Ramazan ayının insan psikolojileri üzerine etkilerini değerlendiren Psikolog Rukiye Karaköse, orucun otokontrolü ve sosyal dayanışmayı geliştiren bir ibadet olduğunu bildirdi. Karaköse, Ramazanda oruç tutarken sadece yemeden, içmeden ve cinsellikten uzak kalınmayacağını kaydederek, "Oruç inananlar için yenilenme, ‘resetlenme’ ve tabiri caizse bir manevi detoks ayıdır. Ramazanda daha fazla sadaka verilir, hayır yapılır. İftar daveti verilip, yoksulları gözetilir. Bu yönüyle bencilliğimizden arınmak, sahip olma arzumuza gem vurmak ve paylaşmak, toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Oruç süresince, iftar ve sahurları birlikte yapmaya çalıştığımızdan belki normalde birlikte yemek yiyemeyen ya da çok az birbirini gören aile fertleri bile aynı sofra etrafında birleşiyor. Çocuklar sevindiriliyor. Oruç bu yanıyla aile bağlarını da güçlendiren bir ibadettir"” ifadelerini kullandı.
"Oruç otokontrolü güçlendirir"
"Oruçlu insan bir aylığına yaşam alışkanlıklarını değiştiriyor" diyen Karaköse, hayatındaki sorunlu yanları görme, gözden geçirme ve onarma fırsatı bulunduğunu, kişi isterse bu Ramazan ayını kendisi için bir özeleştiri ve arınma zamanına çevirebileceğini kaydetti.
Karaköse, orucun kötü alışkanlıklardan arınmayı kolaylaştırdığını, otokontrolü geliştirdiğini vurgulayarak, "Alkol kullananların bir kısmı ramazanda alkolü bırakmakta, yine Ramazan ayında suç oranlarında düşüş görülmektedir. Hazzı erteleyebilmek, otokontrolün şartıdır ve hayatta uyum ve başarının temelidir. Dürtülerini, arzu ve isteklerini yönetmekte zorlanan insan, Ramazan’ı dürtü kontrolünü, kendine hakim olmayı öğrenmek için bir fırsat olarak değerlendirebilir. Dürtüsel, sabırsız ve aceleci insanın oruç tutması, beynin ön korteksini çalıştırır. Yani dayanıklılık, sabır, sebat, kendini frenleyebilmek gibi sinirsel devrelerimizi aktif kılar. Bu bölgeler, pratik yapıldıkça güçlenir. Başka bir deyişle Ramazan ayı ve oruç bizlere sabır ve dayanıklılık eğitimi verir” dedi.
"Oruç kalkandır, jammerdır"
Bugün iletişim çağını yaşadığımızı ve insanların, gün içinde işleyip yararlanabileceğinden ve aslında ihtiyaç olandan çok daha fazla enformasyona maruz kaldıklarının altını çizen Karaköse, "Bu enformasyon bombardımanından arınmak için oruç bir fırsattır. Mesela Hz. Muhammed de "Oruç kalkandır" der. Cep telefonuna gelen sinyalleri kesen ‘jammer’ misali, oruç tutmak da zihnimizi ve ruhumuzu işgal eden sinyalleri kesintiye uğratır” değerlendirmesini yaptı.
Karaköse, günümüz insanının ruhunun bu haz ve hız arasında sıkışmış çağda yorgun düştüğünü, modern yaşamın getirdiği stresle başa çıkmakta zorlandığını dile getirdi.
Özellikle metropol insanının özüne yabancılaşarak 'kalbinin sesini' duyamadığını aktaran Karaköse, "Bu anlamda da oruç, 'ruhumuzu dinleyip' içsel olarak dinlenme ve arınma zamanıdır" şeklinde konuştu.