İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, sindirim sistemi denince akla gelen hastalıkların başında gelen reflü, gastrit ve ülserin çoğu zaman, hastalar tarafından birbiriyle karıştırıldığını belirtti.
Midedeki yanmaların; gastrit, reflü ve üsler hastalıklarının ortak belirtisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gümürdülü, hastalığın teşhisi konusunda mutlaka bir uzmana danışılması gerektiğini vurguladı.
Mide rahatsızlıklarının yaşamı oldukça olumsuz etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Gümürdülü, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça yaygın olan reflü hastalığını anlattı. Türkiye’nin yüzde 20’sinde reflü rahatsızlığı olduğuna dikkat çeken Gümürdülü, "Reflü, mide asidinin, mideden yemek borusuna doğru geri kaçmasına denir. Hastalar genellikle göğüs kafesinin arkasındaki yanma veya yemek borusunda yanma şikayetleri ile başvurabilirler. Reflü rahatsızlığı olan kişilerde yanmaların yanı sıra, ağza gıdaların ve acı suların gelmesi şikayetlerine de rastlanır" dedi.
"Gastritin en önemli nedenlerinden biri strestir"
Midede yanma, ağrı ve şişkinlik gibi belirtilerle kendini gösterebilen gastritin, mide iç duvarının iltihaplanması anlamına geldiğini vurgulayan Gümürdülü, "Gastrit bir hastalık değildir ama yaşam kalitesini bozan, can sıkıcı bir sağlık problemidir. Bu problemi ciddiye almakta fayda var. Unutmayın, gastrit keyfe keder veren bir durumdur" diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle devam etti:
"Gastrit, her yaşta görülmekle birlikte genellikle 18 yaşından büyük bireylerde ortaya çıkmayabilmektedir. Aniden başlayan yani akut ve yavaş gelişen kronik gastrit 2 ayrı grupta incelenir. Alkol, aspirin, ağrı kesici ilaçlar ve stres genellikle akut gastrit tablosuna yol açarken; helikobakter pylori adı verilen ve mide salgısının altında mukozada yaşayan, genellikle çocukluk çağlarında bulaşan çubuk şeklindeki bakteri kronik gastritin en önemli nedenidir. Günümüzde birçok insanın problemi olan gastrite safra reflüsü ve bazı enfeksiyonlar yol açabilmektedir. Tedavi edilmeyen kronik gastrit vakalarında, mide dokusunda çeşitli değişikliklere neden olabilmektedir ve bu durumda genetik yatkınlığı olan, kanserojen maddelere maruz kalan kişilerde kanser oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Yanlış beslenme, stres, sigara ve alkol kullanımı gastritin başlıca nedenlerindendir. Örnek vermek gerekirse, sigara kullanmak ve stres midedeki asit salgısını arttırır. Bu da gastrite neden olur. Çoğu zaman stresle başa çıkmak veya beslenme alışkanlıklarını düzenlemek adına kullanılan ilaçlar da bu rahatsızlığa sebep olabilir."
Gümürdülü, mide ağrısı, sürekli hazımsızlık, karın ağrısı, iştah kaybı, bulantı, kusma ve dışkıda koyu renk gibi belirtiler fark eden bireylerin mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.
Gastritin ülserden farkı nedir?
Mide rahatsızlığı denince en önemli iki hastalık, ülser ve gastritin karıştırıldığını kaydeden İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "İki rahatsızlığın belirtisi yaşam kalitesini düşürse de ülserin belirtileri çok daha şiddetlidir. Gastrit midenin iltihaplanması, ülser ise midedeki yara anlamına gelir" diye konuştu.
Ülserin, gastritin ilerlemesi sonucu oluştuğunu belirten Gümürdülü şunları kaydetti:
"Özellikle kronik gastritte ortaya çıkan mide asit salgısının artması, mide içindeki mukozayı koruyan faktörlerde azalma oluşması, zamanla yara oluşumuna neden oluyor. İç yüzeyi zarar gören midede veya onikiparmak bağırsağında birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen boyutlarda yaralar oluşuyor. Bu yaralar birkaç tane de olabiliyor."
Sindirim sisteminin vücudun en önemli parçalarından biri olduğunu söyleyen Gümürdülü, mide hastalıklarının hafife alınmaması gerektiğini, hissedilen rahatsızlıklarda mutlaka uzmanlara başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.