Öncelikle #48SaatHiçÇıkma kuralına lütfen uyun ve uyum sağlanması yardımcı olmasınız diliyorum.
Bilim insanları uyarıyor, en kritik günler, en üst düzeyde salgının olabileceği günler.
Sizler hazır dışarı çıkmıyorken sizlerle gerçek bir hikâyeyi paylaşayım.
Herkesin ders çıkarabileceği bir hikâye.
Günlerden geçmişte bir gün evli kadın, bekâr kadınla arkadaşlık kurar.
Arkadaşlık boyutu, günler geçtikçe, konu, konuyu açtıkça derinleşir, dostluk boyutuna geçer.
Evli kadın, önce kendi sorunlarını, sonra çocuklarıyla yaşadığı sorunları bekâr kadınla paylaşır. Sonra bu paylaşımın derinliği eşiyle yaşadığı sorunları anlatmaya varır.
Gel zaman, git zaman bekâr adın, evli kadının kocasıyla yaşadığı sorunların çoğalması üzerine olayı sadece dinleyen değil, düzelten olma teklifinde bulunur.
Evli kadından, kocasıyla görüşmesi ve sorunun tam olarak ne olduğunu anlaması için izin vermesini ister.
İyi niyetli evli kadın, kendisini dinleyen dost bildiği bekâr kadının bu teklifini hiç düşünmeden kabul eder.
Onu dinlediği gibi, kocasını da dinleyerek sorunların çözümü konusunda bir şeyler üretir diye düşünür.
Bekâr kadın, evli arkadaşının kocasının işyerine gider ve onunla görüşür.
Ancak konu o kadar derindir ki, evli adam, bu iş saati dışında bir yemekte konuşmayı teklif eder.
Bekâr kadın kabul eder ama dostu evli kadına da durumu söyler, ‘Daha geniş konuşmak için yemeğe çıkacağız. Sakın yanlış anlama’ der.
Evli kadın, bekâr kadının kendisinin kocasıyla arasını düzeltmek için ayırdığı zamanı ve harcadığı emeğe teşekkür ederek, ‘Tabi çıkabilirsiniz’ der.
Derken evli adam, karısının bekâr arkadaşıyla yemeğe çıkar ve konuşurlar.
Aradan birkaç ay geçer, evli adamın hal ve hareketleri değişmeye başlar. Adam daha mutlu, daha umutlu ve ailesine karşı da daha iyi davranmaya başlar.
Evli kadının bu kez bu hali şüphelendirir.
Kocasının kısa sürede bu kadar iyi olmasının altında başka şeyler olduğunu düşünür ve onu takibe aldırır.
Aradan birkaç ay geçer ve takibin sonuçları evli kadının eline gelir.
Kocasının otelde tatil kayıtları, sahilde yürüyüş ve romantik akşam yemekleri fotoğrafları.
Fotoğraftaki adın ise kocasıyla görüşmeye giden, sonra akşam yemeğine çıkan derdini dinleyen, kocasını dinlemeye giden dost bildiği bekâr kadın arkadaşı.
Sinirleri gerilen kadın, yüzleşme anını bekler ve bekâr kadını kocasının işyerindeyken basar.
Fotoğrafı masaya atar, tükürükleri de dost bildiği bekâr kadının yüzüne.
‘Sana güvendim. Aile sırlarımı anlattım. Eşimle aramızda sorunları anlattım. Senin arkadaşlığın bu mu? Senin dostluğun bu mu? Sen ne O… Muşsun’ der.
Fotoğraflar karşısında bekâr kadın dili tutulmuş halde dururken.
Evli kadın kocasına döner, ‘Ya bu kadın, ya ben’ der.
Evli adam, “Ben seni seviyorum. Bu kadın benim duygusal zafiyetimden faydalandı. Affet beni’ der.
Evli kadın, dost bildiği ama koynunda taşıdığı yılan olduğun fark ettiği bekâr kadına bakar, onun için yuvasını dağıtmamaya, çocuklarını babasız bırakmaya karar verir.
Bekâr kadın, o mahalleyi de, o ilçeyi de terk eder.
Evli kadın ise dersini alır.
İnsana Dair:
‘Edep nedir diye sorarsan, bil ki edep; her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır’.
Hz. Mevlana