Tire Ziraat Odası, Tire Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile Şoförler ve Otomobilciler Odasını ziyaret eden Sındır, anayasaya atıf yaparak: “Egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.’ sözlerini hatırlattı ve tek bir kişinin her şeye egemen olmasına izin verecek miyiz? Hep birlikte buna dur diyelim. Hayır’da hayat var” dedi.
“SIRAT KÖPRÜSÜ GİBİ!”
Memleketin geleceğinin ‘evet’ ve ‘hayır’a bağlı olduğunu ifade eden Sındır, “memleketimizin geleceği evet ve hayıra bağlanmış durumda. Sırat köprüsü gibi. Biz referandum sürecinde parti rozetlerimizi çıkardık. Parti olarak değil bir yurttaş olarak alanlardayız. Sade bir vatandaş olarak, sorumlu bir vatandaş olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir parti ayrımı, inanç ayrımı, kimlik ayrımı yapmaksızın tüm vatandaşlarımızın ortak geleceği için çabalıyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlarımıza da Milliyetçi Hareket Partisine oy vermiş gönül vermiş vatandaşlarımıza da çağrı yapıyoruz. Bu parti meselesi değil memleket meselesi. Sen ben ocu bucu demeden tüm vatandaşalarımızı, çocuklarımızın geleceği için tek adam rejimini getirecek Anayasa değişikliğine Hayır demeye davet ediyoruz ”dedi.
“HAYIR İLE HAYIRLI DEVLETTE BULUŞACAK!”
Tek bir kişiye devletin tüm yetkilerinin verilmesinin Türkiye’yi uçuruma sürükleyeceğini ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “Cumhuriyet kuruldu biz cumhuriyeti değiştirmiyoruz diyorlar. Sadece yönetim sistemini değiştiriyoruz diyorlar. Nasıl değiştirmiyorlar? Nasıl yönetim sistemi bu? Rejim tamamen değiştiriliyor. Vatandaş oy verecek bir kişiyi seçecek, yüzde 51 oyla seçildi. Yüzde 49 oy ben bu kişi istemiyorum demiş olacak. Yüzde 50 artı bir oyla seçilmiş olan kişi aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olacak. Mesela Tire’nin kaymakamını atayacak bu kişi. Aynı zamanda Tire’de kendi partisinin ilçe başkanını da atayacak. Bu çift başlılık değil mi? İlçe başkanı sen ata, kaymakamı sen ata; peki kim kime talimat verecek kim kimden talimat alacak? Devlet böyle mi yönetilecek? Biz milletimize güveniyoruz, vatandaşlarımız 16 Nisan’da tercihini millet egemenliğinden, kendisinin temsil edileceği parlamenter demokrasiden yana kullanacak. Vatandaşlarımız Hayır ile hayırlı devlette buluşacak” dedi.
“BİR SİYASETÇİ EĞER HAKİM SAVCI TAYİN EDİYORSA…”
Getirilmek istenen sistemde denetimin olmayacağını belirten Genel Sekreter Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Getirilmek istenen sistemde denetlemenin adı var ama uygulamada mümkün değil. Cumhurbaşkanı bir yanlış yaptığında ne olması lazım? Onun da yargı önüne çıkması lazım. Kimsenin bu ülkede suç işleme hakkı olamaz. Peki Cumhurbaşkanı nasıl yargı önüne çıkacak. 400’ün üzerinde Milletvekilinin oyuyla yargı önüne çıkacak. Bir partinin Genel Başkanı Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini tayin ederse orada yargı bağımsızlığından söz edilebilir mi? Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12’sini belirlemişsin, diğer 3’ünü de senin partin belirlemiş. Yüce divanda 15 üyenin 15’i de senin istediğin üyeler. Adil bir yargılama olabilir mi? HSYK üyelerinin de 13’ünün 6’sını Cumhurbaşkanı 7’sini Meclis belirliyor. Bir siyasetçi eğer hakim savcı tayin ediyorsa orada yargı bağımsızlığı olmaz. Sonra diyoruz ki, yargı bağımsız ve tarafsız olacaktır. Dolayısıyla Hakim ve Savcılar Kurulunun 13 üyesinin 13’ünü de Cumhurbaşkanı belirliyor. Özetle mahkemeye işimiz, işiniz düşmesin. Sonuçta eğer bu anaysa değişikliği geçerse adliyeye siyaset girecek, adalet kalmayacak.”