İstanbul’da 2017 yılbaşı gecesi 39 kişinin yaşamını yitirdiği, 65 kişinin yaralandığı Reina saldırısını gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov ile Konya’daki hücre evinde birlikte kaldıkları belirlenen ve İzmir’de düzenlenen operasyonda yakalanan 1’i tutuksuz 22 DEAŞ üyesinin yargılanmasına başlanırken, mahkeme heyeti 10 kadın şüphelinin tahliyesine karar verdi.
İstanbul’da, 2017 yılbaşı gecesi, gece kulübü Reina’daki saldırıyı gerçekleştiren DEAŞ’lı teröristle ilgili İzmir’de yapılan operasyonda tutuklanan Doğu Türkistanlı 3 aileye mensup 22 şüpheli hakkında, ’Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla, 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açılan davada yargılama başladı. Sanıklar ilk kez bugün hakim karşısına çıktı. Doğu Türkistanlı sanıklar için Özbekçe, Kırgızca, Uygurca, Tacikçe, Farsça, Arapça ve Rusça bilen 6 tercüman mahkemede hazır edildi.
Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube ekipleri, İstanbul'da yılbaşı gecesi 39 kişinin öldüğü saldırının ardından 4 Ocak'ta Bornova ve Buca ilçelerinde operasyon düzenledi. Operasyonda DEAŞ üyesi olduğu iddia edilen 21 kişi gözaltına alındı. Zanlıların kaldıkları evlerde yapılan aramalarda farklı ülkelere ait 41 sahte pasaport, 12 cep telefonu, tablet, 2 palaska, 2 kütüklük, bel aparatı, GPS cihazı, keskin nişancı tüfeği dürbünü, gece görüşü dürbünü, operasyonel fener, yabancılara mahsus 15 sahte geçici kimlik belgesi ele geçirilmişti.Operasyonda gözaltına alınan zanlıların Abdulkadir Masharipov ile bağlantılı oldukları, DEAŞ terör örgütünün Suriye'deki yöneticilerinin talimatlandırdığı İstanbul'daki örgüt üyelerinin yönlendirmesiyle İzmir'de hücre evi yapılanmasına gittiği tespit edildi. Şüphelilerden emniyetteki sorguları tamamlanan 11 kadın sevk edildikleri adliyede tutuklanmıştı. 21 zanlıdan 10'u da mahkemece tutuklanmıştı.
Sanıklar hakim karşısında
Sanıklar hakkında ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘Resmi belgede sahtecilik’ suçlarından İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın bugün görülen duruşmasına tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı.
Çeçenistan kökenli Rus vatandaşlı Ali Askhab Shaıkhulaev suçlamaları kabul etmediğini belirterek, DEAŞ terör örgütüyle bağlantısı olmadığını ileri sürdü. Ağustos 2016’da daha iyi şartlarda yaşamak ve ticaretle uğraştığı için Türkiye’ye geldiğini belirten Shaıkhulaev, “Yaklaşık 6 ay kadar İstanbul’da kaldım. Daha sonra önce Konya’ya sonrada İzmir’e gittim. Çocuğumun hastalığı nedeniyle Konya’ya gittim. Orada daha iyi doktor ve şartların olduğunu söylediler. İnternet üzerinden kiralık ev bulunca İzmir’e geldim. Evdeki dürbün ve askeri malzemeleri ilgim yoktur”ifadelerini kullandı. Ali Askhab Shaıkhulaev operasyonda ele geçirilen bilgisayarında DEAŞ ve saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov ile ilgili delillerin bulunmasıyla ilgili olarak, “Haberleri telefondan takip ediyordum. Belki görüntü indirmiş olabilirim” şeklinde cevap verdi.
DEAŞ ile bağlantısı olmadığı ve çocuğunun tedavisi için Türkiye’ye geldiğini söyleyen sanıklardan Abdullah Mengibay da inşaatlarda çalışıp tedavi için para biriktirdiğini aktardı. Polislerin eve yaptıkları operasyonda üzerinden sahte kimlik çıkan sanıklardan Murat Ali Salimzade, kimliği aldığı şahsın Türkiye’de bu kimliklerin kullanıldığını söylediği için aldığını iddia ederek “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Daha iyi şartlarda yaşamak için Türkiye’ye geldim. İstanbul’da bu kimlikleri verenler bize Suriyelilere bu kimliklerin verildiğini ve sorun yaşamayacağımızı söyledi” dedi.
