Sevgili Dostlar,
Bildiğiniz gibi Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 29 Aralık’ta yapılacak olağanüstü seçimli genel kurul ile yeni başkanını belirleyecek. Başkanlık yarışında, biri tecrübeli bir yönetici, diğeri ise genç ve dinamik bir vizyona sahip iş insanı olan iki güçlü aday var.
Serdal Adalı ve Hüseyin Yücel.
Bu seçim, yalnızca Beşiktaş’ın geleceğini değil, Türk futbolunun yönünü de etkileyebilecek kadar önemli bir dönemeç.
SERDAL ADALI: TECRÜBE VE GELENEK
Serdal Adalı, Beşiktaş camiası için tanıdık bir isim. Daha önce kulüp yönetiminde yer almış ve başkanlık yarışına birkaç kez katılmış bir aday olarak, “deneyim” kartını elinde tutuyor. Adalı’nın özellikle mali krizlerle boğuşan Beşiktaş’a yönelik finansal planları, üyeler arasında ciddi bir güven oluşturuyor. Adalı’nın geçmişteki görev döneminde edindiği tecrübe, kulübün mali yapısını düzeltme ve yeniden yapılanma projelerinde avantaj sağlayabilir.
Ayrıca son dönemlerde kulübün her ihtiyacı olduğunda çekinmeden elini taşın altına sokması da gerçekten takdire şayan.
HÜSEYİN YÜCEL: DİNAMİZM VE YENİLİK
Hüseyin Yücel, eğitim sektöründeki başarıları ve gençlere yönelik projeleriyle tanınan bir iş insanı. Beşiktaş camiasında nispeten yeni bir figür olan Yücel, “genç ve yenilikçi bir lider” imajıyla seçimde dikkat çekiyor. Eğitim alanındaki yatırımları ve vizyonu, Beşiktaş’ın altyapı projelerine yönelik çalışmaları.
Ancak, Yücel’in en büyük dezavantajı, kulüp yönetimi konusunda tecrübe eksikliği. Beşiktaş gibi büyük bir kulübü yönetmek, yalnızca vizyon değil, aynı zamanda kriz yönetimi ve camia dinamiklerini iyi anlama gerektiriyor.
Ayrıca bu yola beraber çıktığı eski başkan Hasan Arat’la şaibeli bir dönem geçirmesi.
Sonuç her ikisi ve Büyük Beşiktaş kulübü için hayırlı olur İnşallah .
Bu işlerin içinde olan biri olarak kalbimden geçen artık söz sahibi Serdal Adalı’nın dolayısı ile taraftarın olması zira bir süredir taraftarın sesini duyan yok.
Dün Adalı’nın Beşiktaş çarşıda gördüğü bizzat şahit olduğum izdiham ve sevgi seli de bunu gösteriyor.
Yani dostlar her büyük Beşiktaş’lının kalbinde yatan kim olursa olsun ama sonuçta Beşiktaş kazansın inancıyla çok yakın zamanda güzel bir mücadeleye şahit olacağız.
Hem bir Beşiktaşlı olarak hem de tribünlerin içinde olan biri olarak ümidim yeni başkanın koltuğu, güç arzusuyla değil, bu büyük değeri hak ettiği seviyeye taşımak için bir fırsat olarak görülmesidir.
Seçilecek başkanın “Beşiktaşlılık duruşu” ile hem saha içinde hem de dışında örnek bir yönetim sergilemesi şart. Artık söz sırası üyelerde; umarız bu seçim, Beşiktaş’ın hak ettiği aydınlık geleceğe doğru atılmış güçlü bir adım olur.
Vesselam…