Daha önceki yazında martı vb isim verilen tekerlekli ve elektrikli, plakasız ve ruhsatsız araçların trafikte ne kadar büyük tehlike yarattığını, insanlara trafikte can pazarı yarattığını yazmıştım.
Gördüğüm için, yaşadığımız için, duyduğum için.
Birkaç gündür İzmir’in işlek, merkez caddelerinde, trafiğin yoğun olduğu yerlerde gözlemlerim de bu yazıma birikti.
Trafikte artık motosiklet denilen, plakalı, ruhsatlı ve ehliyetli tehlikeler var.
Motosiklet denilen araçların sayısı ise her geçen gün, yaşanan pandemi sürecinde alışkanlık haline gelen, evlere her türlü ihtiyaçların servis edilmesiyle de çoğaldı.
Caddelerde motosikletlerin biri geliyor, biri gidiyor, biri tehlike yaratıyor, diğeri onun yaratığı tehlikenin daha büyüğüne zemin hazırlıyor.
Trafik ehliyetleri var, trafik plakaları var ama bu araçları kullananların trafik kurallarını umursamadıkları da ayrı gerçeklik.
Örneğin, plakalı, ruhsatlı değil de sanki evinin bahçesinde bisiklet sürüyormuş gibi hiç kırmızı ışıkta hiç durma adetleri yok.
Örneğin, plakalı, ruhsatlı trafik aracı oldukları halde araçları koydukları yol kenarı, kaldırım üstünde diğer araçların ve yayaların trafik hayatlarını zora sokup, tehlike yaratmaları hiç umurlarında değil.
Örneğin, trafik kurallarına göre altındaki araçları kullanmaları gerekirken, terlikleriyle, kasksız olarak, yan oturarak, tek eliyle tutarak, sağı solu seyredip, ona buna laf atarak sanki yazlık evlerinin önünde deniz seyri yapıyormuş gibi araç kullandıklarının hiç farkında değiller.
Örneğin, bindikleri aracın küçüklüğüne sığınıp, diğer araçların arasından risk yaratarak geçtiklerini, aracın sollamayı bırakın sağlamayı daha çok tercih ediyorlar.
Gözü arasa sırada solunda olan, sağda kendi güvenliğini sağlayacak şekilde boşluk bırakarak giden otomobil sürücüleri için artık sağda büyük bir tehlike oluşturuyorlar.
Sollayamıyorsa, sağlıyorlar!
Trafik Kanunlarına göre trafiğe çıkış yetkisi alan her aracın trafik içinde olma hakkı var.
Ama trafik kurallarına uyarak, başkalarının trafikte hayatlarını riske atmayarak, trafiği aksatmayarak.
Trafik polislerimiz de bu trafik kirlenmesinin çok ama çok farkındalar.
Hemen hemen her gün, şehrin değişik yerlerinde özellikle bu araçlar üzerinden denetimlerin çok sıkı şekilde yapıyorlar.
Kurallara uymayanlara anında cezai işlem uyguluyorlar.
Ancak herkesin can güvenliği, mal güvenliği açısından tabi cezai işlem uygulamak yeterli olmuyor.
Tehlike aynı tehlike olarak devam ediyor!