Yerel seçim dedik, 31 Mart günü dedik, haftalar öncesinden, aylar öncesinden yazmaya başladık. Önce aday adaylarıyla uzun uzun konuştuk, sonra adaylarla.
Vatandaşların olumlu ve olumsuz tepkilerini de bazen canlı yayınlarda, bazen köşelerimizin, haberlerimizin üzerine düşen yorumlardan aldık durduk.
Sonunda o büyük güne, bugünü saymazsak kaldı 3 gün.
Sokaklarda gördüğümüz afişler, televizyonlarda gördüğümüz reklamlar, toplantı yerlerinde gördüğümüz adaylar biz gazetecilere oldukça yoğun ve keyifli günleri yaşamamıza da neden oldu.
Canlı yayında, cansız olarak özel görüşmelerde dinlediğim bütün belediye başkan adayları, ilçeleri için hep güzel sözler söylediler. Hiç birisi bir şey yapamam demedi. Hepsi her şeyi ince ince planlamış ve ne yapması gerektiğini net şekilde biliyor durumda.
Asıl sorun söylediklerini yapabilecek kadar zekâya, güce ve paraya sahipler mi?
Öyle ya, düşünmeden, hareket geçmeden ve karşılığında paranız olmadan söyledikleriniz sadece hayallerinizi süsleyen cümleler olarak kalır.
Peki, seçmen olarak ben ve benim gibi durumda olan siyasetin kıyısında duran, adayları seyredenler olarak sizler bu seçimi yapmaya hazır mısınız?
Oyunuzu verdiğiniz, başkan olmasına neden olduğunuz kişinin 5 yıl boyunca ilinizde, ilçenizde bir şeyler yapabileceğine emin misiniz?
Canım bir oyum var, onu da yasa gereği veririm, keyfim gereği vermem diyerek mi hareket edeceksiniz?
Valla hangi düşünceyle hareket ederek oy verirsiniz veya vermezsiniz bilemem ama şunu kesin biliyorum, 2023’e kadar seçilmesine veya seçilmemesine neden olduğunuz belediye başkanının kaderine razı olmak zorundasınız.
Seçilen belediye başkanını, öyle 3 bilemedin 5 ay hiç bilemedin 1 yıl sonra, hata yaptım kusura bakma, diyerek görevine son vermek lüksünüz yok.
Oyunuzu geri alma lüksünüz ise hiç mi hiç yok.
Onun için gelin son bugünü saymazsak son 3 gün.
3 kere daha düşünün.
3 kere daha irdeleyin.
3 kere daha şüphe ile bakın.
3 gün sonra kararlı şekilde gidip, o bir oyunuzu atın.
Yani, 3 gün düşünün, 1 oy atın, 5 yıl neler oluyor veya olmuyor diye bakın!