Nasıl da mucizevi varlıktır insan. Hayatın boyunca nelerse öğreniyorsun, yenileniyorsun, büyüyorsun, tecrübeler biriktiriyorsun.
Her yaşın kendine özgü tecrübesi, her yılın heybesinde kendine dair toplanmışlıkları var.
Birkaç yıl öncesine kadar tüm insanların iyi olduğunu düşünürdüm. Herkesi değiştirebilirsin, öğretebilirsin kanısında idim. Şimdi biliyorum ki, herkes iyi değil. Herkes iyi insan olamıyor. Ve birini değiştirmek mümkünsüzdür. Belli bir yaşa gelmiş insanı değil değişmek, ona yön vermeye çalışmak bile zaman ve sinir kaybıdır.
İnsanlar nasıldırsa, öyle de yaşantısını, içini, kimliğini ve karakterini gösteriyor. Mesela yolda giderken beklemeli olduğu halde diğer aracın yoluna giren birisi mutlaka hayatta da çok rahatlıkla başkalarının hakkına girebilen, sıra kültürü olmayan, adalet prensiplerine önem vermeyen ve hep çiğneyen insandır. Bunu çok dakiklik ve eminlikle söylüyorum. Bir defaya mahsus acele davranmak, acil durum gibi istisnai haller elbette anlaşılandır. Burada normal hayati davranış şekillerinden bahsediyorum.
İstanbul kartını sıra beklemeksizin doldurmaya çalışan, bankada/hastanede direkt kendi işini halletmeye yeltenen, mağazada kasaya, başkalarının beklemesini hiçe sayarak kendi ödemesini yapmak isteyen insanlar iyi insan statüsüne dahil değildir. Bu, bir kalıptır. Medeniyet, kültür insani bir kalitedir ve başkalarının hakkı için insanda bulunması gerekmektedir. Medeniyeti olmayan insan yoksun insandır. Yoksun insan iyi insan değildir. İyi sözü burada genel anlayıştır diyebiliriz. Peki iyi insan kimdir o zaman?
İnsani kalitesini kendi kimliğine ve karakterine işleyen, başkalarının da hakkını ve zamanını koruyan, herkese insan haklarından faydalanmaya imkanlar sunan insandır iyi insan. Bu kaliteden herhangi biri yoksa o insan tam değildir. Tamamlanmamış bir şey tam olmadığı için statüye dahil olmuyor. Yani tamamlanmamış insan iyi insan statüsünde değil. İnsan bütün bir varlıktır. Kimliği, karakteri, duruşu, adalet prensipleri, içsel mahkemesi olan insan bütündür.
İyi baba iyi eş, iyi eş iyi evlat, iyi evlat iyi ebeveyn demek değildir. Bunlardan birini layığı ile mesul şekilde taşıyıp, diğerini taşımamak yine iyi insan olmadığını gösterir. Peki, diyebilirsiniz ki, yüzde yüz bir şey yoktur ki, ideali aramak absürttür. Bir burada yüzde yüz ideallikten, dört dörtlük olmaktan bahsetmiyoruz. Sadece tamlığı doldurmaktır mesele.
İyi insan olmak için çok bir şeye gerek yoktur. "Terazini" düzgün ve dürüst kullanacak, haram katmayacak ve başkalarına karşı empati kurarak yaşayacaksın. Bu zaman hakka girmeden, adalet mizanını bozmadan, kendin istemediğin bir şeyi başkasına reva görmeden kendin ve tüm toplum için rahat bir yaşam süreceksin. Sen insansın, çünki iyi insansın!