Sivil Toplum Kuruluşlarının, kısa adıyla STK’ların temel amacı topluma hizmettir. Bu kuruluşlar, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.
İllerdeki Dernekler Müdürlüğü de, bu kuruluşların kurulma şartlarını, şekillerini belirler.
Sayısal olarak 7 asil üyenin, yani 7 insanın bir araya gelip, doğduğu yer, doyduğu yer, sevdiği şey, tuttuğu şey vs gibi unsurlar üzerinden, yer göstererek, gelir ve gider defteri tutarak dernek kurabilirler. Yani Sivil Toplum Kuruluşu kurabilirler.
İzmir’de en son kayıtlara göre 6 binin üzerinde dernek, yani Sivil Toplum Kuruluşu var.
Çalışma alanları farklı olmakla birlikte, çalışma şekilleri hemen hemen birbirinin aynısı.
Amacı dâhilinde çalışan Sivil Toplum Kuruluşları olduğu gibi, amacı dışında çalışma yapmak için kurulmuş olanları da var.
Mesela, kumar oynamak veya oynatmak hiçbir Sivil Toplum Kuruluşunun amacı ve çalışma alanı olamaz.
Mesela, aklına geldiği gibi bağış toplamak, bağış almak, bağışlarla istediği gibi faaliyet yapabilmek de Sivil Toplum Kuruluşunun amacına ve çalışma alanına girmez.
Maalesef biz de, Sivil Toplum Kuruluşu olmanın kolaylığı yanı sıra, kullanım anlamımda da biz başıboşluk var.
Mesela hep sorgulamışımdır, İzmir’de en yoğun etnik nüfusa sahip olan illere baktığınızda Manisa, Sivas ve Konya gibi bir ilk sıralama görürsünüz.
Atıyorum, derler ki İzmir’deki Manisalı sayısı 200 bin, Sivaslı sayısı 150 bin, Konyalı sayısı 100 Bin.
Bir 7 kişi bir araya gelir, Manisalılar Kültür ve Dayanışma Derneğini kurar. Bir 7 kişi daha bir araya gelir Manisa’yı Sevenler Derneği’ni kurar, bir diğer 7 kişi de bir araya gelir Manisa’yı Tanıtma Derneği’ni kurar.
İşte o 7 kişinin kim olduğunun, kimlik olarak bir önemi yok, sayısal olarak bir önemi yok. Ama o 7 kişi, İzmir’de yaşadığı iddia edilen 199 bin 3 kişiyi temsil ediyormuş gibi hareket eder.
Sayısal komedisine bir yana, bir de Sivil Toplum Kuruluşu gibi hareket edebilse iyi.
Yılda bir gün, bir kere düzenlenen dayanışma ve kaynaşma kahvaltısı, yemeği veya eğlencesi dışında, eğitimde, sağlıkta, sporda, maddi ve manevi değerlerde başka bir hareketi de olmaz.
Sivil Toplum Kuruluşu olmak bu kadar kolay olmamalı, Sivil Toplum Kuruluşu olmak yılda bir kere hareket etmek olmamalı.
Sayısal çoğunluk kadar, hareket çokluğu kıstasları da STK’lara getirilmeli.
Örneğin Manisalıları temsiler kurulmuş bir STK’ mısın, nüfus kayıtlarında Manisa olarak görünen ve İzmir’de yaşayanların en azından 4’de birini üye kaydını elinde bulundurması zorunlu olmalı.
Örneğin Manisalıları temsiler kurulmuş bir STK’ misin, Manisa ve Manisalıları ilgilendiren yılda en az 30 gün faaliyet yapma zorunluluğu konmalı.
Yoksa 7 kişi ol, adını bul, STK ol ile suiistimal de çok olur, olması beklenen de olmamış olur.
Yazım bu, haberi bu:
“İzmir'in Bornova ilçesinde, dernek binası kumar baskını yapan jandarma ekipleri, 108 kişiyi kumar oynarken suçüstü yakaladı.”