Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prematüre Servisinde görev yapan hemşire Ceren Işık ve özel bir şirkette çalışan Murat Işık 5 yıl önce evlendi. Çift mutluluklarını bir çocukla taçlandırmak isterken, Ceren Işık üçüzlere gebe kaldı. Bir sağlıkçı olarak bu dönemi en iyi şekilde geçirmeye çalışan Işık, aceleci davranan üçüzleri sayesinde korkulu zamanlar da geçirdi. Gebeliğinin 12. haftasında suyunun gelmesi üzerine soluğu doktorda alan Işık, bebeklerinden birinin kesesinde su kalmadığını öğrenirken, bebeğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Salim Şehirali’ye başvuran Işık, onun tedavi ve gözetiminde gebelik dönemini geçirmeye başladı. Ancak hamileliğinin 27. haftası olan 17 Eylül 2019’da Kent Hastanesinde üçüzlerini doğurmak zorunda kaldı. Işık çifti, hiç su bulunmayan kesede büyüyen kızlarına Defne, diğer kızlarına Ece Su, oğullarına da Tunç adını koyarken, üçüzler yeni doğan yoğun bakım servisinde kuvöze koyuldu. Tunç ve Ece Su’ya 2 ayın sonunda kavuşan aile, Defne’yi ise 6 ayın sonunda kucağına alabildi. Aradan geçen 3 yılda üçüzleri ile mutlu bir hayat süren Işık çifti, geçen 17 Eylül’de üçüzlerin doğum gününü kutlamanın mutluluğunu yaşadı.
"ANNE OLMAYI BİLMİYORDUM"
Aradan geçen 3 yılı anlatan anne Işık, “Üçüzler 27. haftada doğdu. Çok küçüklerdi. Defne 780 gram, Ece Su 960 gram ve Tunç 1100 gram olarak doğdu. Tunç ve Ece Su 2 ay, Defne de 6 ay kuvözde kaldı. Bizim için sancılı bir süreçti. Üçüzlere bakmak çok zor ve keyifli. Onlarla birlikte biz de birçok şey öğreniyoruz. Prematüre hemşiresiyim ama daha önce anne olmayı bilmiyordum. Bir yandan da anne olmayı öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Bebeklerim doğduğunda ve ilk haber yapıldığında bana ulaşan çok fazla insan oldu. Gebelik sürecinde destek istediler, doğumdan sonraki süreçle ilgili destek istediler” diye konuştu.
Işık, “Prematüre hemşiresi olarak fark ettim ki aslında prematüre bebek anneleri ile empati kurmayı tam olarak bilmiyormuşum. Bu süreç bana sabırlı olmayı öğretti. Şimdi prematüre bebeği olan insanlara daha farklı yaklaşıyorum. Prematüre üçüzlerimiz olmadan önce prematüre annelerin neden bazı davranışlarda bulunduğunu sorgulardım ama şimdi sorgulamıyorum. Çünkü onları daha iyi anlıyorum. O bekleme süreci, bebeklerinizin kuvözde olup sizin eve yalnız dönmeniz çok kaygılı bir süreç. Onları en sonunda kucağımıza almak bizim için çok keyifliydi” dedi.
Çevrelerindeki insanların üçüzleri görünce şaşırdığını ifade eden Işık, “Onlarda gerçek sevgiyi gördüm. Eşimle olan iletişimim de üçüzlerden sonra çok güzel biçimde arttı” dedi.
MESLEKTAŞLARINA EMANET ETMİŞTİ
2019 yılında bebeklerini dünyaya getiren anne Işık, "İleride benim de prematüre bebeklere sahip olabileceğim aklıma gelmezdi ama üçüzlerim prematüre doğdu. Onları meslektaşlarıma ve doktorlara güvenle emanet ettim. Prematüre hemşiresi olarak süreçleri bilmek kaygı düzeyini tabii ki artıyor ama Kent Hastanesinin katkısı çok büyük. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Bebeklerimin onların ellerinde olduğunu bilmek beni çok rahatlattı. Çünkü her buraya geldiğimizde iyiler mi diye onların gözünün içine bakıyoruz. Bizim için zor bir süreç ama onlara emanet olduklarını bilmek bizi rahatlatıyor. Prematüre yoğun bakımda çok ilerledik. Doktor ve hemşire arkadaşlarımızın sevgi, sabır, özveri ve şefkatle çocuklarınıza baktıklarına inanın. Annelik içgüdülerinize de inanın ve güvenin. Bebeklerinizi sevgiyle kucaklayın” demişti.
"ÇOK ENDER BİR VAKA"
Kent Hastanesinde üçüzlerin doğumunu gerçekleştiren Op. Dr. Salim Şehirali de Defne’nin hiç su kalmamış kese içinde yaşama asıldığını belirterek, “Ben Ceren Hanım'ı takibe gebeliğinin 14. haftasında başladım. Su kesesinde ciddi sıvı kaybı vardı. Böyle vakalar dünyada çok ender görülür. Defne böyle bir vaka. Gebeliği mümkün olan tedavileri uygulayarak ve takip ederek sürdürmeye çalışmıştık ama doğası gereği çoğul gebeliklerde erken doğum riski yüksektir, öyle de oldu. Erken ve düşük kilolu doğdular” açıklamasında bulunmuştu.