Sanayi üretiminde katma değeri ve ileri teknoloji ürünlerin artırmak üzere başlatılan 'Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı'nın ilki İzmir’de düzenlenirken, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, odak sektörlerde ele alınacak konuları hükümet programı yapmak için Bakanlar Kuruluna sunacaklarını söyledi.
Sanayi üretiminde katma değeri ve ileri teknoloji ürünlerin artırmak üzere başlatılan 'Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı' kapsamında ilk toplantı İzmir’de yapıldı. 'Türkiye Makine Sanayi Zirvesi' toplantısında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, İzmir’in teknoloji üssü olmasıyla ivme kazanacağını ve Türkiye’ye güç katacaklarını belirterek, “Teknoloji üssü, İzmir’e çok yakışan bir proje olacaktır. İzmir; tasarım, marka ve Ar-Ge alanlarında da, öncü bir şehir olmaya devam etmektedir. Geçen haftaki ziyaretimde, ülke genelinde 800 Ar-Ge merkezi, 157 tasarım merkezi sayısına ulaştığımızı ifade etmiştim. Bu sayı birkaç gün içinde arttı. Bugün itibariyle, 809 Ar-Ge merkezine, 159 tasarım merkezine ulaşmış bulunuyoruz. İzmir’de ise 68 Ar-Ge, 21 tasarım merkezi sayısına ulaşmış durumdayız. Ayrıca belirtmek isterim ki ülkemizdeki 20 adet makine tasarım merkezinin 7 tanesi İzmir’dedir. İzmir; 8 üniversitesi, 138 üniversite araştırma ve uygulama merkezi, 13 organize sanayi bölgesi, 4 teknoparkı ile Türk sanayisi, bilimi ve teknolojisi için öncü rol oynamaktadır. 2016 yılında İzmir’de 6 bin 186 firma kurulmuşken, 2017 yılında bu sayı 7 bine ulaşmıştır. Ayrıca İzmir; 2017 yılında ödediği 63 milyar liralık vergiyle, vergi tahsilatı en yüksek illerimizden biri olmuştur” dedi.
“Rekor büyümemizde sanayinin önemli katkısı var”
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde makine sektörünün çok özel bir konumu olduğunu ifade eden Bakan Özlü, “Makine sektörü olmadan, sanayileşmeden bahsetmek, söz konusu olamaz. Makine varsa, sanayileşme vardır. Makine varsa, üretim ve katma değer vardır. Dengeli ve istikrarlı bir ekonomi için güçlü bir makine sanayinin varlığı şarttır. Makine sektörünün üretim ve istihdam büyüklüğü, sanayileşmenin temel göstergelerinin başında gelmektedir. 2017 yılının son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre sanayi büyümesi yüzde 8,7 olarak gerçekleşmiştir. Memnuniyetle belirtmek isterim ki 2017 yılındaki rekor büyümemizde sanayinin önemli katkısı olmuştur. Sanayi öncülüğünde büyümek, sağlıklı bir ekonominin, en net göstergesidir” ifadelerini kullandı.
2017’de rekor ihracat
Makine sektörünün 2017 yılında 11 milyar dolarlık rekor bir ihracat rakamına ulaştığını ifade eden Bakan Faruk Özlü, “Bu ihracat rakamı, 2016 yılına göre yüzde 12’lik bir artış anlamına gelmektedir. Ayrıca, makine sektörünün, kapasite kullanım oranı; 2010 yılından bu yana aralıksız artmaya devam etmiştir. Makine sektöründe kapasite kullanım oranı 2017 yılında yüzde 79,2’ye ulaşmıştır. Bu önemli artışlara imza atan makine sektörümüzü tebrik ediyorum. Made in Turkey damgasının yanına Turkish Machine mührünü vurduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Türk makine sektörü ürünlerine olan güvenin kesintisiz bir biçimde artarak devam edeceğine yürekten inanıyorum” diye konuştu.
