Metinan ve Şahinan aşiretlerinin temsilcileri, son dönemde terör örgütü PKK'nın bölgede artan terör saldırılarına tepki göstererek, tüm kesimlerin terör örgütüne karşı sesini yükseltmesi gerektiğini belirtti.
Metinan aşireti temsilcisi Reşit Akıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı nedenlerden dolayı katılamadığı Van'daki toplantıya aşiret olarak destek verdiklerini, oradaki açıklamanın kendilerini de bağladığını söyledi.
Terör örgütünün çukur ve barikatlardan sonra sivillere ve siyasetçilere yöneldiğine işaret eden Akıcı, aşiretler olarak bu saldırıların karşısında olduklarını belirtti.
Terör örgütü PKK'nın derhal saldırılarına son vermesi gerektiğini ifade eden Akıcı, şöyle konuştu:
"Şuanda parlamentoda Kürt parlamenterler var. Bunların hiçbiri bugüne kadar 'Bu eylemlerinize son verin ya da bu eylemleri gerçekleştirmeyin veya bu eylemleri kınıyoruz' diye hiçbir açıklama yapmadı. AK Parti bu saldırıları nasıl eleştiriyorsa, Selahattin Demirtaş'ın da basının karşısına çıkıp 'biz bu olayların karşısındayız, biz bu olayları kınıyoruz' demesini bekliyoruz ama bizler böyle bir açıklama duymadık."
Devletin yanında olduklarını belirten Akıcı, "Devletin bölünmesinden yana değiliz. Doğu ve Güneydoğu'daki aşiretler olarak her zaman devletin yanında olduk ve öyle kalmaya da devam edeceğiz." dedi.
Akıcı, şöyle devam etti:
"Bombalı araç, sivillere ve aşiret mensuplarına yönelik saldırılarını kınıyoruz. Derhal bu saldırılarına son vermelidirler. Aşiret, siyasetçi ve birey olarak bunları kınıyoruz. Bunlar Kürt halkına, burada yaşayan halklara zarar veriyor. PKK bu olaylarına derhal son vermeli ve kesintisiz, kayıtsız, şartsız silah bırakmalıdır. Türkiye'de kalıcı bir çözümün sağlanabilmesi için kayıtsız şartsız bu tür saldırılarından vazgeçmelidir."
"Artık yeter dememiz lazım"
Terör örgütü PKK'nın son dönemde yaptığı eylemlerle bölge halkını bir birine düşürme stratejisi uyguladığının altını çizen Akıcı, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Birinin haklarını savunuyorsan onu öldürerek haklarını savunamazsın. Siyasi ve demokratik yollarla bu sorunu çözmemiz lazım. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan bütün halklar, gerek aşiretler gerek sivil toplum kuruluşları gerek bireyler hepimiz meydanlara çıkıp artık 'Kral çıplak' dememiz lazım. Bu olaya 'dur' dememiz lazım. Evet belki tehditler alırız, belki öldürülürüz ama hak yolunda bu tür olaylara artık 'yeter' dememiz lazım. Herkesin tepkisini ortaya koyması gerekiyor. Aşiret olarak biz elimizi taşın altına koymuşuz. Sivil toplum kuruluşları, diğer insanlar bizleri desteklemeli ve bizlerle beraber olmalıdırlar. Biz bu işin çözümüne gitmeliyiz."
"Bu ülkede başka bayrak olmaz"
Şahinan aşireti temsilcisi Mehmet Sait Gülçer de Van'daki aşiret liderleri bildirisini desteklediklerini bildirerek, daha önce yapılması gereken bir girişim olduğunu ifade etti.
Zamanında böyle bir girişimde bulunmaları durumunda birçok şeyin çözülme noktasına varmış olabileceği değerlendirmesinde bulunan Gülçer, aşiretler olarak el ele verdikleri ve dürüst çalıştıkları müddetçe bunun altından kalkacaklarına inandığını söyledi.
Gülçer, "Hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, bu bayrağın altında yaşıyoruz. Biz, bayrağımızı seviyoruz. Bizim tek bayrağımızdır, bu ülkede başka bayrak olmaz. Kimse kimseyi kandırmasın." şeklinde konuştu.
"Hani demokrasi, hani insan hakları?"
Terör örgütü PKK'nın sadece son zamanlarda değil, 30 yıldan bu yana bölgeye kandan başka bir şey getirmediğini işaret eden Gülçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sözde diyorlar ki 'Kürt halkı için bir mücadele veriyoruz.' Sen benim için mücadele veriyorsun, kalkıp beni öldürüyorsun. Senin ne hakkın var, gidip bir ilçe başkanını öldürüyorsun. Kimse başka bir partide siyaset yapmasın mı? Türkiye'de çok sayıda parti var. Demek diyorsun ki 'bu bölgede sadece ben varım, benden başka kimse olmayacak.' Demokrasi, insan hakları diyorlar. Hani demokrasi, hani insan hakları? Onların hesabına geldiği zaman demokrasi derler, hesaplarına gelmediği zaman da yok efendim bizden başka bu bölgede kimse yaşamayacak."
Terör örgütünün saldırılarına karşı olduklarını, hiçbir zaman saldırıları desteklemediklerini ve saldırıları kınadıklarını, lanetlediklerini aktaran Gülçer, bu saldırıların ülkeye bir faydasının olmadığını, her zaman zarar verdiğini vurguladı.
"Hepimiz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyız"
Gülçer, terör örgütünün bombalı saldırılarla, suikastlerle insanları öldürerek bölge halkını bitiremeyeceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu bölge halkı her şeyi görüyor, artık her şeyin farkında. Yaptığın her olayda bölge halkının daha da nefretini kazanıyorsun. Bu bölge artık senin iç yüzünü gördü. Hepimiz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyız, hepimiz bu bölgede yaşıyoruz. Biz hem devletimizden hem hükümetimizden bir Kürt olarak şuan memnunuz, razıyız. Allah razı olsun. Başta Cumhurbaşkanımız ve hükümet, Türkiye için özellikle bu bölge için farklı şeyler getirdi, bunu hepimiz görüyoruz, kimse görmemezlikten gelemez."
Teröre topyekun karşı çıkılması gerektiğinin altını çizen Gülçer, bunun yalnızca aşiretlerin değil, bir ülkenin sorunu olduğunu, artık seferberlik zamanı geldiğini dile getirdi.
Gülçer, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu sıradan bir terör olayı değil. Sokaklara dökülme zamanı geldi, başka çare yok. Her sabah televizyonları açtığımızda ölümleri izliyorsak buna artık 'dur' demenin zamanı geldi. Aşiretler, STK, bireyler, köyler, ilçeler olarak Kürt halkı olarak artık sokaklara dökülüp örgütü silah bırakmaya mecbur bırakmamız lazım. Yeter artık bu örgüt bize hep yanlış yaptı. Kalkıp sokaklara döküldüğümüz zaman hepimizi öldürecek halleri yok ki. Her gün öleceğimize bir kez ölelim, yeter artık.