Virüs, bakteri ve parazitler, bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir. Çocuklarda rota virüs, erişkinlerde ise norovirüs; gastroenterit yani ishalin başlıca nedenidir. Erişkinlerde ayrıca E. Coli, Camphylobacter, Salmonella (tifo), Shigella (dizanteri) gibi bakteriler de etkenler arasında sayılır.
Besin zehirlenmeleri de bakterilerle ortaya çıkarken, bağırsak solucanları ve tenyalar gibi parazitler de etkilidir. Besin zehirlenmeleri bulantı-kusma, karın ağrısı (kramp tarzında) bağırsaklarda gürültü, ishal ve ağız kuruluğu gibi şikayetlerle başlar, tanı ve tedavi gecikmesi ve etkenin özelliklerine göre ateş, ileri derecede halsizlik, bitkinlik ve kanlı dışkı görülebilir. İshalin yol açtığı sıvı kaybı ve elektrolit (sodyum, potasyum, klor) bozukluğu nedeniyle bilinç bulanıklığı ve koma gelişebilir. Zamanında ve yeterli tedavi yapılamazsa ölümle sonuçlanabilir.
BAĞIRSAK ENFEKSİYONLARININ ÇÖZÜMÜ ANTİBİYOTİK DEĞİL
Nadiren bazı ilaçlar da bağırsak enfeksiyonuna neden olabilir. Virüslere bağlı bağırsak enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedaviye bir katkısı olmaz. Gastroenterit, enfeksiyona neden olan etkenlerin vücuda girip coğalarak vücut savunma mekanizmalarını yenmesi sonucu ortaya çıkar. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Yılmaz, “Bağırsak enfeksiyonlarının bulaşma yolları, özellikle temizlik sorunu sonucunda oral-fekal bulaşım denen ağız ve dışkı yolu ile olur. Hijyene dikkat edilmeden hazırlanan ve uzun süre uygun olmayan ortamlarda bekleyen sıvı ve katı gıdalar ile kirli sulardan dolayı bulaşır. Özellikle el hijyenine dikkat edilmeli çünkü hastalık yapan etkenler ağız yolu ile vücuda girmektedir. Bazen virüslerin oluşturduğu enfeksiyonlarda antibiyotik kullanım sonucu bağırsak içi yararlı bakterilerin ölmesi sonrasında hastalık şiddeti artabilir. Doktor önerisi olmadan bilinçsizce antibiyotik kullanılmamalıdır” diye konuştu.
BİR HAFTA İÇİNDE KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞİR
Bağırsak enfeksiyonunun, sıcaklıkların artmasıyla birlikte yaz aylarında daha sık görüldüğünü vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Yılmaz, “Genellikle bol sıvı alımı, uygun gıda tüketimi ve istirahat ile 1-2 gün-1 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Çoğu hasta doktora başvurma ihtiyacı hissetmez. Hastalık döneminde özellikle kaybedilen sıvıyı tamamlamak için günde 2-3 litre arasında sıvı alınmalıdır. Bol sulu ve lifsiz gıda, yağsız ya da az yağlı ve baharatsız gıdalar tüketilmeli ve bu dönemde şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır” önerisinde bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, kendiliğinden iyileşmeyen ishal durumlarıyla ilgili ise “Eğer semptomlar şiddetli ve uzun süre devam ediyorsa, yüksek ateş varsa, bulantı-kusma nedeniyle beslenemiyor ve sıvı tüketilemiyorsa, vakit kaybetmeden sağlık merkezinde hastanın durumu, şiddeti açısından değerlendirilerek gerekirse hastaneye yatırılıp tedavisi uygulanmalıdır” dedi.
Gastroenterit tanısı için önce hekim hastanın hikayesinde, yediği içtiği gıda, kullandığı ilaçlarla ilgili bilgilerle beraber ne zamandan beri olduğu, dışkılama sıklığı ve kıvamı, rengi gibi bilgiler alır. Muayene ve sonrasında gayta ve kanda bazı değerlere bakılıp etken bulunarak tedavi düzenlenir.