İzmir mekân, roman mekanın yazıldığı yer. Ancak bir de sürekli cinayet romanları, yani polisiye tarzı romanlar yazınca insanın aklına ister istemez çok türlü şeyler de geliyor.
Polisiye romanın, dördüncü romanın Siyah Koltuk’un imza günü etkinliğinden gelişen bir diyalog bana bir yazı kaleme almamı da gerekli kıldı.
Öncelikle zorlu hava şartlarına rağmen imza günümde, yanımızda olan ve kitabımızın imzalı halini almayı tercih eden dostlarıma, okurlarıma çok ama çok teşekkür ediyorum.
Gelemeyenlerin üzüntü dolu sözlerini ve mesajlarını da aldım.
Onlar gibi olanlar için yakın zamanda dijital ortamda kitabımızın satış adreslerini vereceğim ki, oradan dijital olarak satın alabilme imkanı olacak.
İmza etkinliğime gelen belgesel yapımcısı, programcısı Kazım Erten, siyasetin içinden gelen tecrübesiyle, cinayet romanımı imzaladıktan sonra ‘Bir de Siyasi Cinayet Romanı’ yazma vaktin geldi diye bir espri yaptı.
Gülmek için mi yaptı, düşünmek için mi yaptı ayrı bir durum ama yaptı.
Yaptığı espriyi de sosyal medyasında günün anısına binaen yaptığı paylaşımında kullandı.
Sorular ve sorunlar da bunun üzerine başladı.
Siyasi cinayet derken neyi kast etti, siyasi cinayet işleyen kim, siyasi cinayetin konusu ne, maktul kim, sanık kim, olay nerede geçti, nasıl oldu vs gibi sorular da arka arkaya gelmeye başladı.
Siyasi cinayet romanı yazmak fikrine sıcak baktım ama içinde siyaset olan, içinde katili olan, içinde maktulü olan hiçbir olaya tanık olmadım.
Romanlarımı, tamamen yaşanmış gerçek olayları kaynak alarak yazan bir yazar olarak bu senim tamamen kurgusal bir alana geçmek demek oluyor ki, ben bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Asıl soru ve sorun, benim bir siyasi cinayet romanı yazıp, yazamayacağım değil.
Asıl soru ve sorun, siyasi cinayet romanı fikrini okuyup, öğrenen siyasetin içinde bulunanların, romanın konusunu, kişilerini ve sonunu merak etmeleri.
Sadece merak etmeleri olsa yine iyi, daha büyük sorun, bunu merak edenlerin, siyasi cinayet romanında kendi yaşadıklarının, yaşattıklarının mı konu olarak ele alınacağıydı.
Yani siyasetin içinde olup da, siyasi cinayet romanına konu olacak o kadar insan varmış ki, kimi sanık, kimi maktul, mağdur olarak, yazabileceğe siyasetin içinde cinayete konu olacak olayların çokluğunu gösteriyor.
Söylenen bir espriydi, ortaya çıkan koca bir gerçek!
İyi haftalarımız olsun.