ŞEHİR HASTANELERİ SÖZLEŞMESİNİ AK PARTİLİ VEKİLLERDE BİLMİYOR…

Can Radyo'da Gazeteci / Yazar Halit Tunç ve Gökhan Kafalı sunumu ile Z Raporu'nun Konuğu CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır oldu.

''İşsizlik şu an yüzde 14. Rekor düzeyde bir işsizlikle karşı karşıyayız.'' diyen Sındır, işsizlikle ilgili çarpıcı rakamlar verirken gündeme dair açıklamalarda bulundu. İşte o söyleşinden öne çıkanlar.

BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ

Bütçe görüşmelerini geride bıraktık. 12 gün içerisinde genel kurul görüşmelerinde bütçe büyük olasılıkla onaylanacak. İktidar partisinin ve onun ittifak partisinin de oylarıyla bütçe onaylanacak. Biz muhalefetiz. Biz bardağın boş kısmını görürüz. Eksik bir şey varsa iktidara onu söyleriz. Bütçe konuşulurken biz de görüşlerimizi bildirdik. Milli Gelir 2013 yılında 950 milyar dolar iken bugün 749 milyar dolar. 200 milyar dolar erimişiz. Kişi başına düşen gelir de düşmüş durumda. Bütçeyi bu şekilde görüştük. İşsizlik şu an yüzde 14. Rekor düzeyde bir işsizlikle karşı karşıyayız.

Genel değerlendirmemizde gittikçe daralan bir ekonomimiz var. Devlet gelirini, nereden daha çok gelir elde ederim düşüncesiyle dolaylı vergilerle vatandaşın cebinden alıyor. Zenginden ve yoksuldan alınan dolaylı -yani KDV VE ÖTV'den söz ediyorum- vergi aynı. Yani geliri çok olandan çok alayım az olandan az vergi alayım gibi düşünce yok. Üretime dayalı bir yapı da olmadığı için ülke üretimden elde edeceği geliri vatandaştan vergi olarak alıyor. Türkiye'de 2020 bütçesi ne memura, ne işçiye, ne çiftçiye bir şey vadetmiyor. Büyüme rakamlarına bakarsanız 2020 yılında yüzde 5 büyüyeceğiz deniyor. Ülkenin ithalat, ihracat, üretimin artması gerekiyor ki büyüme sağlansın, refah düzeyi artsın.

DEVLETTEN ŞEHİR HASTAHANELERİNE HASTA GARANTİSİ

‘Yap-Kirala ve İşlet-Devret’ yöntemiyle inşa edilen şehir hastanelerini işleten firmalara devlet tarafından hasta garantisi veriliyor. Dolayısıyla kimse hasta olmasa bile siz onu vergilerinizle ödüyorsunuz. Şehir Hastaneleri’nin yap-kirala-devret modelinin sözleşmelerini göremiyoruz.

Ben milletvekili olarak göremiyorum bunu. Sayıştay bile göremiyor. Sağlık Bakanlığı’nın “ticari sır” diye sakladığı şehir hastaneleri sözleşmelerine ulaşılamıyor. Hiç kimse müdahil olamıyor. CHP olarak yargıya gittik bu konuda ama bir sonuç çıkmıyor. Bakın bu sistemle hastaneler şirket haline geliyor, hastalar müşteri, sağlık çalışanları da köleleşiyor. Ortalama sekiz saat çalışan bir uzman, pratisyen, asistan bir hekimin mesai süresi zarfında, 1 Kasım 2019 tarihinden itibaren alınan bir karar uyarınca hiç durmadan aralıksız 72 hastaya bakması bekleniyor. Sekiz saati 72 hastaya bölerseniz, arada bir dakikalık da boşluk verirseniz, beş dakikada bir hasta bakacak hekim.

OECD ülkeleri içerisinde biz neredeyiz? Hastahanelerde 10 bin kişiye düşen yatak sayısı Türkiye'de 28,3; OECD üyesi ülkeler ortalaması 47. İktidar bu sayıyı 2020 hedefimiz de 29,2'ye çıkarmış. Ülkemizde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 187, OECD ortalaması ise 340, yani yine 2 katı. İktidar buradaki 2020 yılı hedefini de 187'den 210'a çıkarmış. Devam ediyorum 100 bin kişiye hemşire, ebe sayısı ülkemizde 301, OECD ortalaması 900, bu sefer tablo daha da kötü, 3 katı.

EĞİTİM

İzmir bir üniversiteler şehri diyebiliriz. İzmir'deki araştırma geliştirme işlerini yapılabilmesi için çok ciddi bir bütçesi olması gerekiyor. Üniversitelerde araştırma geliştirme işlemleri çok sınırlı duruma gelmiş durumda. Araştırma yapmak isteyen hocalarımız bir kaç bin ödenek bulup kırtasiye masraflarımızı ödeyebilsek yeter diye bakıyorlar. Üniversitelerde özgür düşünceyi yaymak temel

amaç olması gerekirken insanlar başıma bir şey gelir mi diye korkuyorlar. Suya sabuna karışmayan, toplumu aydınlatmadan uzak bireyler yetişmekte.

15 KÖMÜR SANTRALININ 2.5 YIL DAHA FİLTRESİZ ÇALIŞMASINA İZİN VEREN MECLİS KARARI

Filtrasyon olmadığı takdirde soluduğunuz hava zehir. Bütün canlılar hayvanlar, bitkiler bunu soluyor. Orda ki yaşamı öldürüyorsunuz. Tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı, anayasanın 56'ncı maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirterek 15 ilde bulunan termik santrallerin bacalarına filtre takılmasının 2,5 yıl daha uzatılması kararını veto ettiğini duyurdu. Onaylayan sensin veto eden sensin. Mevcut durum itibari ile filresi olmayan işletmelerin bu yıl sonunda kapatılması gerekiyor.

ÇİFTÇİNİN 160 MİLYAR DOLAR BORCU VAR

Bitkisel üretimde 5 milyar 789 milyon dolar ithalata karşılık 2 milyar 697 milyon dolar ihracat yapıldı. Hayvansal üretimde de 465 milyon dolarlık ithalata karşılık ihracatın 273 milyon dolarda kaldığını, böylece tarım ve hayvancılıktaki ithalatın ihracatın iki katına çıktı. Net bir şekilde söyleyebilirim; ithalatçı bir ülkeyiz. Yanlış politikaalar sonucu pek çok ürünü ihraç edebilecekken ithal ediyoruz. Çiftçi artık üretimden kopmuş durumda. Çiftçi üretim yapmak istemiyor çünkü zarar ediyor. Girdi maliyetleri çok yüksek, ürün fiyatları çok düşük. Çiftçinin 160 milyar dolar borcu var. Çifçi her bakımdan yalnız bırakıldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri