Şehir ışıklarını söndürdü
Ay , gecenin omuzlarına damladı
İğreti bir ses sıçradı duvarlara
Bir kadın boğuldu şiirin gazabından
Şehir dölünü boşalttı
Günahkâr ve lanetli sakallarından iki söz döküldü..
Hanımeli koktu genç kızların memeleri..
Kenarı işlemeli bir bohçada ,bir şair topladı düşlerini ..
Gözlerinden geçti kaçak mevsimler
Bacaklarından akıp gitti kırmızısı kayıp hayallerin..
Şehir ,günahlarını boynuna doladı
Gece örttü annenden gizlediğin gözyaşlarınin üstünü..
Bir el silah patladı beyninin kıvrımlarında
Uzun sessizlikleri bekledin elin kolun bağlı
Kıvırcık saçlarına sarı kederler çaldın
Annenden sakladığın yaralarını da saksılara gömdün..
Ben ise,
Gençliğimi yağmur sularında yıkayıp rengini kaybetmiş güneşlerde kuruttum..
Neşeyi naftalin kokulu sandıklarda unuttum.
Kırılan bir dal gibi uzaklara fırlatıldim
Ekşimiş hayalleri kapı önlerine döktüm
Yorgun ellerimi göğüslerime bağlayıp
Yürüdüğüm yollara içimi açtım
Sert esen rüzgarlarla kavgaya tutuştum
Tadı tuzu rengi olmayan aşkları da bir şairin dizelerine ısmarladım.