Prof. Dr. İlber Ortaylı, “’Paradise lost’ diye yazıyorlar. Yani İzmir’in tekrar kurtulmasını, 9 Eylül tarihini kaybolmuş cennet diye ifade ediyorlar. Burası ‘paradise’ ama ‘lost’ ‘most’ değil. Buradaki cennet şöyle kaybolmuş olur, eğer aklınızı başınıza alıp her yere saçma sapan binalar dikmezseniz, olur olmaz yerlerin suyunu sabanını birbirine karıştırmazsanız, 'turizm yapacağız' diye bir sürü kıyının üstüne olur olmaz şeyler inşa ettirmezseniz hiçbir zaman cennet kaybolmaz, güzel bir İzmir olur ama benim ilk gördüğüm 63 yılındaki İzmir tabii ki bundan daha fakir ve mütevazıydı. Bir takım şeyler çok güzel değişmiş ama bir takım şeyleri de ara ki bulasın. Cennetimizi kendimiz korumak zorundayız. İzmir fevkalade önemlidir. İzmir’i kaybettiğiniz an eski Türkiye’nin tadını kaybedersiniz. Yurdunuzu kaybedersiniz, dilinizi kaybedersiniz. Çok açık bir şey bu. Üzerinde durmamız gerekir” diye konuştu.
“Bu işgal yüz kızartıcıdır”
1918 Mondros mütarekesi hakkında da konuşan Ortaylı, “Mondros mütarekesi ile Türkiye bir işgalin altına girmiştir ve bu işgal yapılan muamele dolayısıyla yüz kızartıcıdır. Yoksa bir memleket 4 senedir harp eden devletlerin aksine bir hırsla bu savaşa girmediği halde kendini korumak için savaşmıştır. En çok kayıp veren ve en olmadık yerlerde direniş gösteren bir kuvvettir” ifadelerini kullandı.
“Utanç verici”
Türkiye’de ilginç bir tarih yazımının da ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Ortaylı, “Bu utanç verici bir şeydir. Belirli siyasi görüşlere sahip insanların etnik milliyetçilikleri vardır. Etnik milliyetçilik bir etnik grubun hakkıdır. Yaparsın ama bunun usulü vardır. Kendi milli kültürünü, dilini sergilersin. Karşı tarafa tahripkar olarak davranamazsın. İstiklal Savaşı da 1. Cihan Harbi de kendi üslubu içinde ele alınmalıdır. 19 bin Alman asker ve subay Çanakkale’yi savundu diye oralarda beyanname yazmak, Almanya’da insanlara bunu dağıtmak çok zavallı bir ahlaksızlıktır. Bunu ciddi Almanlar bile yazmaz. Olsa olsa istihbarat teşkilatındaki veya eğitim bakanlıklarındaki bir takım orta zekanın altındaki insanlar telkin ederler. Bir takım zekası kıt Türk vatandaşları da bunu alır geçirirler. Bugün de bunlar problemdir. Bunu söylemek zorundayım” sözlerine yer verdi.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun da konuşma yapacağı program, gün boyu devam edecek.