Adının anlamı her ne kadar "Ağrılı Cinsel Birleşme" olsa da Disparöni ya da “Yaşam Korkusu” yazarının tabiri ile aslında hep bekleyen bir kadınla hep arayan bir adamın, hep düşünen bir kadınla hep yapan hareket eden bir adamın öyküsü. İkisinin hayatla ve birbirleri ile kurdukları sancılı ilişkinin öyküsü.
Var olmak birey olmak mücadelesi veren, ailesinin ona yüklediği kocaman bir yük gibi taşıdığı soylu soy isminden arınıp salt kendisi olarak var olabilmek isteyen ama beceremeyen Feraye ile, cocukken babasI ve annesi tarafından görülmediği icin belki de sürekli görünme ve hareket etme ihtiyacı duyan Cem'in okura kendini sorgulatan hikayesi.
Bu hikayede ailesi tarafından görülmeyen, az görülen karakterler var. Ve her birinin geleceğinde cocukluk sancılarını dindirebilmek icin seçtikleri yolların tezatlığı sarıyor okuru. İkiz kardeşlerin yaşayabileceği özerk/ ayrI birey olma mücadelesi, kardeş kaybında ya da yas dönemlerinde cocuklarIn hissedebilecekleri sucluluk duygusu ve bu duygunun bir ömür yakalarını bırakmaması, babası tarafIndan görülmek isteyen babası kendisi ile hiç ilgilenmese de babası uğruna ürkse bile her şeyi yapabilecek kız çocuklarının yürek sızısı, cocuklarda obje/eşya/yastık bağımlılığı...
Bu bir roman gibi görünse de kişisel içsel yolculuk rehberi, cocuk gelişimi bas ucu kitabi, Arkeoloji ve fizik alanlarına değinen bilim& sanat kitabi bana göre. Okumasını bilen okur icin güzel bir kitap. Derinliğine inen icin kıymetli bir kitap. Bastan söyleyeyim beklentiniz aşk, cinsellik, girift ilişkiler ise bu kitabi boşuna almayın. Alsanız da okumaz, okusanız da sevmezsiniz. Bu kitabi hakkini verecek gerçek okur tercih etmeli.
Ben bir çocuk gelişim alanında çalışan eğitimci olarak kitabı çocukluk travmalarının, anne baba tutumlarının, ebeveyn eksikliğinin, kardeşlerle verilen mücadelenin bireyi ilerleyen yaşamında diğer koşulları çok gelişmiş olsa bile tepetaklak edebileceğini bir kez daha gördüm bu kitapta. Çocuklarının geleceğini hazırladığını düşünerek sürekli çalışan, ekonomik olarak çocukların hem istek hem de ihtiyaçlarını fazlaca karşılayan ama çocuğu ile vakit geçirecek vakti olmayan ebeveynlerin çağında, gelecekte çocuklarını neler bekleyebileceğini görmek için iyi bir kaynak bu kitap.
Bakın kitap arka kapak yazısı nasıl devam ediyor;
“Dis zorluk belirten ön ek, para ile, unia birleşme anlamına geliyor.
Nihan Kaya, Feraye ve Cem’in bu dünyayla birleşmeye çalıştıkça canlarının yanmasını anlatırken yine insan psikolojisinin dehlizlerine dalıp başarıyla çıkıyor. “O kadar uzun zamandır bekliyorum ki artık beklemenin kendisine dönüşmüş gibiyim. Beklemek bütün vaktimi alıyor; bütün ömrümü, hayatımı kaplıyor. Artık bekçi gibi, Godot’yu bekler gibi, Mehdi’yi bekler gibi, beklemenin kendisini bekler gibi bekliyorum. Hayatım kesik elektriğin gelmesini bekleyen tam teçhizatlı bir elektrikli makine gibi. Beklediğim gerçekleşince görünür olacak mahiyeti. O kadar uzun zamandır arıyorum ki artık ne aradığımı bile hatırlamıyorum.Net olarak zihnime kazınmış tek şey, arıyor olduğum. Her yerde, her şeyde, durmadan arıyorum. O kadar kaptırmışım ki kendimi aramaya, aradığımı bulduğumda onu aynı zamanda yitirmiş mi olacağım diye korkuyorum bir yandan.”
Yazar: Nihan Kaya
Yayınevi: İthali Yayınları
Sayfa Sayısı: 264
Derinlikli edebiyat sevenlerin keyifle okuması dileğimle.
Pınar Yeşiltay Sevim