Parkinson ortalama 60 yaşında başlayan ilerleyici bir beyin hastalığı, Parkinson hastalığının yavaşlatılmasında üç noktanın çok önemli olduğu belirtiliyor: Düzenli egzersiz, tansiyon kontrolü ve ilaçları düzgün kullanmak. Parkinson hastalığının dört önemli belirtisi yavaşlık, katılık titreme ve denge bozukluğu. Bunlara unutkanlık (demans), moral bozukluğu (depresyon) gibi belirtiler de eşlik edebiliyor. Parkinson’un erkeklerde biraz daha sık görüldüğünü belirten Ankara Üniversitesinden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Cenk Akbostancı, hastaların yaklaşık %10’nda belirtilerin 40 yaşından önce başladığını belirterek şu bilgileri veriyor: “Türkiye’de 120 bin Parkinson hastası bulunuyor. Genç hastalar, maalesef ülkemizde akraba evliliklerinin sık olmasına bağlı sıktır.”
İlerlemeye engel olacak önlemleri almak açısından erken tanı çok önemlidir. Parkinsonu taklit eden hastalıklar arasında bazı ilaçların yan etkileri ve beyin damar tıkanıklıkları yer alıyor. Her hastaya tedavi yaklaşımının farklı olması gerekiyor. Hastalık yoktur hasta vardır prensibinin en geçerli olduğu hastalık Parkinson hastalığıdır. Belirtiler her hastada farklı olabiliyor. Bu nedenle her hastanın tedavi yaklaşımının farklı olması gerekiyor.
Parkinsonun her aşamasında farklı ve etkin tedaviler var
Öncelikle her titremenin Parkinson’a bağlı olmadığını bilmek gerekir. Hastalar teşhisi ilk duyduklarında muhtaç duruma düşeceklerini düşünüp ciddi moral bozukluğu yaşıyorlar. Oysa hastalığın her aşamasında etkin tedavi yöntemleri var. Aslında Parkinson Hastalığı Derneği elinden geleni yapmakta, düzenli bilgilendirme ve egzersiz toplantıları ile mümkün olduğunca çok hastaya ulaşmaya çalışmaktadır. Parkinson ile ilgili her türlü tedaviyi yapabilen merkezlerin tüm ülkeye yaygınlaşması gerekir. Bazen bir hasta 10 dakikalık bir beyin pili programlaması için 400-500 km yol yapabiliyor.”
Parkinson hastalarının nöroloji bölümlerine başvurması gerektiğini söyleyen Ankara Üniversitesinden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Savaş, “Burada teşhis konulur ve öncelikle ilaç tedavileri düzenlenir. Bununla birlikte, 4-5 yıl sonra halen hastaların şikayetleri ilaca rağmen günlük yaşamı aksatacak derecede sürüyorsa, bu girişimlerin konusunda uzmanlaşmış Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) hekimlerine başvurabilirler. Yardımcı yöntemlere ek olarak iki temel tedavi yöntemi bulunmaktadır: İlaç tedavisi ve cerrahi tedavi olarak özetlenebilir” dedi.
Parkinson tedavisinde beyin pili ne zaman devreye girmeli?
Parkinson tedavisinde cerrahi yöntemi olarak genellikle halk arasında beyin pili olarak bilinen “derin beyin stimulasyonu” yönteminin uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Savaş, bu yöntemler ile 10 hastanın 8 ila 9’unda uzun süreli belirgin düzelme görüldüğünü belirterek şu bilgileri verdi: “Bununla birlikte, 10 hastanın 1 ila 2’sinde uzun süreli tatminkar sonuç alınamamaktadır. Bu başarı oranı yüksektir ancak, doğal olarak birçok tedavi yönteminde olduğu gibi %100 başarı oranı beklemek gerçekçi olmaz. Parkinson hastalığının cerrahi tedavisi ve beyin pili uygulamaları her beyin cerrahisi bölümünde yapılmaz, çünkü bu konuda özel olarak uzmanlaşmış beyin cerrahının, deneyimli bir nöroloji ekibinin ve uygun teknolojik alt yapının bulunması gerekir. Bu bütün dünyada bu şekildedir”
Parkinson tedavisinde beyin pili kararı nasıl verilir?
Parkinson hastalarında genellikle teşhisten 4-5 yıl sonra cerrahi tedavi yöntemleri düşünülebilir. Bu karar hastanın ilaca olan yanıtıyla ilgilidir. Kısaca, ilaca rağmen günlük hayatında sıkıntılar sürüyorsa ve ilaç yan etkileri baş göstermişse hastaların ameliyata yönlendirilmeleri yararlı olacaktır. Bununla birlikte, beyin pili ameliyatı çok geç dönemde yapılırsa etkinliği az olur; yani son çare olarak görülmemelidir. Hastalığın orta döneminde, fazla gecikmeden yaptırmakta yarar vardır.