ŞAİR/YAZAR İLYAS EKİN ALTINBAŞAK İLE EDEBİYAT ÜZERİNE

Röportaj: Aziz Karataş

 

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Evvela tüm okurlarımı sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

1987 Batman doğumluyum. İlkokul ve ortaokulu Gercüş YİBO’da okudum. Gercüş Lisesi’ni birincilikle bitirerek Balıkesir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandım. 2009 yılında mezun olup öğretmenlik hayatımıza devam ettik. Vatanımıza, bayrağımıza sevdalı miğferler olmaktır asıl gayemiz ve bu uğurda güzel nesiller yetiştirmektir.

Yazmaya ne zaman başladınız, ilk yazı anınızı paylaşır mısınız?

2005 yılında yazarlıkla tanıştığım şiirin denizinde yüzmeyi arzu ettiğim ilk yıllarımdı. O yıllarda Yeni Türk Edebiyatı dersimize giren Prof. Dr. Mehmet Narlı Hocam, sınıfa her girdiğinde ellerinde yüreği gibi ak sayfalara yazmış olduğu güzel şiirleriyle dersimize ayrı bir renk katardı. Okuduğu her şiiri ruhumda farklı manalar uyandırıyordu. Hal böyle olunca değerli hocamdan etkilenerek şiirin denizinde yol aldım. İnsanoğlunun ruhunda uyanan hisleri, arzuları ve tasavvur edilebilecek duyguları gün yüzüne çıkarıp aktarma gayesindeyim.

Sizce şiir ne demek?

Şiir denince aşk, hüzün, gözyaşı, tebessüm ve keder gelir akla. Şiir denince matem, sevinç, girdap, kurtuluş, vuslat ve hicran gelir akla. Şiir denince hayat, ölüm, cân, cânân, aydınlık, gece, yıldız ve okyanus gelir akla.
Şiir; ruhun aynasıdır, hayatın bir parçasıdır, hayatla bütünleşen ruhtur âdeta. Nasıl ki ruh olmazsa, ruh bedenden ayrıldığı zaman bedenin bir değeri, kıymeti kalmaz öyle de insan ruhunun aynasında akseden duyguları, istekleri ve güzellikleri şiir ruhuyla, şiir diliyle, dile getirilir tasavvurundayım. İnsan ruhunun tercümanıdır şiir.

Hangi tür şiirler yazıyorsunuz?

Başta tasavvufî tarzda şiirler ağırlıklı olmak üzere vatan, bayrak, manevi değerleri ihtiva eden şiirler, Allah aşkı, Peygamber sevgisi, ahiret yurdu, dünyadaki sevgiliye şiirler, makam-mevki sevdası, anne şiirleri, toplumsal ve bireysel hayata dokunuşlar v.s daha sayacağımız pek çok mevzuyu ihata etmektedir.

Şairlerin toplumdaki görevleri nelerdir?

“Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;”
dizeleriyle ruhumuzu okşayan Mehmet Emin Yurdakul üstadın da ifade ettiği gibi şairler toplumun sesidir, can damarıdır âdeta. Şairler toplumun duygularına, isteklerine, tercüman olmalıdırlar. Toplumun gerek problemlerini gerekse sevinçlerini paylaşmalıdırlar. Dolayısıyla şairler toplumdan kopmazlar, toplumla iç içe, adeta bir bedenle ruh gibi olmalıdırlar.

Biraz kitaplarınızdan bahsedelim, bize kitaplarınızın içeriğini anlatır mısınız?

“Aşka Kurban Gitmek” adlı eserimiz 2015 yılında basıldı. Şu an Türkiye’de tüm kitapçılarda kitap evlerinde ve internette satışta. Ayrıca muhtelif antolojilerde eserlerimiz yer aldı. Bahtiyar Vahapzade Şiir Antolojisi, Avrasya Şairler Antolojisi vs.
İstanbul Ümraniye 9. ve 10. Geleneksel Şiir Yarışmasında teşekkür belgesi verildi.
Eserlerimizin içeriğine baktığımızda manevi değerlere çok ehemmiyet verilmesi, vatan  sevgisi, bayrak aşkı, Allah ve Peygamber aşkı, dünyanın geçici olduğu, tasavvufî konulara yer verilmesi, dünyadaki sevgili aşkı, toplumsal ve bireysel mevzulara yer vermesi vs dikkat arz etmektedir.

Siz ne tür şiirler yazıyorsunuz?

Öncelikle manevi değerleri idrak etme anlamında vatan sevgisi, vatan sevdalısı neferler olabilmek gayesiyle bayrağına aşık insan olabilmek adına şiirler yazmak; anne ile ilgili şiirler, hem dünya ile alakalı hem ahireti hatırlatan şiirler, her türlü şiirler yazmak mümkündür.
Topluma ve bireye ışık tutabilmek gayesiyle yazmaya gayret ediyorum.

