Dünyanın önümüzdeki beş senede rekor kıracak yeni sıcaklık düzeyleri deneyimleyeceği neredeyse kesinleşti. Bilim insanlarının uyarılarına göre, sıcaklık ortalamaları 1.5 dereceden de fazla yükselebilir.
Dünya Meteoroloji Organizasyonu’nun (DMO) tahminlerine göre, hayati 1.5 derece eşiğinin aşılması başta yalnızca geçici bir durum olarak yaşanacak; ancak korkunç sonuçlar doğuracak.
DMO’nun uyarılarına göre bu durum, geçici olmasına rağmen, küresel iklim sisteminde giderek artan insan etkisine dair önemli bir mihenk taşı anlamına geliyor ve bu dünyayı hızla “istenmeyen bir bölgeye” doğru sürükleyebilir.
2015 Paris Anlaşması kapsamında ülkeler, yıkıcı ve muhtemelen geri döndürülemez etkileri ön gören bilimsel tahminlere de dayanarak, küresel sıcaklık seviyelerini sanayi öncesi döneme göre 1.5 derecede sınırlandırmakta anlaşmıştı.
DMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Bu, Paris Anlaşması’nda belirlenen 1.5 derece sınırını kalıcı olarak aşacağımız anlamına gelmiyor; fakat giderek artan bir sıklıkta ve düzenli olarak bu sınırın aşılması alarm çanlarının çalmasına neden oluyor” dedi.
Küresel ortalama yüzey sıcaklığı, daha önce hiç 1.5 derece sınırını aşmadı. Geçtiğimiz senelerdeki en yüksek ortalama sıcaklık, sanayi öncesi seviyelerin 1.28 derece yukarısındaydı.
Yeni yayımlanan rapor ise, 2023 ila 2027 yılları arasında 1.5 derece sınırının aşılmasına yönelik ihtimali %66 civarında tespit etti.
Geçtiğimiz yıl sıcak hava dalgaları dünyanın dört bir yanında yeni rekor sıcaklıkların kaydedilmesine yol açmıştı; ancak yeni rapora göre, bu yalnızca bir başlangıç olabilir. İklim krizi ve El Nino hava sistemi, birlikte küresel olarak yeni sıcaklık dalgalarının oluşmasına sebep oluyor.
Bilim insanlarına göre yeni El Nino dönemine girilmesiyle birlikte, önümüzdeki beş seneden en az birinin kayıtlara girmiş en sıcak yıl olması ihtimali %98 civarında.
Taalas, etkiler hakkında uyarılarda bulundu: “Önümüzdeki aylarda El Nino’nun hayat bulması ve insan kaynaklı iklim krizi, birlikte, sıcaklıkları istenmeyen bölgeye çekebilir. Bu durumun insan sağlığı, gıda güvenliği, su kaynakları ve çevre üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir, hazırlıklı olmamız gerekiyor.”
Kuzey Kutbu, dünyanın geri kalanından çok daha yüksek bir hızda ısınıyor ve bu durumun Kuzey Yarımkürenin iklimine müdahale eden Jet Akımı gibi farklı hava sistemlerinde de etkileri olduğu anlaşılıyor.
Raporlara göre bu sene Amazonlar, Orta Amerika, Avustralya ve Endonezya için de görece kurak geçecek. Bu durum özellikle Amazon Havzası için kötü bir haber demek. Bilim insanları, bu bölgedeki giderek artan sıcaklıklar ve orman katliamları döngüsünün bölgenin yağmur ormanı yapısını tahrip edip savan bölgelerine dönüştüreceği konusunda endişelerini belirtmişlerdi.
Gezegenimizin devasa karbon yutakları olarak kullanılan yağmur ormanlarına olan ihtiyacı düşünüldüğünde, bu durumun felaket etkileri olabileceği anlaşılıyor.
Ayrıca rapora göre önümüzdeki beş sene boyunca, Kuzey Avrupa, Alaska, Sahel ve Kuzey Sibirya’da yağışların ortalamanın üzerinde olması bekleniyor.
2023’ten 2027’ye kadar olan her yılda, küresel yüzey sıcaklığının 1850 ila 1900 yılları arasındaki “sanayi öncesi dönemden” 1.1 ila 1.8 derece daha yüksek olması bekleniyor.
Dünya son yıllarda önemli ölçüde ısındı. 2015’te Paris Anlaşması ilk kez imzalandığında, katılımcı ülkeler küresel sıcaklık artışını 2 derece eşiğinden kesinlikle aşağıda tutmakta anlaşmış, 1.5C eşiği için ise mücadele sözleri vermişlerdi.