Herkes hayat için birçok şeyler söylüyor veya yazıyor.. yazılanlar ve söylenenler bir tecrübe sonucudur elbette... Hayatın önceden yazılmış bir metni olmadığı için meraklıları bu yazılan ve çizilenleri bir solukta okuyor veya dinliyor..Oysa ne ilginçtir ki ne söylerseniz söyleyin , kişi kendi yaşamadıkca birçok şeyin anlamıni ve önemini anlamayacak ..Bu konuda şiir dünyasına şöyle bir uzanalim onlar ne diyor ?
Hayat nedir ,nedir ki anne?(Yusuf Hayaloğlu)
Kısa bir öyküdur hayat uğruna upuzun acılar çektiğimiz veya kısa bir türküdur söylemek için çıldırdıgimiz(Yılmaz Odabaşı)..diyen şairlere kulak vermek gerekirse ne çok savaşırız hayatla göze göz , dişe diş.. bitmez bir kavganın neferiyiz.. kimdir galip kimdir mağlup hiç bilinmedi ve bilinmeyecek de..
Ve insanoğlu bu kısa öykülere neleri neleri sığdırir.. acılar, özlemler, nefretler, ayrılıklar..
Duygunun binbir rengi..
Peki Cemal Süreya ne diyor, hayat kısa kuşlar uçuyor..Evet , kuşlar uçuyor ,kim söyleyebilir kuşların uçup gözden kaybolduğunu ,var mıdır bir izi? İşte insanoğlu da öyledir , yanı başınizdakinin sizinle beş dakika önce olduğunun var mıdır kanıtı? Geçmiş bir rüyadir , yaşadığımız bir yalan hem de..
Can Yücel ne der peki?Hayat bir gündür o da bugündür.. Geçmişin üzüntüsüyle geleceğin kaygısıyla yaşayan bizler anın kıymetini ne yazık ki bilmiyoruz.. Çok kere geçmiş için sizlanip anı yok sayarak ömürden yiyiyoruz..
Neden sonra yukarıda söz ettiğim yazılanlari okuyup aydınlanma ve arınma dönemine girdik mı bu defada bunun için hayiflaniyoruz velhasıl biz ,bu ülkenin insanları üzülmek ve kahirlanmak için hep bahaneler buluyoruz..
Öze dönmek ve her şeyi , herkesi olduğu gibi kabul edip yaşamdan tat almak lazım. vicdanıniz rahatsa hayatı çok kurcalamayin , yaşayın gidin der Can Yücel. Doğrusu da bence bu..