Uzun süredir solunum hastalığı olanlar için uygulanan ve doğru nefes alma tekniklerini içeren Pulmoner rehabilitasyonun, solunum sıkıntısıyla başa çıkabilmeyi sağladığını ifade eden Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, pulmoner rehabilitasyonla hastaların yaşadıkları sağlık sorunlarının minimize edilmesi ve yaşam kalitelerinin artırılması adına öncelikle egzersiz eğitimlerinin verildiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Işık, “Pulmoner rehabilitasyonun en önemli özelliklerinden biri hasta özelinde planlanmasıdır. Plan belirlenirken hastanın kısa ve uzun vadeli hedeflerinin de değerlendirilmesi önemlidir” dedi.
Covid-19 geçirenler için Pulmoner rehabilitasyon gerekli olabilir
Nefes darlığının hafifletilmesi, egzersiz kapasitesinin artırılması, hastane yatış oranlarının azaltılması ve hastaların kendilerini daha iyi hissetmeleri gibi birçok fayda sunan Pulmoner rehabilitasyon programlarının sıklıkla KOAH hastalarına uygulandığını, ancak diğer solunum hastalıklarına sahip olan kişilere de uygulanmasının fark oluşturacağını belirten Uzm. Dr. Merda Erdemir Işık, “Pulmoner rehabilitasyon programlarını KOAH hastaları başta olmak üzere bronşektazi, kistik fibrozis, interstisyel akciğer hastalıkları, göğüs duvarı hastalıkları ve akciğer kanseri hastalıkları olan bireyler için de öneriyoruz. Aynı şekilde akciğer nakli öncesi ve sonrası süreçte de programların faydasını görüyoruz. Covid-19 geçirdikten sonra solunum şikayetleri devam eden, aktivitelerinde kısıtlanma ve nefes darlığı yaşayan hastalar için de pulmoner rehabilitasyon öneriliyor” diyerek pulmoner rehabilitasyonun önemini vurguladı.
Hem sağlık hem yaşam kalitesi iyileşiyor
Pulmoner rehabilitasyon ile solunum kaslarının güçlendirilmesi, kas dayanıklılığının ve eklem hareketliliğinin artırılması sağlanarak akciğer hastalıkları nedeniyle gelişen nefes darlığını azaltabildiklerini anlatan Uzm. Dr. Işık, “Hastalıkların ilerlemesinin yavaşlatılıp önlenmesi, daha sağlıklı olunması, hastalıkların hem atak sayısının hem de ataklarının şiddetinin hafifletilmesinde de pozitif dönüşler alabiliyoruz. Hayati tehlike arz eden hastalıklara sahip olan hastalarımızda ise sağ kalım oranında artış elde edebildiğimiz gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Doğru planlanan, hastada kalıcı davranış değişiklikleri oluşturan programlara ilginin artması bu açıdan oldukça önemli” dedi.