AB Türkiye Delegasyonu ve İtalya Ulusal Enerji Kümesi üst yöneticilerinin de katıldığı zirve kapsamında düzenlenen “Rüzgâr Enerjisi Tedarik Zincirinde Küresel Zorluklar” oturumu dinleyicilerin yoğun ilgisi ile karşılandı.
ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı’nın moderasyonunu yaptığı oturumda; Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Genel Sekreteri İskender Kökey, Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Güldoğan, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Başkan Yardımcısı Dolunay Güçlüer Küpeli ve CS Wind Üretim Destek Sorumlusu Ersan Özsoy konuşmacı olarak yer aldı.
“YATIRIMCIYI ÜLKEMİZE ÇEKMEK ZOR, KAÇIRMAK KOLAY”
Türkiye’deki rüzgâr enerjisi sektörünün mevcut durumu hakkında kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Alper Kalaycı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından rüzgâr enerjisi yatırımları için gerçekleştirilecek Yenilenebilir Kaynak Alanları-4 (YEKA-4) yarışmasının gecikmesinin, ana ve yan sanayide faaliyet gösteren şirketleri olumsuz etkilediğini belirtti.
YEKA-4’ün 2025’e girmeden tamamlanmasının önemine dikkat çeken ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Kalaycı, “Yerli ya da yabancı sermayeli olsun yatırımcıyı ülkemize çekmek zor, kaçırmak ise bir o kadar kolaydır. General Electric bünyesinde Bergama Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan LM Wind Power rüzgâr türbin kanadı fabrikasının Mart ayında kapanması, sektörümüzde büyük moral bozukluğu yarattı. Ana ve yan sanayide faaliyet gösteren diğer firmalarımızın küçülme döneminde olduğunu gözlemlemekteyiz” dedi.
“İŞGÜCÜ MALİYETİNDE PORTEKİZ VE POLONYA’NIN ÜZERİNDEYİZ”
Türkiye’nin ücret skalasında, Portekiz ve Polonya gibi Avrupa ülkelerin üzerine çıkmasının dikkat çekici olduğunu vurgulayan Alper Kalaycı, dünya genelinde tüm türbin üreticilerinin bir süredir zarar ettiğini, ancak sektördeki iniş çıkışların fabrika kapamalarını gerektirecek boyutta olmadığını kaydetti.
Türkiye’ye özgü değişkenlerin, sektörün gelişim sürecinde belirleyici olduğuna işaret eden Alper Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Özellikle kanat üreticilerimizin, pazarda yaşanan daralmanın dışında yaşadıkları diğer önemli sorun işgücü olmak üzere işletme maliyetleri üzerindeki yüklerdir. Bu üretim büyük oranda el ve beden işçiliğine dayalı ve kıdemli bir mavi yakalı işçi, birkaç yıllık mühendisten daha fazla ücret alıyor. 2024 içinde duyurusu yapılacak YEKA 4 ihalesini elbette tüm sektör heyecanla ve mutlulukla bekliyor. Ancak bu ihaleyi 2023’te yapabilmiş olsaydık, bugün aksam üreticileri önlerini çok daha iyi görebilir, kapanma ya da küçülme kararlarını erteleyebilirlerdi. YEKA-5, YEKA-6 gibi sıradaki ihale takvimlerinin açıklanmasının, gerek yatırımcı gerekse ekipman üreticilerinin önlerini görmeleri açısından çok yararlı olacağını düşünüyoruz. YEKA-4 projesinin, büyük kapasiteli ancak bölünmüş projeler olması durumunda farklı ölçekteki birçok firma ilgi gösterecek. YEKA ile ilgili detayların bilinmesi üreticilerin planlama yapmalarına olanak sağlayacak. Zira YEKA ihalelerinin en büyük ve önemli kısmı yerlilik başlığında düğümleniyor. Kanat, kule, jeneratör veya güneş paneli gibi kısımları yerli üretmek için önümüzdeki yıllarda Türkiye'de ne kadar kapasite devreye gireceğini görmek ve ona göre yatırım yapmak ve üretim zincirini şekillendirmek gerekiyor. YEKA yarışmalarında yaşanan gecikmeler, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar bu kritik endüstride genel bir durgunluk yaşandığını gösteriyor.”
“HER YIL EN AZ 2000-2200 MW PROJE PORTFÖYÜ GELİŞTİRİLMELİ”
Türkiye’nin Ulusal Enerji Eylem Planı’nda rüzgâr enerjisi için açıklanan hedeflere ulaşabilmesi için yılda en az 1500 MW kurulu gücü devreye alması gerektiğini hatırlatan Kalaycı, Türkiye'nin taşıdığı büyük potansiyel dikkate alındığında, bazı projelerin sahaya yansıyamama ihtimaline karşılık 2000 ilâ 2200 MW’lık proje portföyünün yaratılması gerektiği görüşünü savundu.