Basın kanuna tabi olmadan çalışan onca genç gazeteci arkadaşımız varken, basın kanuna tabi olması şaşkınlık içinde kalan Berna Laçin’e saygılarımla.
Bırakın aşıyı, aşının markasını, sırasını asıl sorulması gereken soru Berna Laçin’i kim basın kartı kadrosundan gazeteci olarak gösterebildi ve gazetecilik adına ne gibi işler yaptı ve hala 212 sayılı kanuna göre basın çalışanı SGK ödemelerini hangi kurum yapıyor.
Berna Laçin, haklı olarak elindeki basın kartının imkanlarını kullanıyor.
Basın kartını ona veren zevzek Berna Laçin’i gazeteci olarak nasıl kullanıyor onu sormak lazım.
Yazdırıyor mu?
Kazdırıyor mu?
Kızdırıyor mu?
Öyle ya, gazeteciysen, gazeteci kartı taşıyorsan, gazeteci olarak SGK kayıtlarında görünüyorsan, bir yerde yazmalı, çizmeli veya çizdirmelisin.
"Arkadaşlar 212’liyim Basın çalışanı olarak kartı olanlara tanımlanmış aşı!”
Diyen Laçin asıl nasıl 212 olduğunu, 212 kadrosunda nasıl bir gazetecilik hizmeti verdiğini, nerede verdiğini, kime verdiğini de belirtmeli!
Aşı olacakken, hak ettiği aşıyı devretmeyi düşüncesine ise saygı duyuyorum. İnsan hak etmediği, haksızlık içinde elde ettiği şeyi devrederek kendi vicdanını, kamuoyundaki eleştirileri rahatlamayı amaçlayabilir.
Berna Laçin’in aşı olup, olmadığının bir önemi yok.
Varsın olsun, biraz daha yaşasın.
Asıl önemli olan, 212’li olarak çalışıyor gibi görünenlerin gazetecilik adına ne yaptıklarının soruşturulması gerekiyor.
212’in emeklilik indirimi, pirim gücü vs imkânlardan faydalanmak için kendisini 212’li göstermeyi bir şekilde başaranların önüne geçmek gerekiyor.
Bu görevde başta İletişim Başkanlığı olmak üzere, gazetecilik üzerine faaliyet gösteren bütün Sivil Toplum Örgütlerine düşüyor.
Berna Laçin’e de fazla haksızlık etmemek lazım.
Geçmişte TRT’nin içinde işi stüdyonun ışıklarını yakmak, ampulünü değiştirmek olanları gazeteci olarak gören zihniyetin bitmeyen sonuçları bunlar!