bir tuhaf bakıyor etrafa... Niye dedim? Milletvekiliyken biz bu bahçede çok gezerdik, ne güzel ağaçlar, ne güzel kokular, ıhlamur kokusu, iğde kokusu; özlemişiz bunu 9 senedir hiç bu bahçeye inmedim dedi. Biniyor arabaya evine, evinden partiye, partiden başka bir yere, sonra muhalefetin konfor alanından yararlanıyor... Hakikaten acımasızlık. Cumhuriyet'in 100. yılında biz bu ülkeyi kurtarınca Aziz Bey o değerlendirmesinden pişmanlık duyacak.
ÖZGÜR ÖZEL BOĞAZ PASTİLİ KULLANIYOR MU?
CANSU CANAN ÖZGEN: Artık Türkiye'de siyasette bağıranın, sert sözlerin söyleyenin kazandığı bir dönem mi yaşanıyor sizce? Bir siyasetçi olarak sürekli bağırmak, heyecanlı konuşmalar yapmak sizi yormuyor mu? Eczacı olduğunuzu bildiğimiz için belki özel bir formülünüz vardır diye bu soruyu yöneltiyoruz: Özgür Özel boğaz pastili kullanıyor mu?
ÖZGÜR ÖZEL: Seçim zamanları kullanıyorum, bir takım farklı bitkisel karışımlar tavsiyeler oluyor, kullanıyoruz, çünkü seçimde 1 günde 7-8 yerde mikrofonla açık alanda konuşma yaptığımız oluyor. Bağırma konusuna gelince ben hep bağırana değil, bağırtana bak derim. Bir de hep bağırıyor değiliz, öyle bir medya düzeni var ki... Orada en hararetli en tartışmalı yerler oluyor, yoksa ben böyle çıkıp 20 dakika bütçe hakkını anlattığımız, 10 dakika tutup pandemiyi anlattığımız da oluyor ama, bugünkü medya düzeninde nerede hararet var nerede kavga var, şimdi onlar izleniyor, izleyici zap yapmasın diye senin en hararetli, sesinin en yüksek perdeden söylediğin sözünü, en eleştirel yerden kurduğun yerler oluyor. Çok üzülürüm mesela, 15 dakika konuşurum, oradan biri laf atar, dayanamaz sende cevap verirsin, ertesi gün ana haberlerde o yarım dakikalık polemik çıkıyor. 14 buçuk dakikalık o konuşma gidiyor. Ben de çok memnun değilim sadece polemikle gündemde olmaya. Grup başkan vekilliği dediğin iş biraz gladyatörlük gibi, herkes arenada onu izliyor maalesef.
ÖZGÜR ÖZEL SİYASETİN MANİSA TARZANI MI?
Cansu Canan Özgen: Bu soruyu esprili kimliğinize sığınarak sormak istiyoruz, biraz da ironi olsun diye... Siz de Manisa'dan çıkıp Türkiye için mücadele ediyorsunuz, acaba hemşerisi olarak Manisa Tarzanı'na layık olabildiniz mi? Özgür Özel siyasetin Manisa Tarzanı mı?
ÖZGÜR ÖZEL: Soru güzelmiş. Öyle bir ödülüm var, hem de Ak Parti'li belediyeden almıştım. Manisa Eczacı Odası Başkanıyım. Manisa'da atık piller yerlere atılıyor, akümülatör üreticilerinin derneği var TAP, bir protokol yaptık, bütün eczanelere kutular koyduk, hem de eczacılar arasında yarışma yaptık. Eczacılar 6 ton pil topladılar 3 ay içinde, halen daha da topluyorlar. Ben 1. Manisa Tarzanı Çevre Ödülü'nü almıştım. İsabetli soru olmuş. Onun kadar vefakar, cefakar, onun kadar hızlı olmak lazım. Bir gün Özgür Özel siyasetin Manisa Tarzanı derlerse en büyük hayalim olur benim. Manisa Tarzanı'nın kabri Manisa girişinde sağdadır, bizim ailenin ki de ondan 30 metre ileride. Sonuçta biz de orada yatacağız. Manisa Tarzanı ile birileri beni eşleştirirse, siyasetin de Tarzan'ı Özgür Bey di Özgür Amcaydı derse, keşke öyle bir unvanı yakalayabilsek.