Sigara kullanımının vücuttaki tüm organlarda değişik hastalıklara yol açtığını belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Bilen Hızel, “Yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının erken yaşlarda önlenebilir olması nedeniyle sigarayı bırakma, özellikle gençlerde büyük önem taşıyor. Erişkinlerde sigara kullanımının ergenlik dönemi ile yakından ilişkili olduğu biliniyor. Araştırmalar, sigara kullanan erişkinlerin yüzde 90’ının ilk sigaralarını 18 yaşından önce içtiğini gösteriyor” dedi.
BAŞLAMAK KOLAY, BIRAKMAK ZOR!
Nikotinin bağımlılık yapma potansiyelinin, diğer bağımlılık yapan maddelerle kıyaslandığında daha fazla olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Serap Bilen Hızel açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Kişiler bir süre sonra artık sigarayı zevk almaktan çok huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, ani sigara içme isteği gibi nikotin yoksunluk belirtilerini yaşamamak için tüketmeye başlıyor. Nikotin bağımlılığı, sigara kullanımının sürdürülmesinde en önemli etken oluyor. Başlamak kolay bırakmak zor hale geliyor.”
NİKOTİN YOKSUNLUK BELİRTİLERİ YENİDEN SİGARAYA BAŞLAMAYA NEDEN OLUYOR
Sigarayı bırakma döneminde hissedilen yoksunluk belirtilerinin tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Bilen Hızel, “Bu dönemde, fizyolojik olarak bağımlı kişilerde nikotin yoksunluk belirtileri, yeniden sigaraya başlamalarında önemli bir rol oynuyor. Sigara içenlerin yüzde 70’i sigarayı bırakmak istiyor, yaklaşık yüzde 30 ile 40’ı da kendi başına bırakmayı deniyor. Ancak bunların yalnızca yüzde 5’inden daha azı uzun süre sigara içmemeyi başarabiliyor. Bir bağımlılık olan sigara içiminden kurtulmak için bireysel çabalar kesinlikle çok değerli. Ancak bir hastalık olarak kabul edilen bu davranıştan kurtulabilmek için sağlık çalışanlarından destek almak gerektiğini de unutmamak gerekiyor” dedi.
COVID-19, SİGARA İÇENLERE DAHA ÇOK ZARAR VERİYOR
Covid-19 pandemisinin tüm hızıyla sürdüğü son günlerde, ülkemiz bu durumdan etkilenmeye devam ediyor. Tütün ve tütün ürünleri kullanımının Covid-19 pandemisi üzerindeki etkilerinin netleştiğini belirten Uzm. Dr. Serap Bilen Hızel, açıklamalarını şu şekilde noktaladı: “Tütün, tütün ürünleri, nargile ve pasif içiciliğin Covid-19’a yakalanma oranını artırdığı artık biliniyor. Tütün kullanımı, tüm solunum yolu bariyerlerini bozduğu, dokunun normal yapısını değiştirdiği ve bağışıklığı zayıflattığı için enfeksiyonlara yatkınlığı artırıyor. Sigara AC2 adını verdiğimiz alıcı sayısını çoğaltıyor ve Covid-19 virüsü de bu alıcı yapıları kullanarak daha kolay yayılabiliyor. Ayrıca sigara içmeye genetik olarak yatkınlığı bulunan kişilerde, Covid-19 enfeksiyon riskinin %45, hastane yatış oranlarının %60 daha yüksek olduğu, hastaneye yatış ve yoğun bakıma alınma durumunda ölüm riskinin 14 kat daha fazla olduğu yayınlanan çalışmalarla biliniyor. Bu durumda çözüm sigarayı ve tüm tütün ürünlerini azaltmak değil bırakmak, çünkü tütün ve tütün ürünleri için güvenli bir düzey bulunmuyor.”