Günümüze uzanan bir tarih Safranbolu. Beklide birçoğunuz adını sıkça duydunuz ama gitmeye ya vaktiniz olmadı yada ilginizi fazla cezp etmedi. Tüm bahaneleri bir kenara bırakın.
Safranbolu kültür turizmin başkentidir. Atalarımızın hangi evlerde yaşamlarını sürdükleri, hangi aletlerle çalıştıklarını ve neler yaptıklarını bir günde idrak edebilirsiniz.
Kente girdiğiniz zaman sizi iki farklı yerleşim yeri bekliyor. Tarihi dokusu bozulmamış Eski Safranbolu ile birçok devlet dairesinin ve okulların olduğu Yeni Safranbolu. Bir tepenin iki farklı yamacı gibi. Safranbolu’ya girdiğiniz zaman etrafınızda bir çok konak göreceksiniz. Her konakta tarihi eşyalar ve hatta kimisinde turist çekmeye yönelik cansız mankenlerden oluşan ev halleri var. Her konakta şaşıracağınız eski evlerin pratik çözümler sunan gizli odaları banyoları ve mutfaklarını görebilirsiniz.
Demirciler çarşısı eski eşyaların yeni versiyonlarının satıldığı bir yer. Çarşının girişinde birkaç usta bunların nasıl yapıldığını gösteriyor. İlginizi çekerse gidip sizde birkaç çekiç sallayabilirsiniz. Evinize eskiyi andıran bir obje arıyorsanız tam yerindesiniz.Eski konakların kapı tokmakları görülmeye değer. Her konağın kapısında iki farklı kapı tokmağı göreceksiniz. Neden iki tane var diye merak edenler için kısaca anlatayım. Küçük tokmak ince bir ses çıkarır. Eve gelen kadınsa küçük tokmağı çalar, diğeri büyük olanı ise kalın seslidir ve erkekler çalar. Böylelikle ev sahibi kadın eve kimin geldiğini anlar ve kapıyı ona göre açar. Basit ve etkili bir çözüm.
Safranbolu yokuşlardan ve inişlerden oluşuyor. Biraz efor sarf etmeniz gerekecek. Demirciler çarşısından yukarıya gittiğinizde sol tarafta eski tabakhane ve değirmene varacaksınız. Tabakhane kapalı olabilir ama değirmeni görebilirsiniz. Bu arada size şehri gezdirmek isteyen iki kişilik küçük araçlar var. Yürümekten çekinenler için tüm şehri size on dakikada gezdirebilir. Kendi aracınızla gezmeniz dar sokaklarda pek mümkün görünmüyor. Kaymakamlar Müzesi,Taş Ev ve Eski Saat Kulesi’ni de mutlaka ziyaret edin.
Etrafınızda hem eski tatları hem de günümüz lezzetlerini tadabileceğiniz bir çok farklı mekan var. Buradaki en favori yerim Fincancafe’dir. Ayrıca tüm mekanlarda nostalji 90’lı yıllar ve daha eski müzikler çalıyor. Bence harika bir ortam. Şunu söyleyeyim turunuz boyunca 2-3 defa türk kahvesi içmiş olabilirsiniz. Dolaşırken ünlü Safranbolu lokumlarından almayı da ihmal etmeyin. Tüm lokumları tadarak alabilirsiniz. Esnaf ve işletmeciler kentin dokusuna uyumlu bir şekilde misafirperverler.Akşamüstüne kadar tepedeki şehitliğe ulaşabilirseniz, günü burada bitirebilirsiniz. Tabiî ki fotoğraf makinesi yanınızda olmalı her zaman. Tepeye ulaşmak neden güç diye merak edenler için yokuştan bahsetmiyorum. Tepeye ulaşana kadar bir çok sokağa girip kendinizi tekrar kentin merkezinde bulabilirsiniz. Sokaklar ilgi çekici ve birbirine benzer bir halde.
Safranbolu turunuz bittikten sonra görmeniz gereken birkaç lokasyon daha var. Önce 5-6 km şehrin çıkışında ters evi ziyaret edebilirsiniz. Eğer çocuklarınızla geziyorsanız eğlenceli bir durak sizi bekliyor. Daha sonra ters evin biraz ilerisinde Kristal Teras bulunuyor. Buradaki manzara her yerde görebileceğiniz bir manzara değil. Ne dediğimi daha iyi anlamanız için youtube videomu sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim. Kanalımı merak edenler için “Aryana Sokak Gezi Yorum” olarak beni bulabilirsiniz.
Her zaman dediğimiz gibi,
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun…