BM Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB), 2022 yılı raporunda Türkiye’nin birçok uyuşturucunun Ortadoğu ve Avrupa pazarlarına ulaştırılmasına bir geçiş noktası olarak kullanıldığını açıkladı. 160 sayfalık kapsamlı uluslararası narkotik raporunda, Türkiye’nin uyuşturucu pazarında küresel geçiş noktası olması konumunun giderek arttığı kaydedildi.
Raporda özellikle Güney Amerika’dan Türkiye’ye kaçırılan önemli miktarda kokain ele geçirildiği, bu durumun da potansiyel olarak Türkiye’nin kokain kaçakçılığının Ortadoğu ve Avrupa pazarlarına geçiş noktası olarak kullanımının arttığına işaret ettiği belirtildi.
BM raporunda, Güney Amerika’dan Türkiye’ye sevk edilen kokainin bir kısmının gönderildikleri limanlarda bir kısmının da Türkiye’deki varış noktalarında ele geçirildiği belirtildi.
VOA Türkçe’nin aktardığı uyuşturucu raporunda, 2022 Haziran ayında Ekvatorlu yetkililerin Guayaquil limanında Türkiye’ye giden bir muz konteynerinde 850 kg kokain ele geçirdiği, aynı limandan Türkiye’ye sevk edilen 250 kg’dan fazla kokainin de 2022 Nisan ayında Mersin limanında Türk yetkililer tarafından ele geçirildiği kaydedildi.
TÜRKİYE ÖNEMLİ ROTA HALİNE GELDİ
Raporda, son yapılan değerlendirmelere göre Türkiye’deki organize suç gruplarının düşen afyon fiyatlarını telafi etmek için giderek daha fazla kokaine yöneldiğinin görüldüğü belirtildi. Türkiye’de, 2020 yılında 1,96 ton kokain ele geçirildiği, 2022 yılındaysa bu rakamın 2,8 tonla rekor düzeye ulaştığı kaydedildi.
Raporda, Türkiye Dünya genelinde eroin ve morfin kaçakçılığının yarısı bu yol üzerinden gerçekleştirilmesine rağmen, 2020 yılında Balkan ülkeleri ile Batı ve Orta Avrupa ülkelerinde ele geçen eroin miktarı azalmıştır” ifadesi kullanıldı.
Türkiye’de yakalanan eroin 2021’de 22.2 ton
2020’de başlayan Kovid pandemisiyle birlikte uygulanan kısıtlamaların Türkiye’nin de içinde bulunduğu Balkan ülkelerinde uyuşturucu kaçakçılığını da sınırlı bir şekilde etkileyerek azalmalara neden olduğu ancak Balkan rotasının 2021 yılında başta eroin kaçakçılığı olmak üzere uyuşturucu kaçakçılığının salgından önceki seviyelere geri döndüğü belirtildi.
Afganistan’dan hedeflenen pazarlara sevk edilen ana rota statüsünüh korunduğu, İran, Türkiye ve Balkan ülkelerinden geçen bu rotayla Orta ve Batı Avrupa’ya eroin sevkiyatının sürdüğü kaydedildi.
Türkiye’de, 2021 yılında 22,2 tonluk rekor düzeyde eroin ele geçirildiği, bu miktarın 2019 yılında yakalanan 13,2 tonla kıyaslandığında neredeyse yüzde 70’lik önemli bir artışa işaret ettiği belirtildi.
METAMFETAMİNDE ARTIŞ VAR
Raporda, İran ve Türkiye’nin eroin kaçakçılığı yollarının metamfetamin kaçakçılığı için de kullanıldığı ve bu riskin giderek tırmandığı vurgulandı. Bu iki ülkenin, kendi bölgelerinde metamfetamin kaçakçılığında önemli artışlar kaydedildiğini bildirdikleri belirtildi.
Türkiye’de 2021 yılında metamfetamin kaçakçılığında büyük artışlar görülmeye devam ettiği, 2019’da ülkede yaklaşık 1 ton metamfetamin yakalandığı, 2020 yılında bu miktarın 4,1 tona, 2021 yılındaysa 5,5 tona ulaştığı kaydedildi. İstanbul Havalimanı’nın kargo terminalinde 2022’nin ilk beş ayında, üç büyük metamfetamin sevkiyatının ele geçirildiği bilgisine de yer verildi.
Türkiye’nin sınır kapılarında görev yapan gümrük muhafaza ekiplerinin, art arda iki kez TIR’lara gizlenmiş 1018 ton ve 622 kg sıvı metamfetamin ele geçirdiği belirtildi. 2022 Mayıs ayında, Türk polisinin, uzun bir takip operasyonunun ardından, İstanbul’da sıvı ve kristal formda bir ton 117 kilogram metamfetamin ele geçirdiği, bunun şimdiye kadar tek bir operasyonda yakalanan en büyük miktar olduğu, lideri de dahil bir suç örgütünün üyelerinin tutuklandığı kaydedildi.
Türkiye’de başta metamfetamin olmak üzere uyuşturucu kullanımının halk sağlığı için büyük bir tehdit haline geldiği, son yıllarda artan madde kaçakçılığıyla birlikte ölümlerinde arttığı belirtildi.
Türkiye’de tüm uyuşturucu kullanımından kaynaklanan ölümler içinde metamfetamin bağlantılı ölümlerin oranının 2018 yılında yüzde 6,2 olduğu, bu oranın 2020 yılında yüzde 31,2’ye yükseldiği kaydedildi. Türkiye’de pazarda daha kolay elde edilebilen daha düşük fiyatlı maddelere doğru bir kayma olduğu, bu durumun uyuşturucunun kötüye kullanılması vakalarında önemli artışa ve eğilimlerde değişikliklere yol açtığı kaydedildi.