Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişinin kendisiyle ilgili, hayatla ilgili kendi standartları olduğu gibi mesleki standartları olur, yakın ilişki ve yaşantılarında standartları olur. O standartlarının yüksek olması kişinin mükemmeliyetçiliğini gösteriyor. Bu standart yüksekken kişinin zamanı iyi yönetmesi lazım. Zamanında yapabilmesi sağlıklı mükemmeliyetçiliktir. Doğru şeyi, doğru zaman ve doğru şekilde yapabilmesi çok önemlidir. Kişi mükemmeliyetçiliği sağlıklı şekilde yürütürse başarılı oluyor. Başarılı olan birçok kimsenin arka planında mükemmeliyetçilik vardır. Kapital sistem, başarı ve proje odaklı bir sistem olduğu için insanları mükemmeliyetçiliğe çok teşvik ediyor.” dedi.
Mükemmeliyetçi kişilerin başarı tutkunuysa ve mükemmeliyetçiliği iyi yönetemiyorlarsa da çok kolaylıkla bunalıma girdiklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çok kolaylıkla depresyon ortaya çıkıyor veya psikosomatik hastalıklar dediğimiz mide, bağırsak hastalıkları çıkıyor çünkü beyinleri sürekli stres hormonu salgılıyor bu kişilerin. Stres hormonunda herkesin bir hedef organı vardır. Kimisinin midesinde spazm oluyor. Kimisinin kasları kasılıyor, bağırsakları, cildi alerji oluyor, baş ağrıları oluyor, kalp ritmi etkileniyor, tansiyon yükseliyor, çarpıntılar oluyor. Bunları kişilik olarak incelediğimizde mükemmeliyetçi kişilikler olduğunu görüyoruz ama bu, sağlıklı olmayan mükemmeliyetçiliktir.” dedi.
Duygusal kabızlık ortaya çıkıyor
Sağlıksız olan mükemmeliyetçilikte kişinin kendi kusurlarını bağışlamadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Devamlı kendisini suçlar, utanç duyar, kendisini değersiz görür. İntihar vakaları sağlıksız olan mükemmeliyetçilerde çok olur ve bu kişilerin çoğu kusursuzluk meraklısı oluyorlar. Hatta bazı mükemmeliyetçiliklerde duygusal kabız dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Nasıl oluyor? Kişiler duygularını bastırıyorlar. Dışarıya duygu yansıtmıyorlar. Taktir, övgü, onay sözlerini kullanmıyorlar. Kendilerine karşı da duygusal olarak acımasızlar. Kendi duygularını da okuyamıyorlar. Bu kişiler yanlış anlaşılıyor. Bazen mükemmeliyetçi kişi hedefine ulaşmak için güçlü rolü oynar, gayet neşelidir fakat içinde fırtınalar esiyordur. Dışarıdan ‘Sen ne kadar mükemmeliyetçisin, ne kadar başarılısın, ne kadar iyi insansın’ dedirtir fakat içinde öyle değildir.” şeklinde konuştu.
Detaylara takılmak hata yaptırıyor
Kişinin mükemmeliyet beklentisi gerçekçiyse bunun o kişiyi başarıya götürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Eğer mükemmeliyetçilik gerçekçi değilse kişiyi başarısızlığa götürüyor. Biraz somut bir örnek vereyim, başarı ayrıntıdadır denir ama şeytan da ayrıntıdadır. Başarı nasıl ayrıntıdadır? Hedefe yönelik mükemmeliyetçiliğin varsa, hedefe yönelik ayrıntıcılığın varsa bu seni başarıya götürür ama hedefle hiç ilgisi olmayan, hedefe giderken bu neden masada eğri durdu, bu niye burada durdu tarzında konuları zihninizde fazla yorarsanız bu sefer şeytan ayrıntıda durumu ortaya çıkar. Bu da kişiye hata yaptırır, yanlışa yönlendirir. Bu tip kişiler, devamlı kaygıları yüksek olan kişilerdir.” dedi.
Sağlıksız olan mükemmeliyetçilikte kişi hep tetikte oluyor
Mükemmeliyetçi kişilerde yaygın anksiyete bozukluğuna çok rastlandığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu kişiler kendilerini hiç rahatlatamadıkları için hep tetikte oluyorlar. Yere bir şey düşse hopluyorlar. Televizyonun sesi fazla açık olsa tedirgin oluyorlar. Sese, gürültüye karşı da rahatsız olabiliyorlar. Bu da sağlıksız olan mükemmeliyetçiliktir.” dedi.
Parasız kalma korkusu yaşayabiliyorlar
Mükemmeliyetçi kişilerin kazanma hırslarının yüksek olmasına rağmen yatırım konusunda sağlıklı düşünemediklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sahip olduklarını korumaya yönelik düşünceler ve bazı korkular içinde oluyorlar. Parasız kalma korkusu yaşıyorlar. Kimi zaman da para biriktirmelerine ve servet sahibi olmalarına karşın yoksul yaşarlar. Bu kişiler zamanında çok çalışmış kişilerdir ama kaybetme korkusu nedeniyle statükocu olmuşlardır ve artık büyümeyi durdururlar. Birçok aile şirketinin dağılma sebebi de budur. Birçok yeniliği kaçırırlar.” diye konuştu.
Mükemmeliyetçi kişinin eleştiriye tahammülsüzse narsist olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gerçek mükemmeliyetçiler kendilerine eleştiriyi armağan gibi görür. ‘Eleştiren kişi bana yardım ediyor’ diye düşünür. Eleştiriyi alıp incelerler, eğer eleştiri haklıysa hatasını düzeltirler değilse yollarına devam eder. Egosu ve kaygısı yüksek, takıntılı mükemmeliyetçiler, uzun yaşamıyor. Erken yaşta birçok psikomatik hastalıkla karşılaşıyor. Bağışıklık sistemi baskılandığı için stres hormonları nedeniyle kanser hücreleri erkenden başlıyor.” dedi
Sağlıksız mükemmeliyetçilik modern yaşamın yan etkilerinden biri
Sağlıksız mükemmeliyetçiliğin medeniyetin, teknolojinin, modernizmin getirdiği rekabetçi yaşantının yan etkenlerinden biri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yaşam standartının yüksek olması, beklentilerin yüksek olması, mükemmeliyetçiliği teşvik ederken bunlar modern insanın mutluluk puanını yükseltmiyor. Mutluluk puanının artırılması için de Batı dünyasında pozitif psikoloji görmeye başladı.
Üniversite olarak 2013’te zorunlu ders olarak okuttuğumuz pozitif psikoloji bizden yıllar sonra dünyanın saygın üniversitelerinde ders olarak okutulmaya başlandı. O nedenle insanlık, kapital sistemin rekabetçiliği ve mükemmeliyetçiliği çok teşvik etmesi nedeniyle yaşanan komplikasyonları düzeltme yoluna gidiyor. Türkiye’de biz Anadolu irfanının üstünde yatıyoruz. Tembellik yapmayalım, mükemmeliyetçiliği eleştirmeyelim. Başarıya götüren çok önemli bir şeydir. Mükemmeliyet merkezleri kuralım. Ama bunu sağlıklı bir mükemmeliyetçilik şeklinde yapalım.” diye konuştu.