Sapı kırılmış bir çanta gibi köşeye atılan duyguların yoktur tamiri..
Gözlerinde unutulmuş ,kurutulmuş çiçekler kadar eskidir ellerinin izleri..
Sesleri saklayıp içine çeken bir sünger taşıyor geçmiş zamanların hatıralarını..
Boynundan öperken yurdum olsun en mahrem en ıssız yerlerin..
Sızıyor kapı altından ırmağında boğulduğum gençliğim ..
Boynundan öperken yurdum olsun en sahipsiz en yaban yerlerin..
Eylülmüş ekimmiş , bedenin liman oluyor, aşksız geçen günlere ..
Üstelik
Çerçevelenmiş bakışların ayaklarımın altından kayıyor..
Yıkanıyorum senin avuçlarında..
Ve
Soluğun kızıl saçlarıma doluyor kekremsi ve notasız..
Beynimin bütün çekmeceleri sesinle doluyor.
Sahipsiz bir şiir , can çekişiyor parmaklarımın arasında..
Kimsesizligim dallanıp budaklanıyor geceye
Sessizlik kafa tutuyor , kirpiklerimden dökülen ayışığına...
Boynundan öperken çoğalıyor sendeki benler..
Ve ben ,
Tek tek yargılıyorum illegal gidişleri
Narasını atan dünyaya da çekiyorum restlerimi
Yasak şarkılar söyleyip gelmişinin geçmişinin alnından geçiyorum küfürsüz..