SEVGİNİZE TALİBİZ

Banu Pirinçcioğlu

Köpek sahiplendirme yaparken en çok duyduğum şeylerden bir tanesi, çocuğum deli oluyor.

Yolda bütün köpeklere koşuyor, sevmek istiyor.

Çok güzel bir şey. Çocuğunuzun köpek sevmesi harika bir durum.

Mesele sizin ne kadar sevdiğiniz. Çünkü çocuğunuz kardeş istediğinde, nasıl hemen gidip ona bir kardeş yapmıyorsanız, köpeği de o hızla sahiplenemezsiniz. Çocuk istediği için oyuncak alabilirsiniz, şeker alabilirsiniz, köpek alamazsınız.

Cümleye çocuğum için diye başlayanları çiziyorum ben.

Çünkü sonra şöyle şeyler oluyor;

Çocuk köpekle ilgilenmiyor. Veya bir süre sonra ilgisini kaybediyor. İlk hevesler geçip gidince köpek fazlalık gelmeye başlıyor.

Gezdirmek zor geliyor, ilgilenmek için vakit bulunmuyor. Ve sonunda çekirdek ailemiz köpeği tasmasından tuttuğu gibi barınağa bırakıyor. Veya sokağa.

Olur da iyi birisine denk gelirse köpek, korumaya alınıyor. Sil baştan yuva arayışı başlıyor.

Buraya kadar normal geliyor size değil mi? Diyorsunuz ki, ne var bunda? Denemişler olmamış. Pantolon mu bu? Denedik olmadı, iade.

Şimdi bu köpeği bebekken aldınız. Sokakta kalıp kendi başına yaşamayı öğrenme yetisini yok ettiniz. Peluş yataklarda yatırdınız, yemeğini önüne verdiniz, sevdiniz. Onu belli bir hayata alıştırdınız ve hevesiniz bitince ona verdiğiniz hayatı elinden aldınız.

Sokakta yaşamayı hiç bilmemiş bir hayvanı sokağa bıraktınız. Siz onun avlanma yeteneği edinmesine engel olmuştunuz. Şimdi sokakta ne yapmasını bekliyorsunuz?

Veya barınakta beton bir kafeste yaşamasını istiyorsunuz. Mutlu olmuş olmamış orası zaten sizin için zerre önemli değil.

Sevilmeye alışmış, insana bağımlı olmuş bir köpeği yalnızlığa mahkum ettiniz.

Çünkü hevesiniz bitti. Bir canlıyı hevesiniz uğruna yerle bir ettiniz.

Hepsi ama hepsi aynı değerde. Cins olmuş olmamış hiç fark etmiyor. Bir eve alışmış bir köpeği sokağa bırakmanın cinsi yoktur.

Şimdiye kadar kurtardığım köpeklerin büyük yüzdesi sokaktaki cinsi adı olmayan köpeklerdi.

Kalbimi çok ağrıtan golden retreiver ve cocker cinsi köpekler var bir de. İki cinsi de çok iyi tanıdığım için belki.

Bu iki cins de insan için yaşar. Başka da bir hayat bilmez.

Golden cinsi köpek almak istiyorum, çocuğum çok istiyor diye bir cümleyi Amerika da kuramazsınız mesela.

Bir çok eyalette bu cinsi sahiplenmek için evinizde havuz olması lazım. Veya denize belli bir mesafeniz.

Çünkü golden bir su köpeğidir. Ve onun elinden yüzme özgürlüğünü almanıza izin verilmez.

O nedenle sizin çocuğunuza pilli köpek almanız önerilir.

Türkiye de ise;

Çocuk ister, alınır.

Ay çok güzel suratlı bunlar, bayılıyorum diyen gider alır.

Bir golden istiyorum diyene verilir.

Kimisi bahçeye atılır, yüzüne bakılmaz. Kimi dayak yer. Kimi sokağa atılır. Kaç tane golden kurtardım sokakta yaşamayı bilememiş, yara bere içinde.

Onlar ağladı, ben ağladım.

Çünkü neler hissettiklerini biliyorum. Bana anlatmış gibi sanki, düşündüklerini duyuyorum. Korktuğunu, evini özlediğini, ailesini istediğini biliyorum.

Daha iki gün önce sahibi tarafından barınağa terk edildi, on yaşında hem de. Tam bir bebek suratıyla, gülen gözleriyle tel kafesin arkasına bırakıldı. Aklından geçenleri fotoğrafından okudum ben.

Ruhu yaralı bir golden.

Bir diğeri kümes gibi bir yere bağlanmış. Derisine kadar da traş edilmiş. Sıcakta iyice kavrulsun diye. Sahibi olacak şahsiyet bırakmış çünkü. Kümese de üç gün vakit saymışlar. Üç gün sonra sokağa salarız demişler.

Hangi birini alsak da kurtarsak?

Havuzu yok diye her eve verilmeyen goldenlar burada kümeste, sokakta, barınakta.

Biz bu hayvanları hak etmiyoruz. Kesinlikle golden bu ülkede sahiplendirilmemeli.

Bakın, buraya terk edilen ve korumaya alınan köpekleri bırakıyorum.

Hepsi de harika çocuklar. İyi günde kötü günde onlara evini açacak ailelerini bekliyorlar.

Mail adresimize yazın. Kendinizi tanıtarak başvurun.

Ailenize bir çocuk katmaya kararlıysanız eğer çocuklarımızı sahiplenin. Sözleşmesiz sahiplendirme yapmadığımızı da belirtmek isterim. Ve takip edeceğimizi.

Bebek diye tutturmanın alemi yok. Bebeklik üç ay. Her bebek büyür çünkü. Eğitimli, her şeyi bilen, akıllı ve güzel çocuklarımıza evinizi açın.

Ben diyorum ki, bu hafta sonu bu çocuklar yeni evlerine gitsinler.

Var mısınız?