“Operasyonda çıkan askeri malzemeleri görünce şok oldum”
Operasyondan önce evde temizlik yapmasına rağmen evde bulunan askeri malzemeleri hiç görmediğini öne süren sanık Patimat Khabibova, “Polis gelmeden önce evde temizlik yaptım. Malzemeleri hiç görmedim. Tahliyemi istiyorum, mümkün değilse beni sınır dışı edin” ifadelerini kullandı.Sahte kimlikle yakalanan sanıklardan bir diğeri Aminat Gasanova’da kimliği eşinin verdiğini belirterek, askeri malzemelerden kendisinin de bilgisi olmadığını söyledi. Hasta olan torununa bakmak için Türkiye’ye geldiğini öne süren Khairat Atakova ise “Torunum hastadır, ona bakmak amacıyla geldim. Evdeki askeri malzemeleri poliste görünce şok oldum” diye konuştu.
1,5 yıl önce İstanbul’a ticaret yapmak amacıyla geldiğini söyleyen sanık Abdullah İakhalov da şunları söyledi:
“Terör örgütleriyle bağlantım yoktur. 1,5 yıldır İstanbul’da yaşıyorum ve ticaretle uğraşıyorum. Konya’da ev kiraladık. İki aile kiralayınca ucuz olacağını söyledikleri için diğer aileyle kiraladık. Evida Osman Nurtai’den kiraladık. Vizemiz bittiği için 700 Dolar gerekliydi. Para olmadığı için geçici ikamet belgesi aldık. Sahte olduğunu bilmiyordum.”
“Uygur Türklerine yapılan işkenceden kaçıp geldik”
Tutuksuz sanık 15 yaşındaki Abdullah Asimov ise, operasyonda ele geçirilen tabletinde bulunan DEAŞ terör örgütüne yönelik görüntüler için, merak ettiği için baktığını söyledi. Uygur Türk’ü olduğunu ve ülkesinde Türklere yönelik işkence yapıldığı için Türkiye’ye geldiğini söyleyen Asimov, şöyle konuştu:
“Çin vatandaşıyım. Orada Uygur Türklerine işkence yapılıyor, zülüm yapılıyor. Annem ve ben işkenceden kurtulmak için buraya geldik. DEAŞ terör örgütüyle bağlantım yoktur. Buraya geldiğimizde Uygur Türkü ailelerin olduğu söylendi. O yüzden birkaç aileyle aynı evde kaldık. Bizim ülkemizde internet yasaktı. Hiçbir şeyden haber alamıyorduk. Türkiye’ye geldikten sonra internetten merak ettiğim için DEAŞ haberlerine baktım. Neden suçlandığımı dahi bilmiyorum.”
10 kadına tahliye
Duruşma savcısı mütalaasında sanıklardan Aminat Gasanova, Amina Asimu, Büşra Şerkavi, Khairat Atakova, Mira Zhamukametova, Patimat Khabıbova, Risalet Abdulcabbarov, Şeyma Miterfi, Zuhru Mengibay, Shahnoza Abdurahimoava, Zhanar Besbayeva’nın yurtdışı yasağı konularak tahliye edilmelerini diğer sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Mahkeme heyeti, karar için verilen aranın ardından sanıklardan Aminat Gasanova, Amina Asimu, Büşra Şerkavi, Khairat Atakova, Mira Zhamukametova, Patimat Khabıbova, Risalet Abdulcabbarov, Şeyma Miterfi, Zuhru Mengibay ve Shahnoza Abdurahimoava’yı yurtdışı yasağı konularak tahliye etti. Diğer 11 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, tutuksuz sanık Abdullah Asimov’un ise Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilerek hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığının belirlenmesi için heyet raporu istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.