İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde uygulamaya konan personel takip sistemine sendikalardan sert tepki geldi. Yaptıkları ortak basın açıklamasında belediyeyi “OHAL fırsatçılığı” yapmakla suçlayan sendikalar mobing olarak niteledikleri uygulamaya son verilmediği takdirde iş bırakacaklarını duyurdu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak ortak basın açıklaması yapan Genelİş Sendikası, TümYerelSen ve TümBelSen mobing ve baskı içerikli uygulamalara son verilmesini istedi.
Belediye tarafından yaklaşık 1 milyon lira bedelle satın alınan yeni kartlı ve parmak izli personel takip sistemiyle ilgili kriz giderek artıyor. Uygulamaya tepki gösteren sendikalar sabah saatlerinde belediye yönetimi ile yaptıkları zirveden olumsuz sonuç çıkması üzerine bir protesto gösterisi düzenledi.
“OHAL FIRSATÇILIĞI!”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni geri adım atmaya çağıran TümBelSen 1 No’lu Şube Başkanı Ulus Bozkır, “Temel hak ve hürriyetlerin hiçe sayıldığı OHAL sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin OHAL fırsatçılığı yaptığını görüyoruz. Sendikalara danışılmadan hayata geçirilen bu uygulama belediyenin açık cezaevine dönüştürülmesidir” diyerek tepkisini dile getirdi.
UYGULAMA KAMU KAYNAKLARININ İSRAFIDIR!
Belediye personelinin kart, parmak izi ve fotoğraf gibi uygulamalar ile fişlendiğini savunan TümYerelSen 1 No’lu Şube Sekreteri Bilal Altıner de belediyenin söz konusu uygulama ile kamu kaynaklarını israf ettiğini dile getirdi.
“SOKAKTA YANIT VERECEĞİZ”
Kurumlar adına hazırlanan ortak basın açıklamasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sert tepki gösteren ve “Baskı ve mobinge sokakta yanıt vereceğiz” diyen DİSK Genelİş 3 No’lu Şube Başkanı Güral Doğan, uygulamanın 10 bin personelin yanı sıra belediyeye gelen vatandaşları da kapsayacağını dile getirdi. Parmak izi uygulamasının personele güvensizlik anlamına geldiğini ve sosyal demokrat bir belediyeye yakışmadığını söyleyen Doğan, “Çalışanların belediyeye her giriş çıkışlında parmak izi, yüz tanıma sistemi uygulanacaktır. Bu sistem bizlere danışılmadan hayata geçirilen emrivaki bir uygulama, ben yaptım oldu zihniyetinin yansımasıdır. Personelin işe geliş gidişlerinde kart bastırmaya dayalı bu sistem kurumsal ve kitlesel bir mobing uygulamasıdır. Emekçiler yemek, yol yardımı gibi uygulamaları taleplerini ortaya koyduğunda Sayıştay ve mahkeme kararlarından bahseden idare, emekçileri göz hapsine alırken ise mahkeme kararlarını görmezden gelmektedir” dedi.
“KENDİMİZİ FİŞLETMEYECEĞİZ”
Söz konusu uygulamayla Sayıştay ve ilgili mahkeme kararlarının ihlal edildiğini savunan ve kişilik hak ve hürriyetlerine saldırı anlamına geldiğini belirten Genelİş Sendikası 3 No’lu Şube Başkanı Güral Doğan, “On binlerce çalışanın işten atıldığı OHAL sürecinde bu yapılan OHAL fırsatçılığıdır. Bu köle kampı uygulamasını kabul etmiyoruz. Öncelikle emekçilerinize güvenin. Kamu kaynaklarını işyerlerini gözaltı merkezine çevirmek için değil de emekçilerin çıkarlarını korumak için kullanın. Verimlilik ve performans gibi gerekçelerle emeğin ve hakların gasp edilmesine karşıyız. Belediyede örgütlü sendikalar olarak idareyi bu uygulamadan vazgeçmeye çağırıyoruz. Aksi takdirde fiili ve hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu. Sistemle birlikte binlerce çalışana ait kişisel verilerin de yüklenici firmanın insafına bırakıldığına dikkat çeken Doğan, “Kendimizi fişletmeyeceğiz” diyerek çalışanların sisteme kayıt olmayacaklarını duyurdu.
PERSONEL İŞ BIRAKACAK
Belediye çalışanları “İş yerinde fişleme istemiyoruz”, “Mobinge değil emekçiye bütçe” sloganları eşliğinde eylemine son verirken, gözler belediye yönetiminden gelecek karara çevrildi. Sendikaların aldıkları ortak karar gereği, uygulama devam ettiği takdirde yarın sabahtan itibaren iş bırakma da dahil olmak üzere çeşitli eylemler yapabilecekleri öğrenildi.
Kaynak: Ege Postası