Tarih nice aşklara kalem tuttu.
Binbir sevda, binlerce aşık,
Yazılara, dizelere döküldü.
Ayrılıklar, kavuşmalar, hüsranlar,
Şiir oldu, dizelerde can buldu.
Efsane oldu, dilden dile dolaştı.
Masal oldu, kitaplarda anlatıldı.
Çöller şahitlik etti, dağlar ibretlik oldu.
Leyla dediler candan seven hatuna,
Mecnun dediler sevdiği uğruna,
canını yok sayana.
Kavuşamayanlar, bahtiyarlıktan
mahrum kalanlar,
aşkı ayrılıklara mahkum eden
için suçlu aradılar.
Yolları suçladılar, yılları suçladılar,
en sonunda kader deyip katlandılar.
Yeni yetme aşıklar; aşkın sırrını ararken,
Aşkın narında yanmak,
öyle mum ışığında yanmaya benzemez,
Yanacaksan; yangınların ortasında yanacaksın ey can!
Bir güne degil,
bin ömre sığmayacak sevdan,
Seveceksen kor olacaksın,
kül olacaksın, gerekirse;
Aşkın yolunda kul olacaksın,
Ama yine de el aman demeyeceksin diye nasihat ettiler aşkın sırrına erenler..
Sevmek dedi yeniler, yanmak dedi eskiler..