“Yerli ve milli makine sanayimizi oluşturmak durumundayız”
Makine sektörünün Türk ekonomisinin temel sektörleri arasına girdiğini belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, ülkelerin gelişme süreçlerinde makine sanayinin imalat sanayi içindeki öneminin giderek arttığını ve gelişmiş ülkelerde makine sektörünün ihracattaki payının yüzde 20’ler düzeyinde olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin de mutlaka bu seviyeye ulaşması gerektiğini ifade eden Özlü, “Tasarımı, teknolojisi, üretimi, markası ve pazarlamasıyla yerli ve milli makine sanayimizi oluşturmak durumundayız. Bunu hep birlikte başaracağız. Kendi makinelerimizi üreterek ve ihraç ederek; ileri sanayi ülkesi Türkiye hedefine ulaşacağız. Ancak bu hedefe doğru giderken; Ar-Ge’den, tasarımdan ve inovasyondan güç almak zorundayız. Aksi halde, mesafe kat etmemiz mümkün olmayacaktır. Açıkça ifade etmek gerekirse; firmaların pozisyonlarını koruyarak büyüme devri kapanmıştır. Durarak kazanma devri tarihe karışmıştır. Devir; kendini yenileme ve geliştirme devridir. Ürünlerinize yenilik koymazsanız, ürünlerinizi Ar-Ge ve tasarımla geliştirmezseniz; yok olup gidersiniz” dedi.
“Üretim esaslı yerlileştirme politikasını takip edeceğiz”
Kalkınma politikalarının temeline yerli ve milli üretimi koyduklarını aktaran Bakan Faruk Özlü, sözlerine şöyle devam etti:
“Unutmayalım ki kalkınma, yerlileşme ile başlar. Bundan böyle üretim odaklı, üretim esaslı bir yerlileştirme ve kalkınma politikasını takip edeceğiz. Altını çizerek ifade etmek istiyorum: Bizim bu politikamız yabancı yatırımı dışlayan bir politika değildir. Tam aksine biz herkese Türkiye’de üretim girdilerini buradan tedarik et, burada istihdam oluştur, burada vergi ver, buradan ihracat yap diyoruz. Bizim, yerli üretimi desteklememizden daha doğal bir şey olamaz. Bütün gelişmiş ülkeler; kendi üretimlerini ve teknolojilerini yoğun biçimde desteklemekte, yoğun biçimde korumaktadır. Dolayısıyla milli ve yerli üretim bizim için stratejik bir duruş ve stratejik bir politikadır. Artık, 'leblebi ve üzüme hapsedilmiş' yerli malı haftası ezberini bozma zamanı gelmiştir. Artık o devirler çok geride kalmıştır. Artık savunmadan enerjiye, sağlıktan tarıma, ulaştırmadan sanayiye kadar çok geniş bir yelpazede kendi yerli teknolojisini üreten bir Türkiye vardır. Bugünün Türkiye’si ayağı yere basan, gerektiğinde kendi göbeğini kendisi kesen, kendi milli ve yerli kaynaklarıyla büyümeyi hedefleyen bir Türkiye’dir.”
“Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programımızı başlatıyoruz”
Hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmaya devam ettiklerini söyleyen Özlü, “Üretim Reform Paketimiz, Ar-Ge Reform Paketimiz, Sınai Mülkiyet Reform Paketimiz; ülkemizdeki üretimin önünü açan, sanayicilerimizi teşvik eden geniş kapsamlı reform paketleridir. Üretim Reform Paketimizde orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerinin ihalesinde yerli malı teklif edenler lehine yüzde 15 oranında fiyat avantajı sağlanmasını mecburi hale getirdik. Yerli malı yazılım konusunda da aynı düzenlemeyi yaptık. Ayrıca, yapım işlerinde kullanılacak makinelerin yerli malı olması konusunda da son derece etkin düzenlemeleri hayata geçirdik. Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programımızı başlatıyoruz. Bugünkü Makine Sektör Zirvesini bu programın önemli bir aşaması olarak görüyoruz. Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programına; tüm paydaşlarımızdan, tüm sektörlerimizden ve sanayicilerimizden, ciddi bir farkındalık ve katkı bekliyoruz. Türk ekonomisini güçlendirmenin anahtarının,güçlü özel sektörden geçtiğinin farkındayız.Dolayısıyla, kamu ve özel sektörü, birbirinin stratejik ortağı ve paydaşı olarak görüyoruz. Bu anlamda; kanun yaparken, mevzuat hazırlarken, destek paketleri oluştururken, teknik düzenlemeler yaparken, sizlerle birlikte uyum içinde hareket etmek istiyoruz” dedi.
