Prof. Dr. Ataman Güneri: "Gırtlak kanserinde erken tanı önemli"

İzmir Özel Ege Sante Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri, gırtlak kanserinde erken tanının önemine vurgu yaptı.

Toplumda akciğer, meme ve sindirim sistemi kanserlerinden sonra en sık görülen kanser gruplarından birisi olan gırtlak kanseri hakkında İzmir Özel Ege Sante Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri önemli uyarılarda bulundu. Hastalığın başlıca sebebinin genetik yatkınlık yanında sigara ve hava kirliliği olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güneri, hastalığın tedavisinde erken tanının öneminin hayati olduğunu da vurguladı.

"Hastaların hemen hemen hepsinde sigara ve hava kirliliği etkileri var"

Gırtlak kanserinin önemli bir sebebinin sigara ve hava kirliliği olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ataman Güneri, "Her sigara içende gırtlak kanseri olmamakta ancak kanser olan kişilerin hemen hemen hepsinde sigara ve hava kirliliği etkilerinin var olduğu görülmektedir " dedi. Prof. Dr. Güneri, "Gırtlak kanseri toplumumuzda akciğer, meme ve sindirim sistemi kanserlerinden sonra en sık görülen kanser gruplarından bir tanesidir. Gırtlak yüzeyini örten dokunun nadiren genetik ailesel nedene bağlı ama sıklıkla dışarıdan gelen bazı hazırlayıcı şartların oluşturduğu değişimlerle karşımıza çıkan bir hastalığıdır. Gırtlak doku yüzeyinden başlar, belli bir yaygınlık ve derinliğe ulaştıktan sonra klinik şikayetler vermeye başlar. O nedenle yüzeyden gelen uyarılar engellendiği oranda bu tür hastalıkların gelişimine neden olan doku değişikliğinden korunma şansı vardır. Yüzeydeki hücrelerde değişikliğe yol açan bu etkilenmeyi en fazla yapan sık rastlanan dış etkenler kirli hava ve sigara dumanıdır. İnsan dışı canlılar üzerinde yapılan doku testlerinde sigara dumanı içindeki kanserojen maddelerin gırtlak ve solunum yolu yüzeyinde bu tür doku değişikliğine yol açtığı gösterilmiştir. Her sigara içende gırtlak kanseri olmamakta ancak kanser olan kişilerin hemen hemen hepsinde sigara ve hava kirliliği etkilerinin bulunduğu görünmektedir" açıklamasında bulundu.

"Gırtlak kanserinin en erken bulgularından biri de ses kısıklığı "

Özel Ege Sante Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri, gırtlak kanserinin en erken bulgularından birinin de ses kısıklığı olduğunu belirterek, "Gırtlak kanseri, gırtlak içerisinde başladığı bölgenin özelliğine göre değişik şikayetlerle kendini belli eder. Her gırtlak kanseri vakasında ilk şikayetin ses kısıklığı olması gerekmez. Ses telleri dışındaki gırtlak bölgelerinde başlamış olan kanser uzun zaman kendisini gizli de tutabilir. Yutma ya da takılma hissi, solunumla ilgili sıkıntıların olması, boyunda kitleler çıkması, derin boğaz ve boyun ağrıları gibi ses kısıklığı olmayan birtakım şikayetler de ‘’acaba gırtlakla ilgili midir’’ diye açıklanması gereken şikayetlerdir. Ancak alışılageldiği üzere ses tellerinden başlama özelliği daha sık olduğu için gırtlak kanserinin en erken bulgularından biri de ses kısıklığıdır. Beyaz ırkta ve erkeklerde daha sık görülüyor. Ortalama 50-60 yaş civarındaki bireylerde ortaya çıkabiliyor. Ses kısıklığı ile başlayan iyileşme ya da gerileme görülmeyen şikayetlerde mutlaka gırtlaktaki bu doku değişikliğinin olup olmadığından emin olmak gerekir" dedi.

"Hastalığın kontrolü ve tedavisi açısından erken tanı çok önemli"

Gırtlak kanseri vakalarının kontrolü ve tedavisi için erken tanının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Güneri, "Gırtlak kanseri aslında bölgesel bir hastalıktır. Uzun süre gırtlak içerisinde kalabilme özelliğine sahiptir. Bir yayılım gösterdiği zamanlarda ilk tercih ettiği yer boyundaki lenf bezleridir.

