Rusya ve Ukrayna arasında devam eden ve geçtiğimiz günlerde işin dozunu terör saldırılarıyla başka bir boyuta taşıyarak, savaşın yeniden şiddetlenmesine neden olan savaşın dünyada yeni dengeler yarattığı, yeni kazananlar yarattığı ortada.
Rusya, bedeli ne olursa olsun kazandı, kazanıyor ve kazanacak.
Amerika, bedeli ne olursa olsun kazandı, kazanıyor ve kazanacak.
Türkiye, bedeli ne olursa olsun kazandı, kazanıyor ve kazanacak.
Kaybedenlerin halleri ortada, onu ayrıca listelemeye gerek yok.
Rusya, ilk hak ettiği 4 bölge ile durmak istiyor, savaşı bitirmek istiyor ama bu savaş bu halde bitemez diyen Ukrayna ve onu destekleyen Avrupa, Amerika’nın sürdürmek istediği savaşın sonuçları belli ki kazanan ve kaybeden açısından daha da fazla olacak.
Amerika, yardım üstüne yardım gönderiyor, kendisinden uzakta olan ateşe odun üstüne odun atıyor, dünyada en büyük rakibi olarak gördüğü Rusya’nın her türlü gücünü kırmak, dünyada tek güçlü devlet olarak hüküm kurmak derdinde.
Türkiye’nin kazancı ise daha da büyük. Hazır ortada savaşa varken, savaşın taraflarından birisi olan Rusya ve Ukrayna ile iyi ilişkiler kurup, ikisinin arasında tek iletişim köprüsü olabilmenin avantajını kullanıp, hem ekonomisini büyütüyor, hem Ukrayna’nın yokluğunda Avrupa’nın besin deposu, enerji yolu, Avrupa savunmasının en güçlü kanadı, eskiden kalma hesapları görebilme avantajlarını elde ediyor, kazanıyor, kazanmaya da devam edecek gibi duruyor.
Rusya’nın tehdit olduğunu söyleye söyleye geçmişten gelen korkusuyla şimdilerde yüzleşen Avrupa ise kaybediyor, kaybetmeye de devam edecek gibi duruyor.
Avrupa ekonomisi, enerjisi, sosyal hayatı bu savaşın faturasını maddi ve manevi olarak ödemeye devam ediyor ve edecek gibi de duruyor.
Avrupa ülkelerinin liderleri, ekonomik sıkıntının tek kaynağının mevcut Rusya Ukrayna savaşı olduğunu, bu savaşın bir tarafı olduklarını anlatmaya çalışarak ülkelerinde yaşayan insanları sabırlı olmaya, tutumlu olmaya, düşünceli olmaya çağırsa da ortada geçmişinden beri rahat içinde yaşayan ve rahatına düşkün Avrupa insanı var.
Belli bir süreç sonunda, ne zaman olur bilemem Avrupa ülkelerinde sabırları biten, tutumları kalmayan, düşünmekten ısınamayan, çalışamayan Avrupalı, kendilerinden uzak savaşın tarafı olmak yerine kendilerine ait barışın tarafı olmayı tercih edip isyan bayrakları açar gibi duruyor.
Sadece Polonya’da 10 Milyonu bulan Ukraynalı göçmenlerin varlığı Avrupalıları yeterince savaşın sonuçlarıyla karşılaştırdı.
Rusya – Ukrayna savaşının siyasi olarak da Avrupa’da değişim rüzgârları estirmesini beklemek için de dahi olmaya gerek yok.
Bakın yakın zamana. İtalya’da yapılan seçimler. Aşırı sağcı partilerin oluşturduğu İtalya’nın Kardeşleri iktidarı ele geçirdi.
Bunun Fransa, Almanya, İngiltere vb ülkelerde de olduğunu düşünün. Avrupa’nın reformlar sonrası geliştirdiği ve bütün dünyaya da örnekleme yaparak, ders vererek anlattığı evrensel bütün kavramlar yerle bir olması mümkün gibi duruyor.
Silahların çekildiği, ateşlerin yakıldığı, bombaların atıldığı yerde ırkçı, faşist düşüncenin güvencesinden başka insanların sığınacağı başka bir liman da kalmıyor maalesef.
Ya ölürsün ya öldürürsün misali!
Yakın tarihi bırakın uzak tarihe bakın.
Yıllar önce Sovyet Sosyalist Devletler Birliği’nin dağılmasını kendisine bir siyasi zafer olarak gören Avrupa ülkeleri ve Amerika, bugün o zafer sonrası sosyalist birlik düşüncesinden çıkan ‘Rus’ kimliğinin faturasını ödüyor.
Dilerim fatura dünya adına daha fazla olmaz!