Makine yatırımlarında KDV muafiyeti
Bakan Özlü, 24 Ocak’ta Başbakan Binali Yıldırım’ın imzasıyla Yerlileştirme Yüksek Kurulu’nu hayata geçirdiklerini ifade ederek, “Yerlileştirme Yüksek Kurulu, sanayinin ithalata bağımlığını azaltacak ve rekabet gücümüzü artıracak programları hayata geçirecektir. Bu kurul, yerli ve milli sanayimize bakışımızın, en somut ifadesidir. Ayrıca Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal’ın da açıkladığı gibi 'makine yatırımlarında KDV muafiyetine' hazırlanıyoruz. 2018 ve 2019 yıllarında, makine ve teçhizat alımlarında, KDV almamayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi şu anda ancak teşvik belgesi alan yatırımlarda KDV istisnası uygulanıyor. Yeni düzenlemede inşallah her türlü yatırımda makine ve teçhizat alımını kolaylaştırmış olacağız. Bilim Merkezi, Teknoloji Üssü, İleri Sanayi Ülkesi Türkiye hedefine hep birlikte yürüyeceğiz. Bugün bu önemli zirvede ele alınacak konular sadece makine sektörümüz için değil, Türk sanayisinin tüm sektörleri için yol gösterici olacaktır” diye konuştu.
“Bakanlar Kuruluna sunacağız”
Bakan Özlü, makine ve teçhizat ile ilgili konuları ele alıp, bu konuları hükümet programı yapmak için bakanlar kuruluna sunacaklarını söyledi. Düzenlenen zirvelerin devam edeceğini de aktaran Özlü, odaklanılan 10 sektörde sorunların tartışılıp hükümete anlatılacağını ve hükümetin desteğini sanayini gelişmesi için arkalarına alacaklarını sözlerine ekledi.
Orta gelirden yüksek gelirli ülke konumu
Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Adnan Dalgakıran, 18 makine derneğinin olduğu bir federasyon olduklarını belirterek, 13’ünün Avrupa’da 20 federasyonda görev aldığını belirtti. Türkiye’nin içinde bulunduğu orta gelir tuzağı olarak nitelendirilen alandan çıkıp yüksek gelirli bir seviyeye ulaşmaya çalışan bir ülke olduğunu belirten Dalgakıran, “Ama bu alandan yukarıya çıkmak kolay bir hadise değil. Dünyada son 60 yılda orta gelirden yüksek gelire çıkan iki ülke var. Kore ve Tayland. Bu kadar zorlu bir alan. Kore ve Tayland üç sektör üzerine odaklandı; makine, elektronik ve yazılım. Tüm konsantrasyonunu buraya verdi. Eğitim sistemini de, teknolojiyi de bu noktaya yönlendirdi. İçinde bulunduğumuz yer uzun süre rahat ettirmeyecek bir yer. Orta gelirden yüksek gelire çıkmak biraz zor. Ancak düşük gelirden orta gelire çıkan 20’den fazla ülke var. Bu diğerine nispeten daha kolay. Dolayısıyla bize rekabetçi ülke sayısı giderek artıyor. MAKFED bu noktada kurumsal çalışmalar gerçekleştirmek, çatı örgütü olarak ülkenin makine paydaşlarını bir araya getirerek kapsamlı projeksiyon ortaya koyma çabası içinde” dedi.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.