Fransız astronom Frederic Arenou, Gaia uzay teleskobundan gelen yeni veriler üzerinde çalışan yüzlerce bilim insanından biri.
Bu çalışmalar sayesinde şimdiye kadar kaydedilen en zengin yıldız kataloğu yayınladı. Frederic umutlarının Samanyolu bilgimizdeki bazı büyük boşlukların doldurması olduğunu söylüyor:
"Burası Samanyolu galaksimiz. 100 bin ışık yılı uzaklığında. Tam olarak bilemeyiz ama bizler de merkeze yaklaşık 26 bin ışık yılı mesafedeyiz. Bu bir sanatçı tahmini. Galaksimizde yıldızların tam sayısını bilmek imkansız. Fakat Gaia bize bunu söyleyecek."
Gaia sayesinde uzayın sırlarının azda olsa birazının çözülmesi umut ediliyor.
Avrupa Uzay Ajansı'na (ESA) ait teleskop yaklaşık 1 milyar 700 bin yıldızın yüksek hassasiyetli ölçümlerini almayı başardı.
Bu, ESA'nın Hipparcos adlı önceki görevinden 10 bin kat fazla ölçüm demek. Frederic'e göre Astronomi'de çok önemli bir dönemdeyiz.
"Birdenbire, mesafelerini ve içsel parlaklıklarını öğrenebildiğimiz devasa büyüklükte uzay nesneleri karşımıza çıktı. Parlaklıklarından fiziksel özelliklerini, daha önce diğer yöntemlerle tahmin etmeye çalıştığımız şeyleri çıkartabiliriz. Aynen öyle, aniden cevaplara ulaştık!"
Böyle bir yıldız kataloğuna sahip olmak uzun zamandır astronomların hedefiydi.
1887'de Paris Gözlemevi'nde bu önemli yıldız haritaları üretmek için La Carte du Ciel adlı bir proje başlatıldı.
Chantal Panem uzayda sakin bir noktada sessizce dönen bir milyar piksellik bir teleskopları olduğunu söylüyor:.
"Gaia, Dünyamızdan beş milyon kilometre uzakta bir noktada. Güneş - Yeryüzü ekseni hizasında. Kendi etrafında 6 saatte dönebiliyor. Tüm galaksiyi gözlemleyebilecek manevralar yapabiliyor. Birkaç yıl içinde gökyüzünün tam bir haritasını çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Üç enstrümandan oluşuyor. Pozisyonların ölçülmesini sağlayan bir astrometre. Renklerin ölçülmesine imkan sağlayacak bir fotometre ve yıldızların yaklaşma ve uzaklaşma hızlarını yani radyal hızları ölçen bir spektrometre var."
ESA'nın Gaia bilim ekibine başkanlık eden Finli astronom Timo Prusti bu görüntüyü açıklıyor:
"Bunlar gerçek Gaia ölçümleri. Gökyüzünün farklı bölgelerinde gözlemlediğimiz yıldızların sayısını çıkarıyoruz. Ne görüyoruz? Düzleştirilmiş bir yapı görüyoruz, işte bu Samanyolu. Yani Samanyolu diski. Üstünde bazı karanlık yamalar var. Bu ne demek? Daha az yıldız gördüğümüz anlamına geliyor. Daha fazla yıldız var, ama önlerinde toz var ve bu yüzden yıldızları göremiyoruz."
Gaia verileri Samanyolu'nun bu eşsiz görüntüsünde canlandırıldı. Hızlandırılmış formda, galaksi bölgemizdeki yıldızların uzay ve zaman içinde nasıl hareket ettiğini gösteriyor.
Bu canlandırmaya bakıp, verileri inceleyen Timo Prusti karanlığa bakarak ummadıkları şeyleri görebildi.
"Samanyolu galaksimizin, sarmal bir yapıya sahip, etrafta güzel güzel dönen bir disk olduğunu düşünüyorduk. Ancak bu Gaia veri sürümü ile zaten gördüğümüz şey, Güneş'ten biraz daha uzaktaki yıldızların aslında beklediğimiz kadar düzenli davranmadığını görüyoruz. Rahatsız edildiler, bir şey Samanyolu galaksimizin bozulmasına sebep oldu. Henüz ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak, pek çok çalışmanın bu konuya yoğunlaşacağını tahmin ediyorum."
Galaksimizin tarihi ve geleceği bizlerin sürekli merak konusu olmuştur.
Gaia misyonunun kurucu babalarından Francois Mignard, 1.7 milyar yıldız üzerindeki yeni verilere, büyük sorulardan birini çözmeye yardımcı olacak umuduyla sarılıyor. Spiral galaksimizin gerçekte ne kadar kolu var?
"Samanyolu'nun uzak mesafelerini, hareketlerini incelemek için artık elde tüm malzemeler mevcut. Ancak uç noktalar var ve buralara henüz ulaşamıyoruz. Bu yıldızlar farklı mı? Aynı zamanda mı oluştular? Her birinin kendine özgü bir geçmişi var mı? Kollar harici bir gökada ile birleşmenin sonucu mu oluştu? İnsanların cevaplamaya çalışacakları bu sorulara Gaia verileri kesinlikle temel olacak."
Bu gözlemevi 351 yıl önce kuruldu ve Astronomi o zamandan beri çok yol kat etti.
Uzay teleskopları, milyonlarca ışık yılı uzaklığındaki nesnelerin hassas ölçümlerine imkan veriyor.
Ve Frederic Arenou her şeyin hareket ettiğine vurgu yapıyor:
"Sabit şekilde duran hiçbir şey yok. Her şey hareket ediyor! Dünya saniyede 30 bin kilometre hızla Güneş'in etrafında dönüyor. Saatte 100 bin kilometre eder. Sonra güneş sistemi, galaksinin etrafında saniyede 230 bin kilometre hızla hareket ediyor. Bu muazzam bir hız. Galaksimizin kendisi bir 'yerel grup' içinde saniyede 60 bin kilometre hızla ilerliyor. Bu yerel grup bütünüyle saniyede 600 bin kilometre hızla gidiyor, saatte yaklaşık 2 milyon kilometre. Bu çok devasa bir büyüklük. Her şey hareket halinde!"
Gaia verileri Samanyolu'nun çalışmasında bir dönüm noktası oldu.
Uzay aracı günde 11 saat ölçümleri indirmeye devam ediyor ve dünyaya daha fazla bilgi geliyor. Önümüzdeki on yıl içinde daha fazla veri yayınlanması bekleniyor.