Kan ter içinde sokak matbuatlarında toplamış/
Birkaç rivayet artığı bilgicik.
Erkenden kayıt edilerek metafizik indirimli/
Ortaya mal olmuş kirli üç beş sözcük.
Kibirli, kendinden emin beyni turşu suyu hayta/
Zihni buruşmuş küçük süngercik.
Bütün masalarda erkenden yer alan kalın kafa/
Akademide nutuk atar mini körpecik.
Akla ziyan çıkarımlarıyla bir dolu zerzevat/
Dalda meyveyi görmez sulu sebzecik.
Her yana bir tutam tuz alır koşar/
Beyni pas tutmuş lakin vücud atletik.
Sular seller gibi yalan konuşur/
Hakikatte dem vurunca küçük dili peltecik.
Yer, içer ve konuşur şehrin puslu agorasında/
Cüzdan domuz derisi, vicdanı zardan incecik.
Küllü nefisler onun için sıradan bir hal/
Kendi mutlak gücün gölgesi, diğerleri kölecik.
Sahiden yaşam ona göre güç, para ve iktidar/
Yasa, hukuk ve adalet soyut birkaç kelimecik.
Beyni ovalar dolusu iyi cümle hasat etse de/
Çuvaldızı dosta sokar kendine kıldan iğnecik.
Ruhunda tuza yatırılmış vicdan ve merhamet/
Karnı ateşten kazan, içi dolu tropikal meyvecik.
Beyninde akıl, bilinç ve insanlık salamura/
Gözleri hırstan çöle dönmüş iki patlak tepecik.
İnsan, etik ve estetikle örülü bir mercan adası/
Olmalı ki; denizler maviye dursun hemencecik.
Av.Yusuf AKIN/13.08.2022/İzmir