Reşit olmayan oğlumun yıllardır kullandığı telefondaki sim kartın hikayesi!
Telefonunu internet kullanmasında sorun yaşayan oğlum, yaklaşık 6 ay Türk Telekom’un 444 1 444 numarasından karşısına çıkan abileri, ablalarıyla internetinin düzeltilmesi için mücadele etti.
Genç delikanlı, sabırlı oldu, ‘Düzelir’ dediler inandı, ‘Bu sefer oldu’ dediler inandı, ‘Sorununuzu çözdük’ dediler inandı.
Bütün inancını kaybettiğinde artık benden yardım istemeye karar verdi.
Malum ergen psikolojisi kendi halletmeye çalışıp, son ana kadar babaya muhtaç olmama psikolojisi.
Neyse antrenmanı sonrası konuyu açınca direk Türk Telekom’un bayisine gittik.
Genç bir kızımız bize yardımcı oldu.
Keşke olmasaydı diyeceğimizi bilseydik, gitmezdik.
Oğlumun telefonundaki sim kartı çıkardı, ona yeni 4,5 G sim kart verdi.
Taktı telefonuna interneti düzeldi ve sevindi.
Eve mutlu şekilde gittikten saatler sonra benim telefonum kayıt dışı, devre dışı, aramalara, yazmalara, çizmelere kapalı oldu.
Önce genel bir GSM operatöre sorunu dedim, sonra telefonuma virüs girmiştir dedim, oğlum gibi ben de sabırla telefonumun normale dönmesini bekledim.
Sabah kalktım aynı anormallik devam ediyor.
Başka telefondan kendimi aradım, telefon aramalara açık mı diye?
Telefon çalıyor ama benim telefonum simsiyah kapalı halde.
‘Alo’ diye telefonumu birisi açtı.
Açan oğlum, ‘Dersteyim baba niye arıyorsun beni?’
Yok artık dedim!
Benim numarama çeviriyorum, telefonum çalmıyor, çalan telefon oğlumda ondan cevap geliyor.
Türk Telekom’un o bilindik numarasını aradım, üç, dört kere bir şeyler yaptılar, yapmamı istediler ama telefonum normale dönmedi.
Beni arayan oğluma ulaşıyor, oğlumun hattı ise yok!
Sim kartı aldığımız bayiye gittim, üzerindeki Türk Telekom ambelim olan kıyafetli bir başka genç arkadaşa durumu izah ettim.
Arkadaşın sorunu kabul edip, ‘Pardon’ deyip, çözüm üreteceği, sinirlerimi daha beter bozucu tavrına maruz kaldım.
Bugün Cuma, ‘Ya sabır’ dedim.
Araştırınca sorun ortaya çıktı.
Türk Telekom amblemli kıyafetle kendisini uzman teknoloji temsilcisi sanan genç kız, dikkatsizlikle oğlumun değil benim sim kartı yenilemiş, onun telefonuna benim yenilenen sim kartı takmış, oğlumun sim kartını ise tamamen iptal etmiş.
Türk Telekom teknolojisi uzmanı arkadaşın soruna karşı çözüm önerisi ise daha berbat!
‘Gidin oğlunuzdaki sim kartı alın, telefonunuza takın!’
Bu kadar zeki olan arkadaşa ürettiği çözüm üzerine, zekasının daha ne kadar düşük olduğunu test etmek için sordum.
‘Peki, oğluma taktığınız benim sim kartı alırım sorun değil de oğlumun telefonuna ne takacağım. Süpürge sapını mı? Dedim.
Cevap daha ticari zeka örneği: ‘Onun için ayrı sim kart alacaksınız ve 50 TL ödeyeceksiniz’
Arkadaş hata yapan sen, sim kartımın üstüne sim kart çıkaran sen, o kartı oğlumun telefonu takıp, oğlumun hattını iptal eden sen, bir de utanmadan ‘Git kartını al, yenisi için de para ver’ diyorsun, o zaman sen de oğluma ulaşıp, o sim kartı alabilmem için aracımın yakacağı 150 TL mazot parasını ver’ dedim ve ortam sakinleşti.
Sanırım benim daha zeki olduğumu anladılar!
Neyse oğlumun kapattıkları hattına yeni sim verdiler
Oğlumun numarası telefonumda, benim numaramı elinde bulunan oğlumu bulmak için okuluna gittim.
Okulun bahçesinde, Türk Telekom’un sim hatalarını düzelttik.
Oğlum sim kartına kavuştu, ben de kendi sim kartımı aldım.
Oğlumu ben diyen arayanlara oğlumun verdiği cevapları, yaşadı sıkıntıları, benim telefonum olmadığı için insanlara ulaşamamam, iletişim sorunu yaşamam, insanların hayatımdan endişe duymaları ise ayrı bir konu.
Türk Telekom’dan, Türk Telekom markalı kıyafetli gençlerden özür beklemiyorum.
Kenan Mirzalıoğlu’nun şimdilerde televizyonda dönen Türk Telekom reklamına atıfta bulunmak istiyorum.
Teknoloyi bir şehirde değil her şehirde veren Türk Telekom reklamına!
Arkadaş dünyanın en iyi teknolojisine sahip olsanız da, dikkatli insanlarına sahip değilseniz, o teknoloji sorun olur.
Önce insan, sonra teknoloji!