Siyaset dünyasına zaman zaman laf değil, taş attığım doğrudur.
Bir yazar olarak o kadar çok yazmanız gereken şeyler çıkıyor ki siyasetin içinden, bazen kaleminizin mürekkebi yetmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da üye kayıt törenindeydi.
Televizyonlar canlı olarak veriyordu.
İstanbul’da sadece Ocak ayında yapılan 45 bin yeni üye kayıttı yapılmıştı.
Erdoğan, rastgele ilçelerden üye kaydı yapılanlarla telefonda görüştü.
Kayıtlar gerçek mi, gerçek kişiler kayıtlı mı?
Siyasetin bir döneminde hatırlarsanız, siyasi partilerin mezar taşlarındaki isimleri okuyarak üye kayıtları yapıldığı gibi hayret verici olaylar ortaya çıkmıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığında, kazanmadığı iddia edilen süreçte, mahalle mahalle, ev ev kendisine oy verenlerin, vereceklerin sayısını bilen ve seçimini zorla almak isteyenlerden, zorlanmadan alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, siyasi tecrübesinin ve zekâsının yansıması bu.
Bu yeni üyelerin bir nevi kabulü, diğer nevi denetimi, teşkilata ise net bir uyarıydı.
Benim takıldığım konu bundan daha öte.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun konuşmasının içinde bir tek teşkilatları kurmak, güçlendirmek için çalışan başkanlarına mesajı vardı.
‘Dikkat edin, her türlü insan aranıza üye olarak girebilir. Onları ayıklamak da sizin işiniz’ anlamına gelen bir cümlesi oldu.
Bu uyarı ve mesajı aslında bütün siyasi partilerin alması gerekiyor.
Siyasi partiler, toplum gözünde görünen, kabul gören halinin kirlenmemesi için teşkilatlarda görevlendirme yaparken dikkatli olmaları gerekiyor.
Siyasi partiye, iyi düşünenler kadar, kötü düşünen, kötü yaşayan, kötü çalışan insanlarda üye olmak istemişler, olmuşlardır da.
Siyasetin kimliğine bürünüp, üzerinden maddi ve manevi her türlü çıkarı almaya çalışanlar, çıkarları için her türlü misyona bürünür, lügatı konuşur, figüre girerler.
Bunlar bukalemun gibidirler.
Siyasi partiler için terör örgütü PKK’dan, FETO’dan daha tehlikedirler.
Çünkü örgütlü bile değillerdir.
Ne yerleri vardır, ne isimleri, ne amblemleri, ne hiyerarşileri.
Hepsinin amacı aynı, hedefi aynı, yolu aynı, yordamı aynıdır.
Tespitleri zor.
Çıkarılmaları ise daha zordur.
Ayıklamanın tek yolu da Ahlak Testidir!
Dip Not:
Ahlâk, insanın kendisi dâhil, varlıkla ve insanlarla ilişkilerin de nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer yargıları bütünüdür.