Bu oluştuğunda hastalık bölgesel nitelikli hale gelir. Daha sonra hastalık tedavisiz kalırsa ya da genişlemeye devam ederse genelde tercih ettiği yayılım organı da akciğerlerdir. O zaman da uzak organ yayılımı olarak geç dönem hastalık evresine girilir. Bu nedenle hastalığın henüz gırtlak içerisindeyken yani en erken döneminde iken, teşhis ve tedavi edilmiş olmasında ,hem hastalığın kontrolü hem de tedavinin hastada bırakacağı birtakım yan etki ve hasarlar açısından yararı vardır" sözlerine yer verdi.

"Hastanın genel sağlık durumu tedaviye elverişli olmalıdır"

Gırtlak kanseri tedavisinin aşamaları boyunca hastaların genel sağlık durumunun yapılacak müdahalelere elverişli olması gerektiğini bildiren Prof. Dr. Ataman Güneri, "Hastalığın tanısında mutlaka düzgün bir endoskopik muayene ile yutak ve gırtlak bölgesinin titizlikle incelenmesi gerekir. Şüpheli görülen herhangi bir doku özelliğinde doku örneği alabilmek için genel anestezi altında bir biyopsi yapılır. Hekimin şüphede kaldığı dokunun mutlaka patolojik olarak da hastalık açısından araştırılması gerekmektedir. Biyopside tümör tanısı konduktan sonra hastalığın gırtlak içerisinde ve vücuttaki yaygınlığı ilgili tetkiklerle araştırılır. İnceleme sonunda hastalığın evresine uygun bir tedavi şeması çıkarılır. O tedavi planına uyabilmek için iki şart söz konusudur. Birincisi hastanın o tedavi planına uygun bir genel sağlık durumunun olması gerekir. Yapılacak olunan cerrahi, bazen de ilave edilen radyoterapi ve kemoterapi seanslarına hastanın genel sağlık durumunun elverişli olması gerekir. Genel sağlık durumunun bu tür girişimsel tedavi yöntemine uygun olmadığı hastalarda bazen de hastanın tedaviye olur vermediği ve birincil tedavinin yapılamadığı hallerde o zaman ikincil bir tedavi yolu mutlaka denenmeli; kişi tedavisiz bırakılmamalıdır" açıklamasında bulundu.

Ses kayıplarına yol açabiliyor

Prof. Dr. Ataman Güneri, gırtlak kanserinin çok ilerlediği ve organın  tamamının operasyonla çıkarıldığı  hallerde kişinin ses kaybına uğrayacaktır. Hastalığın gırtlak içerisinde özellikle ses tellerinde başlayıp erken dönemde tanı konabildiği hastalarda parsiyel gırtlak ameliyatları ya da radyoterapi uygulamalarıyla organ koruma şansı bulunmaktadır. Gırtlağın parsiyel ameliyatları ile hastalıkta herhangi bir tedavi riski oluşturmadan ses, yutma ve solunum fonksiyonlarının normal ya da normale yakın bir şekilde korunma şansı bulunmaktadır. Ancak hastalığın çok ilerlediği, gırtlağın total çıkarılması  gerektiği hallerde hastada ağır tedavi hasarları kalmaktadır. Kişi gırtlağı kaybettiği için boyuna yeni bir nefes yolu açılmakta, protezli ya da alet yardımıyla yeni bir ses ve konuşma tarzı ortaya çıkmaktadır. İleri dönemdeki gırtlak kanseri  geniş cerrahi ve destek tamamlama radyoterapisi gerektiren yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Bazı estetik ya da fonksiyon kayıpları  ön plana çıkararak hastanın yapılması gereken birincil tedaviden uzaklaşması maalesef hayata mal olmaktadır. Bu nedenle erken dönemde tanı şansını kaçırmamak, organ kaybı olmadan hastalıkla mücadele etmek, o dönem bir şekilde geçirildi ise  ileri dönemdeki tedavi hasarlarına rıza gösterecek şekilde işbirliği yapmak gerekir. Aksi takdirde hasta ve yakın çevresi için maalesef dramatik üzüntülü problemler oluşmaktadır" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri