SEVDİKLERİNİZE SEVDİĞİNİZİ GÖSTERİN. NEDEN Mİ? İŞTE NEDENİ

Mikrop Hikmet

Sosyal medyadan bana bir video geldi...
Soluksuz izledim ve gözlerimdeki yaşları durduramadım adete...
İlk bu videoyu bana sevgili  Şafak Arıkan kardeşim yolladı.Sonrasında beni hem ağlatan hemde güzel ve anlamlı mesaj veren bu gerçek hikayeyi herkese anlatmaya başladım...
Eğitimci yazar Alişan kapaklıkaya katıldığı bir programda kendi hayatından anlattığı bir kesit hepimizi çok duygulandırdı.. Sizi bu gerçek yaşamdan hikaye ile baş başa bırakıyorum.

Bizim çocukluğumuzda var yoktu yok vardı. Ne istersek yok. Kıtlık döneminde büyümüşüz anne babamız. Bizde onların kıtlıklarını yaşadığı döneme denk geldik.

Ne istersek yok, pantolon al diyorum mesela, yok diyor. Oyuncak al, kendin yap diyor. Çamurdan oyuncaklarımı yaptım. Babamın iç cebini çıkarıp içine yün doldurup top yaptım. Onunla oynadım. Kız kardeşim bebeklerini kendi dikti. Onun için bir şeyin kıymetini bilmek bizim neslimizde var.

Bir gün babam dedi ki, “size pantolon getiriyim mi?” Biz 3 kardeş elimizi çenemize dayadık hayal kurmaya başladık. Muhtarın oğlunun giyindiğinden bizde pantolon giyeceğiz. Ben ilkokul 3e gidiyorum. Kardeşim bire gidiyor. Diğerimde 6 yaşında. O kadar hayal kuruyoruz ki…

Elektrik yok televizyon yok dünyayı tanımıyoruz. Kardeşim Annem, babaannemin çiçekli donunu bozuyor bize pantolon yapıyor. Kardeşim dedi ki senin pantolonun ne renk olur? Dedim siyah keşke benim ki mavi olsa. Niye, dedim. “Siz çiçekli donla okula gidiyorsunuz ya ben pantolonla gideceğim diye hava attı. Durdu babam şehirli ayakkabısı da alır mı” dedi. Ben de kara lastik alır dedim. 

Neyse minibüs göründü bir toz kalkıyor, bizim ümidimiz o, beklentimiz o. babam paketleri açıyor bana bir kara pantolon kara önlük beyaz yaka birde siyah lastik. Diğer kardeşime de aynı bana aldıklarından almış.

O hevesle bekleyen bize hava atacak olan Rafet paketleri karıştırdı açtı baktı yok! Babama döndü umutla baktı “hani bana”? Dedi.

Babam,“oğlum bir daha gidişte alacam sana” dedi.

Kardeşim ağlaya ağlaya çıktı odadan. Babamın gözlerinden yaş süzüldü. Akşam sofrada hiçbirimiz konuşamıyoruz sadece kardeşimin sesi geliyor. İçli içli ağlayan bir çocuk sesi. 

Ben sabah okula gittim, geldiğimde kardeşim"ay ne güzel yakışmış bir kere giyebilir miyim?" dedi. Bende “olmaz toz edersin ”dedim. İkinci gün yalvardı vermedim üçüncü gün de vermedim. Dördüncü gün bana “sana çok güzel yakışıyor ayağında da ayakkabı çok güzel duruyor belki bana da yakışır” dedi.

“Uzun gelir” dedim, “ucunu kıvırırım” dedi. “Toz edersin” dedim, “kilimin üstünde giyeceğim” dedi. Aynanın karşında bir kere bakayım dedi.

“Yarın cuma okuldan gelince 5 dakika giyeceksin toz etmeyeceksin” dedim.  Gece yatağa 4 kardeş uzandık beni dürttü ve dedi ki ”caymadın demi? “Ben uyuyamıyorum yarın pantolon giyeceğim” dedi.

Sabah okula giderken oda kalktı, “bugün erken gel tamam mı, ben seni kapının eşiğinde bekliyorum” dedi. Okula gittim 3. ders saati geldi, kapı açıldı müdür öğretmene bir şey söyledi söylediği şeyden olsa gerek rengi attı öğretmenin.

Bana, “Alişan yavrum eve gider misin? Baban seni bekliyormuş” dedi. Kendi kendime kardeşim babamı ayarttı pantolonu giymek için beni okuldan çağırttırıyor diyorum.

Okuldan çıktım köylülerde bizim eve gidiyor. Sokağın başına geldim kardeşim kapının başında bekleyecekti ya yoktu. Avluya bir girdim bütün köy bizim avluda annem kendini yerden yere atıyor.

“Rafet’i verin bana, yavrumu verin, yaralı kuzumu verin.”

Meğer yaşlı bir amca yeni aldığı traktörle, bizim kapının önünden geçerken kardeşimi görmemiş ve kardeşim traktörün altında kalıp can vermiş. Ben kardeşime pantolon giydireceğim gün kardeşim öldü.

Babam sevgiyi alamadığı için bize vermeyi bilemedi. Seviyordu gösteremiyordu. Bizi kucaklayamadı, bağrına basamadı. Sevginizi gösterin sevdiklerinize.  O gün ne oldu biliyor musunuz?

Cenaze yıkandı babam kefene koyarken ben alacam dedi. Kardeşimi kucağına aldı ve dedi ki “Rafet ben seni mezara değil pazara götürüp pantolon alacaktım oğlum, kalk seninle pazara gidelim” dedi. 

Keşke sağken söyleseydi. Bizim, o sevgiyi duymak için çok bekledik ama duyamadığımız bir ortamda babam kardeşimin duymayacağı bir zamanda bağırarak feryat ediyordu. Bugün çocuklar bizde bulamadığını cep telefonda arıyor çünkü başka arayışlara giriyor.

Çocuklarımızın köşe başlarında kötü yollara düşürmek için bekleyen insanlar, anne babalarından daha güler yüzlü davranıyorlar? Ben ülkemi, ailemi, eşimi, çocuklarımı seviyorum.

Her yıl konferanslara giderim kızım bu yıl kansere yakalandı diye artık gitmiyorum. Yanındayım ve sağken onu sevdiğimi söylüyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.