Kitaplarınızı incelediğimizde daha çok tasavvufî konular işlediğinizi görüyoruz bunun nedenini paylaşmak ister misiniz?

Tasavvuf bir derya gibidir. Hz. Mevlânâ, Yunus Emre ve Mehmet Akif Ersoy gibi büyük zatların hayatına, iç dünyasına baktığımızda maneviyatları cihetiyle inanılmaz derecededirler. Eserleri de topluma ve bireylere ışık tutmakta, âdeta rehber olabilmektedir. Benim de asıl gayem bu üstadlarımız gibi güzel insanımıza rehber olabilmektir. Bu uğurda yol almak vatanına bağlı, sevdalı bir nefer olabiliyorsak ne mutlu bize.

Dikkat ederseniz toplumumuzun okuma alışkanlığı diğer ülkelere nazaran çok düşüktür ne yazık ki. İnternet bir nebze de olsa etki etmekte. Çünkü insanlar daha çok hazır olana meyilli.
Kitap kokusu ayrı bir lezzeti ihtiva etmektedir. Zamanla ilgi, alaka güzel bir seviyeye geliyor hamdolsun. Çünkü insanımız zeki bir millettir.

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz?

Evet, her sene İstanbul Tüyap Kitap Fuarında ve Ankara Kongre Merkezinde imza günlerimiz gerçekleşmektedir. Bununla birlikte Çanakkale, Antalya vs illerimizde Uluslararası Avrasya Şairleri yazarları ve sanatçıları buluşmasında Batman ilimizi temsilen katılıyoruz. Ayrıca Radyo, Televizyon Programlarına konuk olarak katılıyoruz.

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Kitaplarımızı tüm seçkin kitapçılarda, kitap evlerinde, internet sitelerinde vs. bulabilirler. İnternette muhtelif sitelerde de rahatlıkla ulaşabilirler.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Yeni bir eserimiz olan yeni şiir kitabımız raflarda yerini almak üzere. Bundan sonraki süreç hikâye, inceleme ve romana yönelmektir. Toplumumuza, aziz milletimize, insanımıza farklı türlerde faydalı olabilmektir gayemiz.

Aileniz sizin şair olma yolculuğunuzda yer aldı mı, onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Ailem beni okutarak insanlığa faydalı bir birey olmamı sağladılar. Elbette ki katkıları oldu. Ailemin her zaman bana söyledikleri şu “oğul faydalı bir ilim öğren, aziz milletine örnek ol, vatanına, bayrağına, dinine sahip çık” bu uğurda yol aldım hamdolsun. Beni iyi yetiştiren aileme teşekkür ediyorum.

Şair olmaya nasıl karar verdiniz?

Biz ki Allah’ın âciz kullarıyız. Kendimize hiçbir zaman şair demedik. Çünkü bizler gönüllere hitap eden insanlarız. Bu vesileyle insanlarımıza bir nebze de olsa hitap edip örnek teşkil etmemiz, onların nazarında şair vasfı ittihaz ederek verilmiş oldu.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nelerdir?

İnsanların ruhlarına dokunabilmek… Gönüllere hitap ederek insanlığa rehber olabilmek… Dünyadan göçüp giderken bile geride topluma yarar sağlayacak eserler bırakabilmek…

Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfi mi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz?

Konular bazen güncel, toplumsal yaşamı ele alabilmek; bazen olur ki hayatta karşılaştığımız olayları ihtiva etmektedir. Hayatımız tesadüflerden ibaret olmadığından belki denk gelen yaşam ve hayatın sorunları ile mücadele etmek için satırlar dökülür sayfalara.

Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız?

Elbette ki, çünkü yazmak benim nazarımda paylaşmaktır, yardımlaşmadır, dostluktur, kardeşliktir. Hayatımızın olmazsa olmazıdır âdeta. Dolayısıyla insan tanıdığı nispette sunar, sevdiği nispette muhabbet eder ve muhabbetin en güzeli olan aşka inkılap eder.

İlk kitabınızı çıkarmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz?
Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi?

Öncelikle bir dosya halinde hazırlarken birden kalbime ihtar edildi. Eser olarak raflarda yer alması, kitap kokusu olarak huzur vereceğini düşünerek, insanların bir nebze de olsa isitfade etmesi gayesiyle kaleme almayı düstur edindim ve bu uğurda niyetimizi gerçekleştirdik hamdolsun.

Bir şair olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz şairler kimlerdir?

Hayatımda vazgeçilmez düstur edindiğim İstiklâl Marşı’mızın ünlü şairi üstad Mehmet Akif Ersoy hayatımın her alanında örnek aldığım üstün bir şahsiyettir. Bununla birlikte Mevlânâ, Yunus Emre, Ahmet Yesevi, Fuzûlî, Yahya Kemal Beyatlı, Cahit Sıtkı Tarancı, Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek vs. örnek aldığım seçkin şahsiyetlerdir.

