Milletvekili Kazım Arslan şöyle konuştu:
DEVLETİN ÇİVİSİ ÇIKTI
“Diyanet’in anayasal düzenimize aykırı bu tür açıklamalarıyla devletin çivisinin çıktığı anlaşılmaktadır. Diyanet’in ciddiyetsizliği mizaha malzeme olmuştur. ‘Boş ol’ demeyi 90 sene önce terk eden Türkiye, Medeni Kanun ile yasal bir çerçeveye oturtmuş, yıllardan beri halkımız bunu kabullenmiş ve özümsemiştir, fakat Diyanet’in hala bu kuralları kabullenemediğine, sanki şeriatla yönetilen bir ülkenin kurumu gibi fetvalar verdiğine tanık oluyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı Laik Cumhuriyet sistemi içinde bağnaz değil çağdaş bir din anlayışının öncüsü ve uygulayıcısı olması düşüncesiyle, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün istemi ile kurulmuştur. Diyanet kuruluş amacının dışına çıkamaz, çıkıyorsa şeri kuralları devlet düzeninin içine sokmak istiyorsa, buna izin vermeyiz. Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyorum, çünkü bu fetva ile Diyanet devletimizin laik düzenini yok saymıştır.
YÜKSEK KURUL ÜYELERİ, ZAYTUNG’U İŞİNDEN EDECEK
Müftüye nikah yetkisini bile boşa çıkaran, hakim önünde boşanmayı gereksiz sayan, kadınların kişilik haklarını yok sayan bu fetvalarla laik yaşamı, aile yapısını tümüyle çiğniyorlar. Zaytung’u işinden etmeye kalkan, asıl işinden başka her konuda yorum yapan Diyanet İşleri, böyle saçma fetvalar için mi 2018 yılı bütçesinden 7 milyar 774 milyon liralık ödenek alacak? Devlette çoğu bakanlığın bütçesini katlayan Diyanet’e verilecek ödenekle, böyle garip fetvalar yayınlayacak kişileri taşımak için 2018 yılında 35 yeni araç alınacak, yetmedikçe ek ödenek istenecek.
7 MİLYAR BÜTÇELİ KURUM BU FETVALAR İÇİN Mİ ÖDENEK ALIYOR?
Madem öyle, bütçesini karamizah için kullanan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun hiç vakit geçirmeden istifasını SMS ve faksla bildirmesinde de yarar var. Kadın haklarını, Medeni Kanun’un yapısını, laik devletin ve ailenin anlamını dinamitlemeye kalkan, devletimizin düzenine meydan okuyan bu fetvalar acilen yayından kaldırılmalı ve Diyanet İşleri Başkanlığı vatandaşın sinir katsayısını daha fazla zorlamamalıdır. Dünya nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz. Diyanetin bu akıllara ziyan açıklamalarla nereye sürükleniyoruz? İktidarın ve mensuplarının görmesi gerekir.
Diyanet İşleri Başkanı’na sesleniyorum… Sayın Başkan; farkında mısınız bilmem ama Yüksek Kurul saygınlığını tüketiyor, kimsenin gülmediği fıkralara benzeyen açıklamalar yapıyor. Diyanetin ciddiyetini yok ediyor. Dinimizin ve seküler yaşamın yerleşik kurallarını, devletin düzeninde evlenmenin ve boşanmanın nasıl olacağını sorgulamak bu Kurulun üzerine vazife değildir. Bunun düzenlemesi Medeni Kanunumuzla belirli kurallara ve şartlara bağlanmıştır. Laik Cumhuriyetle yönetilen ülkemizin ne Anayasasına ne de Medeni yasamıza aykırı kararlara izin vermeyiz. Diyanet İşleri Başkanı ve Yüksek Kurulu’ndan, devletin tüm imkanlarını kullanarak yaptıkları bu talihsiz açıklamayı düzeltmelerini istiyor ve onları ciddiyete davet ediyorum."