Çağımızın gereği olarak bilgisayar ve telefonla sürekli iç içeyiz. Pandemiyle birlikte iş ve okul online’a taşındı, arkadaş görüşmeleri dahi online yapılmaya başlandı. Son 10 yıl içerisinde dünya üzerinde internet kullanımı neredeyse yüzde 100 arttı. Benzer şekilde Türkiye’deki internet kullanımı da son 10 yıl içerisinde yüzde 42,9’dan yüzde 82,6’ya çıktı. Bu durum siber zorbaların artmasına da neden oldu. İstinye Üniversitesi (İSÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Ildırım Özcan, siber zorbalıktan korunmak için öneriler sıraladı.
İnternet temelli davranışların sayısı artırıyor
Artan internet kullanımının internet temelli davranışları da etkilediğini belirten İSÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Özcan, şunları söylüyor:
“Artan internet erişimi ve kullanım sıklığı, internet temelli davranışların sayısını artırıyor. İnsanlar internet üzerinde sosyalleşiyor. Bugün 4.48 milyar kişi sosyal medya kullanıyor. Bu kişiler sosyal medyada online kimlik oluşturuyor ve bu kimliklerine uygun paylaşımlar yapıyor. Bu paylaşımların içeriği bazen kişilere zarar verici nitelikte olabiliyor. İnternet ya da bilgisayar teknoloji kullanılarak niyetli olarak, başkalarına zarar vermek amacıyla yapılan paylaşımlara siber zorbalık deniyor.”
Siber zorbalık davranışları
Siber zorbalık davranışlarının farklı şekillerde karşımıza çıkabildiğini belirten Özcan, bu davranışların bazılarını şöyle sıralıyor:
- Kişinin tehdit edici e-postalar alması,
- Kişinin istemediği fotoğraf ve videolarının yayınlanması,
- Kişisel hesabın ele geçirilmesi,
- Kişinin adına sahte hesap açıp, paylaşımlarda bulunmak,
- Sosyal medya üzerinde kişiye ilişkin dedikoduların yayılması,
- Kişinin fotoğraf ya da paylaşımlarına saldırganca yorumlar yapma, ya da onlar üzerinde değişiklikler yaparak kişiyi küçük düşürecek şekilde paylaşım yapmak,
- E-posta, anlık mesajlar, sosyal medya gibi elektronik araçlar aracılığıyla tacizde bulunma,
- Elektronik araçlar aracılığıyla kişilerin birbirlerine hakaret etmesi, saldırganca paylaşımlarda bulunulması,
- Sosyal medya aracılığıyla kişilere hakaret etme, kişiyi aşağılayıcı etiketler oluşturma,
- Sosyal medya gruplarında ya da çoklu oyunculu oyunlarda dışlama.
Siber zorbaları adli birimlere bildirin
Siber zorbalık mağduru olmamak için dikkatli davranmamız gerektiğini belirten Özcan “Sanal dünyada yaptığımız paylaşımların içeriği önem kazanıyor. Sanal dünya disinhibisyon etkisi yaratarak, normalde paylaşmak istemeyeceğimiz, çekineceğimiz bilgileri rahatlıkla paylaşabiliyoruz” diyerek siber zorbalıktan korunmak şu önerileri sıralıyor:
- Paylaşımlarınıza dikkat edin: Sanal dünyanın sağladığı anonimlik, her istediğimiz davranışı kolaylıkla yapabileceğimiz bir ortam sunuyor. Bu anonimlik birlikte ortadan kalkan kendini kontrol süreci sonrasında pişmanlık duyacağımız ya da istenmeyen sonuçlara neden olabilecek paylaşımlarla sonuçlanabilir. Bu açından sosyal medyadaki paylaşımlarımızın kimler tarafından görülebileceğine ilişkin kararı verirken dikkatli olmamız gerekiyor.
- Güçlü şifeler belirleyin, gizlilik ve güvenlik ayarlarınızı kontrol edin: Başımıza gelen siber zorbalık davranışlarının farkında olmak, şifre bilgilerimizi başka kişilerle paylaşmamak ve güvenli şifreler yaratmak, gizlilik ve güvenlilik ayarlarını kontrol etmek önemli.
- Siber zorbaları adli birimlere bildirin: Siber zorbalık davranışlarına maruz kaldığınızda ya da tanıklık ettiğiniz de bu durumları servis sağlayıcıya ya da adli birimlere bildirebileceğinizi unutmayın.
- Zorbalığı katkı sağlamayın: Siber zorbalık davranışlarına tanıklık ettiğinizde, ‘like’ ederek, ‘repost’ ‘retweet’ edip paylaşarak, onaylayıcı davranışlarda bulunarak zorbalığın yaygınlaşmasına destek olmayın.
- Siber zorbalığa maruz kaldığınızda zorbalıkla cevap vermeyin: Siber zorbalığa maruz kaldığınız zaman delilleri toplayın, ekran görüntülerini alın ve ilgili birimlere bildirin. Zorbalık içeren paylaşımlara cevap vermekten kaçının, zorbalığın devam etmesine katkı sağlamayın.