Yazma ritüellerinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Malumunuz şiir yazmak ilham işidir. İlhamın ne zaman geleceği bilinmez. Bazen saatlerce düşünür dururum; fakat bir satır dahi yazamadığım oluyor. Yazmak için ya uygun bir ortam ararım ya da öyle muhteşem bir manzara seçerim veya hayal ederim o an ilhamın kapıları açılır ardına kadar. Örneğin bir sahile doğru yürürüm. Güneşin doğuşu veya güneşin batışının denize aksetmesi,  yazmak için inanılmaz, vazgeçilmez bir an olur.
İşte o an satırlar bir bir dökülüverir dudaklardan. Belli bir mekân, zaman ve şart aramak tam manasıyla yazmak için kısıtlama getirmiş oluruz. Oysa herhangi bir alanda yazmak için mekan zaman, koşul ve durum aramaksızın hayata geniş bir pencereden bakarak ilhamın geldiği anlar yazarım. Bazen olur bir arkadaş ortamında bulunurken bir an satır satır dökülür sayfalara. Bazen olur gece yakazat halinde iken bir an kapıları açılır kapıları ilhamın ve o an yazmak uğruna uykuyu dahi kurban ederim. Çok enteresandır ki dışarıda yürüdüğüm anlarda bile ilham geldikçe kalem-kâğıt çıkarırım ve attığım adımlarım ile yazarım satırları. Tabi ki bu saydıklarımın tümü izn-i ilahi ile oluyor. Fon müziği, enstrümantal ve özellikle ney eşliğinde yazmayı tercih ederim.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Elbette ki yaşam boyunca sürecek bir serüvendir. Çünkü; insanoğlu yazarak hayatını, umutlarını, sevgiyi, aşkı paylaşır. Yazmak, hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Hayatımızı yazarak paylaşmakla huzur kazanır.  

Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz?

Geleceğimize ışık tutan en başta ümit varlığımız ve hayata umutla bakmamızdır. Diğer açıdan baktığımızda geleceğimizin inşası adına ve insanlığa faydalı bir nefer olmak için bol bol okuyup kendimizi eğitmeliyiz. Geleceğe yönelik projelerimiz; Araştırma-İnceleme, Hikâye, Roman ve Şiir’de seçkin bir yere gelmek asıl gayemiz. Bu hususta çalışmalarımız mevcuttur. Yakın tarihlerde yeni bir eserimiz daha raflarda yerini alacaktır inşallah.

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan şair olmak ister miydiniz, neden?

Evet, kesinlikle hiç tereddütsüz bir şekilde kabul ederdim. Çünkü Şair olmak gönül insanı olmaktır. Sevgilinin yanağındaki tebessüm kıvılcımları olmaktır. Şair olmak gönülden gönülle, aşkla dokunmaktır. Hakka, hakikate kucak açan bir mecnun olmaktır âdeta. Her gülüşünde hayata mutluluk tohumlarını ekmektir.

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Bilinçli ve eğitimli bir nesil için kitap okumaya teşvik ederdim. Teknoloji yerine kitap kokusuna aç olan bizler için belli merkezlerde okuma yerleri, mekânları kurardım. Hatta duraklarda bile kitap okuma yerleri inşa ederdim.
Hiç unutmamalıyız ki, okuyan bir nesil başarıyı elde eden, geleceğini kuran ve insanlığa örnek teşkil eden bir nesil olur.

Türkiye’de kitap yayınlatmak zor mudur?

Hayır, kesinlikle. Aslında bu iyi ve etik bir davranış değildir. Çünkü her gelen kitap çıkarıyor ve basit bir hal almış oluyor. Bir komisyon süzgecinden geçirilerek kaliteli, topluma ışık tutacak eserler raflarda yerini almalıdır. Toplumumuzu okumaya, eğitimli bir nesil inşa etmeye teşvik etmek lazım ve elzemdir.

Son olarak şair olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Şair olmak isteyen canparelerimize tavsiyemiz şu: Mevlânâ Hazretlerinin ifade ettiği gibi yanmak lazım, pişmek gerekir. Bunun için de sık sık okumak gerekiyor.
Araştırma ve incelemelerde bulunmalıyız. Şair ve yazar üstadları bol bol okumalıyız. Mehmet Akif’i, Ahmet Haşim’i, Namık Kemâl’i, Yahya Kemal Beyatlı’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bayram-ı Veli’yi, Recaizade Mahmut Ekrem’i, Bâki’yi, Cahit Sıtkı Tarancı’yı, Sezai Karakoç üstadı vs. okumalıyız ki, şairliğin vasfına mazhar olalım. Okumalıyız ki, yüreğimiz vatan sevdasıyla, bayrak aşkıyla, din aşkıyla yansın. Gönülden gönüle aşk ve muhabbet tılsımları yayılsın vesselâm…
Saygı ve hürmetlerimle…

Biz de Medya Ege ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri