Tüm dünyada 6 Temmuz 2023 tarihinin bugüne kadar yaşanan en sıcak gün olarak kaydedildiğini belirten Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Sebahat Genç, “İklim değişikliği ile birlikte bu aşırı sıcak olayları, dünya çapında yaz mevsimlerinin kalıcı bir özelliği haline gelmekte ve çok sayıda ölüme neden olmaktadır. Genellikle insanların hayatlarını rahat bir biçimde sürdürebildikleri hava sıcaklığı 17°C ile 31°C arasıdır. Doğal olarak bu değerlerin altında ve üstünde belirli bir tolerans sınırı vardır. Ancak bu tolerans sınır değerlerinin dışındaki sıcaklık değerlerinin insan sağlığı üzerine ciddi olumsuz etkileri olmaktadır” dedi.
Genç, güneş çarpması olarak da bilinen sıcak çarpmasının uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalınması ve vücudun aşırı miktarda ısınmasından ortaya çıkan bir durum olduğuna dikkati çekerek, "Yaşlılar, kadınlara nazaran erkekler, bebekler ve 5 yaş altı çocuklar, kalp damar hastalıkları, parkinson, demans, obezite, diyabet, astım, bronşektazi veya KOAH, ishal, kistik fibrozis, skleroderma gibi hastalığı olanlar, yatağa bağımlı hastalar ve daha önce sıcak çarpması geçirmiş olanlar, hipertansiyon ilaçları, idrar söktürücüler, depresyon ve psikoz ilaçları kullananlar risk altındadır” diye belirtti.
Prof. Dr. Sebahat Genç, vücudun normal sıcaklığını dengede tutamaz duruma geldiğinde de sıcak çarpmasının belirtileri kendini göstermeye başladığına, bunun vücut sıcaklığının hızlı bir şekilde 40 derece ve üzerine çıkması, terlemenin bozulması, cildin sıcak ve kuru olması, önce kızarıp daha sonra soluk ve morumsu bir renk alması, normalden daha hızlı soluk alıp verme, nabzın normalden hızlı atması, bulantı, kusma, baş ağrısı ile kendisini gösterebildiğine işaret etti.
AŞIRI SICAKLARDAN KORUNMAK ÖNEMLİ
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Bilişim ve Sosyal Medya Sorumlusu Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay ise aşırı sıcakların isilik, sıcak ödemi, yaşamsal organ hasarı, olumsuz gebelik süreçleri ve ölüm gibi istenmeyen sonuçlara neden olabileceğini belirtti.
Olcay, özellikle 11.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkılmaması konusunda uyararak, şu tavsiyelerde bulundu; "Sıcak dalgası olduğu günlerde mümkünse evlerin içinin serin tutulması, tüm pencereleri ve panjurları, gece ve sabahın erken saatlerinde, dış sıcaklığın daha düşük olduğu zamanlarda eğer güvenliyse açılması, yapay aydınlatmaların ve elektrikli cihazların kapatılması, gölgede kalınması, geniş kenarlı şapka, güneş gözlüğü ve koruyucu faktörü yüksek güneş kremi kullanılması, bol su içilmesi ve sağlıklı sıvılar tüketilmesi, ağır yemeklerden kaçınılması, şeker, alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durulması, doğal malzemeden yapılmış hafif, bol ve açık renk kıyafetler giyilmesi, akciğer rahatsızlığı varsa kişinin egzersizin faydalı olacağı, hava, polen ve kirlilik tahminlerini güvenilir bir kaynaktan takip edilmesi ve toplu taşımada klima kullanılması gibi hususlar önemlidir. Açık havada çalışan tarım, inşaat, temizlik, ulaşım, posta, peyzaj işçileri, trafik polisleri, askerler, sporcuların da risk altındadır. Yaz aylarında özellikle kentsel alanlarda ozon ve parçacık madde kirliliği söz konusudur. Ozona bağlı hava kirliliği ve sıcaklık artışının insan sağlığı açısından olumsuz etkisi daha güçlüdür. Her sağlıklı kişi günde 1,5-2 litre su içmelidir. Terle yitirilen su ve elektrolitler buna eklenmelidir. Eczanelerde satılan ve ishal tozu olarak bilinen basit tuz, şeker ve karbonat içeren karışımı bir litre suya karıştırılarak içilecek olursa bozulan elektrolit dengesinin düzelmesine çok yardımcı olur. Ayrıca alkol ve narkotik madde kullanımı, aşırı sıcaklar sırasında artan ölüm oranıyla ilişkilidir.”
Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay ayrıca, sıcak çarpması meydana geldiğinde koltuk altları, kasıklar, dirsek içlerine ıslak bezle kompres yapmak suretiyle hastanın vücut ısısı ve ortam sıcaklığının düşürülmesinin önemli olduğunu, ateşi düşürmek için asetilsalisilik asit veya parasetamol verilmemesi gerektiğini belirtti.